1
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
588
Okunma
bir şey söylemeye geliyordum
yalnızdı yalnızlığım yanıldığım
ama of
çukur ellerimden çatıya kadar duydumğum
yığıldı kaldı ağırlığın üstümde
geçmişi ellerinden kaçıran beyaza inat
yorgunluğumu anla bana inan
kaybettiğim anıyı arıyorum
kimyası bozulmuş dizlerinde
pencereyi saklayarak çoğalıyor paylaştığımız an
ilgisiz bir şey olmamalı
duygusuz bir aşk yada
kara kanatlı kuşlarla uzaklaşan şarkılar
uzayıp gidiyor yıldıza kadar
çiçekler uyanacak diye hatırladığım
suların ikide bir dövmesi duvarımı
çekilirken gülümseyen
acılarını öpüyor dudaklarım
çağların içinde her an unutmaya hazır
eski bir yılgınlık karşılıyor bizi
yorulduğumu hatırlıyorum usanmadan
rüyalarımın tenini yırtan kabus
duymak istemiyor nefesinin esintisini
kalabalık karmaşalar yığınında
büyülü sözlerle dalların sayıkladığı
dalgın rüzgarlar söylüyor şarkımızı
ne beton işitiyor ne kaldırımlar
sana niçin kırıldığımı.