2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1431
Okunma

“ebem hâlâ sağ mıdır ki
bi da görebilcen mi ki.”
“dedem”
“gardaşım”
“halam? halamı birine verdiler mi ki
düğününde oynayabilecen mi
bari köyde olaydım düğününde
olur olmaz birine verdirtmezdim
ırazı gelce(ği)m biri olursa amenna!!
kime ırazı geli(r) ki i(n)san
ya da bakdın elden gediyo!
elim mahkım “atbaşı” dutardım
hiş değilise,
..
meccane de vercek değiliz ya;
ürüsüm böyle
hemi de
atbaşı alı(r)dım emme
böğüne kadak alınandan fazla
gabil etmezdim, olmazsa..
bitecik halam…!
valla bi(r) çobana
bi(r) de yabana verdirmen
emme eyi biliyon kuu kim olu(r)sa ossun
köy yerine varırına varmaz
ben il iş olalak “atbaşı” paramı alırın
köye varsa bile okumuş mamir biri olu(r)sa
bu “eski köy adeti”nden cayarın,
mamirden de başlık isden(ir)se
ayıp olu valla!!
emme halam benim hediyemi ayırır
sağolsun beni bek sever
ne de olsa ilk yeğenin ya
evde böyük
evde yalınız oldumuydu
beni ünner
geceleri gorkusundan belki de
beni hep guca(ğı)nda yatırı(r)dı
yazzıık gece boyu üsdümü örter duru(r)
üsdüme titrerdi..
..
zavallı; heş deği(l) mamir birine varı(r) da….
köyden file ğederse
gurtulu(r) ğede(r)
………….
işallah gadın Alla(hı)m
bak gör ga(ri)..
mamir birine varı(r)saa
beni yanında götürüp okudacağıdı
ya gocası olcak şey beni isdemezse
şe(hir)erli olu(r)sa isdemez tabi,
hiş değilise ilk sene uzak durmalı
ne de olsa -cicim ayları-
ha! n’olur tecil ederin bi tahakı seneye
o arada “ağzında girer burnundan çıkar”
kendime mut ederin enişdeyi evelallah
ha okumuş mamir..,
ha şeherli; gafaları bek basmaz
ketempereye getirin evelallah
i(n)şallah
emme hiç isdemezsee ……….
valla o ğözellikde biri
kocasına isdediğini etdiri
akıllı, cazı , uzun sarı saşlı,
al buyday yanaklı
upuzun boylu,
padişah gızı ğibi
yok bi da öyle biri
halam gibi biri olsa valla gaçırman
ya da gaçırın valla
o’nun gibi biri az bulunu(r) o civarda
“ay parçası” derdi dedem bile
goca kövün en gözeli
emme halam..
elden ne ğeli(r)?
..
hani “Allahın işi-ğücü yoğukana
özene bezene yaratmış” derler ya
ta öyle,
halam bidene
gıralıça
hele gözleri,
bi ğözleri varıkıı
değme dünya gözeline daş çıkartdırı
kayınat gözeli desek yalan deği valla
yanı ay parçası..
ta öyle
el hasılı kelam;
halamı alan yaşadı
öyle birini alsam gayınıma
geli-ğeçer atbaşı verin valla-billa..
gerçi köyün bütün deliğannıları
hep onun hayalını oğşayo(ru) emme
halam heş birine gulağ asmazdı
assa bilmen mi
bizim evin yolundan sağa-sola,
olmadı aşşa-yokara
halam uçu geşdikleri bellim bellim besbelli
damımızda, camımızda
bütün genşlerin gözleri
emme o;
onnarı ğördükçene, yaka silkerdi
burun gıvırı(r),
gafasını çeviridi
hazzetmezdi heş birinden
huysuzlanırdı,
sinirlenirdi,
öyle zamannarda
yerden bi daş alıp da
adamın gafasına yandırasım gelirdi
bi ğün birinin boynuzunu gırıvısan
derdim galmazdı ay o(ğ)lan..
hatda bi keresinde de
halı dokumaya gelennerden biri
ismini zikretmek ilazım deği(l) hinci
yaş tahtaya yan bastı belli
ga(y)ri ya agasından nekdip getirdiydi
ya da ne dediyse bilemecen hinci
halam bi aksilendi,
gözlerini bi çelertti kii;
“-bak bacım
böyle şeyler getirmeğ uçu geliyosan
bi ta gelme” dedi
hinci saçını başını yolcak deye ödüm sıtdı
köpürdü de köpürdü,
o an halam gözümde dev gibi böyüdü
net(i)çede
ne o ğız gakıp-gedebildi
ne de bişiy deyebildi,
ne bizikinin çehresi düzeldi
ne bi ilaf etdi
öylen ekme(ği)ne bile gakmadılar
ağşama ğadak gakmamacasına halı dokudular
birbirlerine vuruyomuş gibi
kirkit vurdular,
atkı atdılar,
“işde” dedim “işdee”
bi adamın alca(ğı) gız böyle olmalı
at gibi kişneycek,
emme çitme de atacak
yerine ğöre guyru(ğu)nu tozudacak
binerken de yanında gezdiriken de
ille at, hemi de Kekliğoğlunun
gelin alınan “ak at” gibi..
ben alıkana bakacan
halam gibi mi..
