7
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1143
Okunma
bir meçhul bahardın
doldurup koynuna yağmurları
ve takılıp makamsız bir rüzgarın kuyruğuna
ardında arsız kırmızlar bırakıp giden...
oysa zamasız bir göçtü bulutların ki
daha mutlu sabahların güneşine mevzilenecektik
ve çocuk sevinçlerimizi serip dağların gölgelik yerine
ceplerimize rengarenk eşkıya sevdalar dolduracaktık
ve daha düşüp düşüp birlikte ağlayacaktık
sen yüzümün kirini silerken
ben gözyaşlarını içecektim...
gel gör ki
içli şarkılar söylüyorum şimdi
ve gül bahçeme
zemheri tohumları ekiyorum boy boy
ki
yüreğimin arasında sana çığlar büyütebileyim...
gün
mor a dönüyor sevgili
kalkmalıyım artık
son yudumda yine seni içtim
ki
bit pazarında ikinci ele düşmesin sevda...