2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
737
Okunma

Kelamım sustukça boğazımda,
Titrek dudaklarımdan,
Asi bir nehir olur,
Sözlerim damlar ayaklarıma…
Efsun bakışlı sevda,
Ruhumda ıtrını taşır odama,
Suskunluğun tam ortasında,
Çıplak ayakla bastığım yokluğu,
Ve onsuzluğu,
başlarım tavafa...
Belki de bu yüzden;
Ellerim anlamsız cümleler toplar.
Devrik şiirlerin eşiğinden,
Belki de, sevdanın sûkut kuşları,
Bu yüzden yolar kanatlarını,
Ellerimin içinde….
Bu yüzden içimdeki tufan,
titrek bir hal alır.
Ruhumun tükenmişliğinden,,.
Kan ağlayan tebessümlerim.
Lal olmuş dilim,
Kanı çekilmiş tenim,
Hırçın ve kırılgan halim,
Belki de bu yüzden çiçeklenir,
Kuru dallarımın ucunda…
Yine de ben isterim ki;
O öyle mahzun durmasın,
Karanfil kızılı ateşlerin
içinde kalmasın,
Savurmasın ümitlerini,
Yarasalar çaldı diye,
Hercai bir döngüye esir olmasın,
Menzili..
Hep ona,
Hep bana
Ve demli bir sevdaya varacak
Yolları kapatmasın…
Onsuzluğun,
hüznün siyahında
Milad olacağını bilsin,
Bir meczuba mecbur,
Hissetmesin kendini,
Gamzede okyanus olmuş damlalara
Gözü çapaklanmış sabahlara...
Güneşi alıp götürsün,
Razıyım ben…
Hüzne münhasır geceleri bana bıraksın
Ebabil kuşlarının kanatlarında...
Yada;
Artık …!! bize de bir güneş doğsun.
Ama güneşin saçtığı…
İlk ışık o olsun…!!
29/03/2016
Müşteba Güneş
5.0
100% (2)