5
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
829
Okunma

Ölümden değil
Sevdiklerimin acısından ölmekten korkuyorum.. Dilekk
İçinde her türden hikayeler barındıran,
Bilinmezlik kapısının anahtarıdır hayat...
Ve; Belkide,
Ömrümün bel kemiği tek korkusudur
Gizemli odalarında dolaşmak...
En çok !...
Annemin emek verdiği yılların
Yırtılmış roman sayfalarına düşer gözyaşlarım...
Teskin edemez beni,
Tavan arası çeyiz sandığında sakladığı gelinlik.
Ne kadar da özenle bohçalamış oysa...
Arada gizlice baktığı bu kırık beyaz elbiseyi.
Kim bilir...
Belki de mutlu olduğu günün,
Telli duvaklı tek anısıdır o tafta saflık...
Acaba onun içinmiydi !...
Geç saatlere kadar kumaşlarla haşır neşir oynaması.
Bazende elektrikler kesildiğinde
Gaz lambasının sıska ışığıyla
İğneyle kuyu kazan terzi olması...
Ah anne ...
Meziyetine hayran olduğum o pamuk ellerin
Şimdi ne kadar titrek
Ve kıraç topraklar gibi can suyu çekilmiş...
Korkuyorum yüzüne her baktığımda,
Tekleyen kalbinin alarm sesinden...
Bir zamanlar soluksuz tırmandığın bayırları
Beş adımda bir molayla desteklemenden
O zaman ölmek,
Nefesimi vermek geliyor ciğerlerine...
Sakın anne sakın !...
Tanrı katı için acele etme.
Bariyerlerine dokunma hayatın.
Sevme artık beyaz kumaşı.
Gençliğini sever,
Ölümü özler gibi...
Dilek USTA