Nice demdir burukluk bu kalemin payesi
İnce belli cerenin ışıltısı naz gülü
Buğusu anlatırken albeni hikâyesi
Gönlün bitmez öyküsü bir Leyla’nın kakülü
Camdan bakar cezp eder nicedir bakışları
Erguvan mevsimine çevirir çay kışları

Anlamasa da kimse çayla ünsiyetimi
Yedi rengi görürüm ince belli içinde
Harflerle bütünleşir mısra mısra çay imi
Bu efsane yereldir yoktur Maçin’de Çin’de
Camdan bakar cezp eder nicedir bakışları
Erguvan mevsimine çevirir çay kışları

Hüzün mü o bizimle lakin şekvamız yoktur
Kara çayın karası sinemizde süveyda
Leyla’nın kirpikleri hüzün tılsımlı oktur
İnce belli incecik naz ıtırlı rüveyda
Camdan bakar cezp eder nicedir bakışları
Erguvan mevsimine çevirir çay kışları

Erguvan mevsimin şerhi İstanbul olur
Yedi tepe üstünde yedi nakış bergüzar
İstanbul’da çay içen bin bir meserret solur
Sinesindeki hüzün yudum yudum kaybolur
Camdan bakar cezp eder nicedir bakışları
Erguvan mevsimine çevirir çay kışları

Suzinakla kesişir bestenigârın yolu
Çay nağme dükkanın iklimi som meserret
Bir fasılla açılır ince bellinin yolu
Akıbet hayır olur şayet hayırsa niyet
Camdan bakar cezp eder nicedir bakışları
Erguvan mevsimine çevirir çay kışları

Bu şiiri yazdık biz kimse okumasa da
Çaydaki albenidir kısaca işin özü
Porselen demlik nakış çay saati masada
İtinayla söyleriz naz ikliminde sözü
Camdan bakar cezp eder nicedir bakışları
Erguvan mevsimine çevirir çay kışları
07.05.2016 İbrahim Kilik

*ayna