6
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1279
Okunma

Hayrola Süleyman:
Suskunluk tıkıştırmışsın ağzına
Yağmurların incesini saklamışsın kendine
Yaban keçilerini salıp çayıra
Tilkileri kilitlemişsin kümese
Hayrola Süleyman:
Paytonla yolculuk mu olur zamanda ?
Sızlayan yaralarını dağlamaya kalkmışsın bir de
Yorgun harflerden cümleler kurmaya yeltenmişsin
Sağda solda “vallahi bu aşkta ben mâsumum” diyormuşsun
Ve gizli gizli yaşlarınla yüzünü yıkıyormuşsun
Hayrola Süleyman:
Uzaklar duyar mı sesini sanıyorsun ?
Dil kölesi mırıltılar sağırlaştı,görmüyorsun
Kırılganmış hislerin fark edememişsin
Toplamayacak mısın kalp kırığını hâlâ ?
Damıttığın hüzünlü dertlerini çözen mi var ?
Daha kaç kez kanayacak,
Kaç kez ölecek,
Kaç kez sürüneceksin şiirlerin kapısında ?
Hayrola Süleyman:
Attığı köprüleri tamire mi kalkışıyorsun ?
Alev alev yandığın küle doğru yöneldiğin doğru mu?
Bir kez daha sevmeye gücün mü var ?
Görmüyor musun Süleyman:
Şimdi çiçekler ağlıyor
Islak yağmurlar alev alev
Yürekler nadasa bırakılmış
Geri dönüşler tökezlemeye meyilli
Bütün yeni aşklar kullanılmış
Bütün göğüs kafeslerde “ego”lar tutsak
Hâlâ ne diye ümit beslersin !
Söyle Süleyman,söyle !
Aldın mı cevapsız sorularının cevaplarını !
Ve kafana sok artık:
Kimse toplamaz seni dağıldığın arka koltuktan
Kimse !
Oysa sen ona,
Kullanılmamış bir yürek sunmuştun
Ve kaybeden sen değilsin
Sen değilsin !
Hey Süleyman !
Sen artık yalnızlığı seçtim
Öfkeli bir kurşun gibi şarjöründesin
Derin bir uykuya sıkışıp kaldın
Cehennemle cennet arasında…
…
Gülün yaprakları döküldü
Kaldı dikenleri
Sana Süleyman…
………….13 mart 2016….17:43
5.0
100% (14)