16
Yorum
82
Beğeni
5,0
Puan
2060
Okunma

Hani bir ikili bir fincan hediye etmiştin bana.Bilmem kaç sene oldu sakladım durdum seninle içeriz kırk yılın hatırına diye...Bugün çıkardım iki kahve yaptım kendime.Karşıma seni aldım yudumladım keyifle...Şimdi fark ettim lalelerin rengi maviymiş.Ben de sana mavi bir boyun atkı başlamıştım,hala yarım elim gitmedi örmeye...Aşk bu değil miydi sevgili,ayrılsa da beraber olmak...Şimdilerde hastayım,duygusallığım ondan belki de..Sen deli doluydun,ben de deli dolu sevdim seni senin yumuşacık yüreğinle.Hep mavide kalman dileğim ile...
Dayadım yüzümü cama
baktım karşı balkonun demirlerine tutunmuş bir çocuğa
Göğsü parça parça
Kocaman açtığı gözleri canlı cesetti adeta.
Bulsaydı bir yumuşak ses
uzanırdı üzerine boylu boyunca.
Tutsaydı babası sımsıkı ellerinden
kırık bir bakış takılmazdı gerçeğine.
Yaşamak nadir ve gevşek olmazdı felsefesinde.
Elinizi uzatıp baktığınızda yas olmazdı ülkesinde
Lambası kısık sokaklarında
sokak köpekleri,kediler ve kuşlar arkadaşları olmazdı.
Gündüzden kalma kokuyu duyumsadığında
bankların her birine saydırıp durmazdı tüm marşları her dilde.
Menekşe kokardı soluğu gecelerde..
Başı okşanan bir çocuk gördüğünde
ağlamazdı kumsal boyu görünmeden kimseye.
O yüzdendir ki;
Ne zaman yüzüne severek dokunsam kaçardı benden
Parktan aldığı dostluğu istesem de kalbinin minik sesinden
Oturup konuştuğumuzda bulsa da kelimelerimiz bir birini
Kendi yaman evinde dam istemediği belliydi
aynı sarnıçta düş ve gerçek olsak da ikimiz.
Tek ayağım kapısından içerideydi.
Dudağı uykuda kanıyordu sevdiğini söyleyemiyordu.
benimse bir rüyam vardı O’nda ağlıyordu...
.
5.0
100% (58)