0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
967
Okunma

Bugün bir başka benim için
Buruk bir bayram sabahını andıran
Hüzün dolu sinem;
gülmeye ve huzura aç,
Gün belki bugün doğdu
ve sana hasretim şu anda
Ve sana muhtaç..
Oysaki EDİLE;
seni sevmeyi, sevmenin hikayesini yazabilirdim..
İçimdeki kelimeleri bir dökebilsem şu kağıda,
iki nehir gibi sineme varan
ışık hüzmesi gözlerini,
serin bir meltem edasıyla çehreme çarpan
o kahve renkli, beyaz köpüklü;
Bal tadındaki, güneşten süzülen
ipeksi tel tel dalgalı saçlarını
her okşayışımı,
içimi eriten o enfes nefesini dile getirebilsem,
dökebilsem kağıtlara,
isyana bürünmese kalem,
yokluk göstermese ,
Ziyana girmese mürekkep,
içimdeki yakamozlar kıskanmasa;
anlatabilse,
dökülebilse inci inci sözcükler..
Oysa ki ben EDİLE;
Sancılı yüreğim ile cümleler arasında
Anlatamadan, dile getiremeden derdimi;
ölüp ölüp inliyor,
Ölüp ölüp diriliyorum.
Sana meftun olmak, sana aşk ile bağlanıp
seni sevmek , seni özlemek;
Hicranla yanan gönlümü
O kapının eşiğine
Her dem yüz sürdürmek.
Ey EDİLE;
Özlemek ölmek mi sence, bilemiyorum
Belki de özlemek;
Ölüm ile yaşam
varlıkla ile yokluk arası bir şey olsa gerek
kalbimde hep yemyeşil yeşeren
ama bir türlü boy boy filizlenip
başaklarını yükseltemeyen,
çorak ve kurak çöldeki kum,
yeryüzündeki kızıl topraklar gibi
bir kırabilse kabuğunu,
bir aşabilse ruhundaki çamuru,
dökebilse, serebilse sere serpe içindekini,
nasıl dirildiğine sende şaşarsın;
şaşarsın EDİLE...
Biliyor musun hayret ediyorum,
Şaşıyorum kendime,
seni sevmenin ve sana tutkun olarak kalabilmenin;
Destanını, kitabını yazacaktım
bir de bakmışım ki;
seni özlemenin kitabını yazıyorum mürekkebimle.
Sana dokunamamanın acısını hissediyorum kalbimde,
Şu naçar kalınan bedenimde
kanım donuyor sensiz,
hiç bu kadar acizkar olmadı,
Ve hiç bu kadar çaresiz.
EDİLE..
Murat AYDIN
5.0
100% (1)