29
Yorum
76
Beğeni
0,0
Puan
2600
Okunma

Sen ey körpe şehir!
Sığındığım gecelerinde düşler avutuyorum
Kalbim dövülmüş demir, ateşten kor rûhum
Bil ki yenildim orta yerinde kalabalığın
Kızgın nehirlerle yıkadım olmazlığımı
Kendi telâşında kayboldu ışık
Karanlığa hapsoldu tümden sürûrum...
Sen ey dil bilmez yangın!
Yol iz kalmadı bak derinliğinde
Yıkılsam kalkardım elbet; yok olmak bunun adı
Menzil, yanık türküdür uzaklığın teninde
Mâzi dediğin, katran karası tuzak
Sesim uzaklara âşinâ; söyleyemem, bilirsin
Kanayan bir tat var sâde dilimde...
Sen ey tuzlu dalgaların soysuz denizi!
Nicedir görünmüyor ufkunda güneş
Nereye saklıyorsun onca baharı!
İki elim iki bulut; mahşer yeri gökyüzü
Siliyor aynaların sırrını çocukluğum
Kocaman adımlar arşınlıyor zamanı...
Sen ey kuşatılmış dağlarımın bekçisi!
Nereye gidiyorsun ardındaki ıslıkla
Bak; yağmur da başladı
Zaten kurşun yarası ömrüm
Ve hatta ölüm kol geziyor yanımda
Bitmeyecek sandığım masallardan geçtim ben
Zararım yok kendimden başkasına...
Ey sen!
Sen ey unutulmuş mağara sessizliği
İçimde bir ıssıslık
Ne diye döner ekseni eğri bu dünya
Unutsun beni...
Uyutsun beni...
Özlem TARHAN
Mayıs güncesi....
Şiirimi güne taşıyan seçki kuruluna ve gerek okuyarak gerekse yorum bırakarak varlıklarını esirgemeyen tüm dostlara şiir adına teşekkürlerimle...