1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
744
Okunma
yeşerteceğim diye
gün griye döndü artık
göz yaşı dökme çöllere
bitti delilik mesailerim
gömülürken gecenin içine
bir dal kağıdım bile yok
demedim mi ağla papirüslere
yol geçen hanına dönmüş yüreğim
merdivenleri bile hallaç teli misali
direk mi kalır şimdiki demlere
sam yellerinin en nemlisinden üfle
nil bu; bereketi külliye
olsun bel vermiş damlarıma direğim
kurudu diyorsan pınarlarım
sok ra’nın kabrine kipriklerini
aç yukarıya ellerini
nice yakarışlarım yapışmış demirkazığa
yek damla su vermez mi dualarım
hangi çeliğe su verirsen ver, illaki bir sap olacak ardında
kanım deliyken omzuma koyduğun ellerin gibi
zaman mı kanatlıydı biz mi kuşa kurşun atmadık
kamış kalınlığına gelince olsun bari ayaklarıma teselli
bergüzardır derim
boğum boğum olsun dizlerime koltuk değnekleri
papirüs diplerine ağla
tüm tekke kavaklarını kuruttun
ne bel koyacağım ne de tütün saracağım ağaç kalmadı artık
gece mi ağır sen mi ağırsın dillendiremiyorum anılarımı
çok günahlar biriktirdik
şimdi arzuhâl yazma zamanı
kasım
5.0
100% (2)