tamam
sırf zenginler deye onnara varacak
herkeşin getirdiği nekdibi alcak
bana gel deyene gaçacak değil ya
hemi zengin olsalar n’olcak
gız’ca(ğı)z oğün gakıp gedemedi emme
ertesi ğünde ğelemedi
bi taha da o dallara basmadı
zavallı…
zengin gısmının kendileri deği ki,
“işleri zengin” valla
görmeyon mu, çoluk-çocukları
daha zabahın zeherinde
kimi sürünün peşinde
kimi çiftin gıçındalar
garıları demişsin, eğile-eğile ahır-hayat,
süpürcez, süt sağ(a)ca(ğı)z deye
gasgambır galmışlar,
uyku yok, dünek yok
el içine çıkıvıcaklayın
üst-başları yok
get neneyen ellere ğalsın
zati o halıdan keyri de
ebem evden halıyı galdırdı
bi ta(ha) da eve halı zili basdırmadı
keşiğe de yollamadı..
tabi ne de olsa
dedemgilin halları-vakıtları eyi..
gıyametden beri halı dokuyannarı görmüş
kiminin çatısı bozulmuş,
kiminin elleri çötümüş
kimi gambır, kimi yampiri,
kimi dünyasından bezmiş,
kiminin kendi-kendine
olmuş-getmiş çoluk-çocukları
halam hayat süpürmeye file gaksa,
ebem süpü(r)tdürmezdi ki ne
onu (y)okarı savar, sonura da o değilden
aşşadan ünnerdi anama
“-gelin beri baaak,
…
sen bu hayadı heş görmemin gız-gızım”
yazzık anamın
“-edemen”
“-ıccık da gızın etsin” deycek halı mı var idi
elindeki işi gaydı bırağır
ebişir emer gardaşımı
ya da bize “bakalag olun” deye goyvuru
hemen aşşa seğidirdi
halam düğünnerde-bayramlarda filen
keyinsin de bi çıksın soka(ğı)n gatına
her yerden fark edili(r)di valla,
o boy-pos, o endam
gavak a(ğ)acı yörüyomuş gibi
herkeşin yüzünün döndüğü yerin tam “hak ortası”nda
halam!
yanında artisler file halt etmiş
bana aldırmazlardı, hıyarlar
benisem herkeşe dik dik bakar
yeycek gibi bakannara teker teker söğerdim
o yüzden keleklerini doğrar
armıtlarını silkelerdim
..ına ğodumun döllerinin
adımı -nakıs-’a çıkartdılar
şeyimden aşşa Gasımpaşa
de! onu decem,
köydekinnerin hepiciğine depeden bakardı
alçaklarda eğleşmezdi
deği yaddan yabandan,
köyden gelen dünürcülere bile
bi “-hoş geldin” bile demez,
yüz vermez,
yüzlerine ğülmez
çay-gayfa eletmez,
hızmat etmez kimseye
“-yaşım da(ha) güçcük
benden böyükler duru(r)kana” deye
geri çeviri(r)di
..
“-gıı gocaya varmayon mu” deyennere
“-goca goca daş düşsün depenize” derdi
Müslüğ Ebe bi tefasında bize ğeldiydi
ona neyise
“-gelen geden yokmu gayrııık” deyince
ebem “-olmamı ay gelin
turşusunu mu gurcaz..?
bobası da verimker emme
bizim abıla kimseleri beğenmeyoru
ağzı yokarlarda
aşşadan yemeyoru” dediydi
o’da “-ben onun gadak gözel olsam
ya gadı derin, ya gaymakam
hemi de en gözeline varın”
dediydi
dünkü ğibi gözümün öğünde
o ğün ik-diba halama o ğözünen bakdım
ne gökgızlar,
ne keklik kızlar
ne ekizler,
ne Ümmülerde
ne Memetlerde
ne Delamatlarda
ne Efedayılarda
ne Macarlarda
ne Hacıosmannarda
ne Yakıplarda
hakgaten köyde onun üsdüne
gözel yoğudu
o ğünden sonura halam gözüme
bi başga göründü ne yalan söyleyen
uzun boylu
uzun sarı saşlı
canlı benizli
toplu
galem gaşlı
tay gibi..
gararım garar
ben halam gibi biriynen evlencen
epap da
nerden bulunu(r) böylesi
de! bizi(m)ki de.. iş mi hinci
halam gibi ğözelini nerde bulacan
dünne ğurulalı, halam gibi
gözel gelmiş mi ki acaba da
bulacan
da
alacan…
DİPNOT
cazı: cadı, becerikli
oğşamak / ovşamak : okşamak
uçu(n): için
yandırmak: yanlamasına atarak vurmak, yan tarafına vurmak olabilir
bi-ta(ha): bir daha
üst-baş: giysi, elbise
çatı: iskelet, kasdedilen omuz-boyun bölgesi
çot-çöt: elsiz, ayaksız (çolak-topal) ya da eller formunu yitirmiş, hareket edemeyen
eğleşmek/eğlenmek: oyalanmak, vakit geçirmek, beklemek, durmak
ona ne : o ne karışıyor, onu nerden ilgilendiriyon, kahyasımı anlamında
verimker : vermeyi tercih ediyor olmak, vermeye meyilli olmak
5.0
100% (4)