bertaraf olan aklımın sonu, ucu bucağı yoktu giderken
yalnızlığın kral, yokluğun sultan olduğu bu dönemlerde
tutunduklarım vardı şuursuzca dokunduğum yıllarımda
nice menzillerden dönüp, geldim bu anlamsız topraklara
kahrımın dost, ardımın yol kaldığı bu mirasın ötesinde
soluk soluğa bir savaş, dayanılmaz bir kurtuluş mücadelesi
esir bırakılan aşkların, kulağı yırtarcasına serzenişleri
bir adımın bir yıl sayıldığı, ömrün ise sildiği bir şehir
tarifi yok, adresi küflenmiş bir kent, soluksuz, nefessiz
kefensiz yatan yüreklerin, topraksız mezarları sessiz
hali hazırda bekleyen duraklar yok kapalı kapılar ardında
çarenin çaresizlikle beraber yaşadığı birbirine sarıldığı
gözlerin körlere muhtaç kalıp, bakışları anlamsız kılması
tersmanyel düşünceler, kırık kanatlı hayaller dokunulmaz
bir deniz düşün balıksız, yosun tarlasında yüzüyorsun
soluksuz düşüyorsun içine çırpına çırpına hayat başlıyor
umutsuz bir liman beliriyor gözlerinde, sahilleri durulmuş
koca bir karanlık göğsünden, suyun en derin gölgesine kadar
sıcaklık cehennem, kışları ise buzullarda uyuyan bir dağ
yarım yamalak bir ada, aşk yaylım ateşinde topraklarına
gel diye değil, bil diye söylüyorum sana, yanlış anlama
pek aranmaz bu tür yerler, bakılmaz ocağındaki aşına
kaşıma gözüme bakma, sorma, arama beni, bulma hatta
bil ki sana göre değildir buralar, gelme
bir rüzgardır gider, adı yel, buralar sevenlere özel..

…

SEVENLERE ÖZEL – Mawish Şiirleri – Mert Zafer Cansever