yüzün yok demeye istemeye aklından geçenler kim bilir neler neler…
yüzsüzlüğe vurup yüzleşsen yanlışlarınla senden kaynaklanan ne var ki yüzde yüz esarettir yaşam yüzde yüz yüzbeyüz doksan dokuz-yüz karada yüz-havada yüz-suda yüz sadece yüz astarsız yüz…meşinleşmiş yüz... kasap süngeriyle silinmiş yüz…..
yüz çevir yakınlarına yüz verme ondan başkasına yüz görümlüğü ver ulan dangalak şimdiye kadar görmedin mi yüzünü…..onun. kimi kandırıyorsun gördün…kim bilir daha nerelerini… ikiyüzlü-ahmak…
yüz- canına oku derisini yüz yüze yüze kuyruğa gel de gör burnunun direği düşermiymiş…düşmezmiymiş yani kokulu işler peşindesin.. osuruktan işler…..
yüz elli kuruş.. yüznumara…koca kentin ortasında çömeliş..iki zırt-bir zart…arıtma da yok ya..yüzeyde mahlükat.
yüzleşilmez…tarihle…kültürle…töreyle… yalanla-yanlışla…sapkınlıklarla yüzleşememe…yüzsüzleşme…. yüze vurulsa para etmez yüzün derisi kalın alınmayacak-anlaşılmayacak yüze tükürülse yağmur yağıyor sanılacak
çevirme yüzünü doğuya-batıya… öne-arkaya kuş beyinli… sen… sen olsana sen dökersin…. önünden yemezsen ananın adını soracak.. kime yüz versen… yumuşak yüz göstersen. . bugün tersimden kalktım…afyonum patlamadı…. bir de sol şakağımda koca düğme izi…kaputumun düğmesi. yüspara gibi kalıbı çıkmış suratıma… iki-bucuk kuruş.. sarı..ortası delik..yani yüz para… cep harçlığı kadar bişey….yüz kızartıp istesen adamın kesesi delik. cep boş-cepken boş… adamın yüzü yok-yüz yüze gelmeye…dolma irisi parmakları katmerli elde yok-avuçta yok korkar yüz vermeye.... elli de veremez mi acaba… veremez….yüksek kaldırımda beşlik simitler olsa ne yapar yapar bulur buluşturur verirdi garibim…ne yapsın paslanmış yüz sürer türbenin duvarına yüzüne kan gelir yüz karası derler ama safsatadır tornaçark aslında su yüzüne çıkarır ezilmişliğini, ne cevher olduğunun ispatını yüzünden okursun
salaklık yüzünden, yüze gülene yüz verir.. tutmaz yüzü açılır yüzü- gözü..oynar yüzü-gözü düğümler gevşek…yüz yumuşak düşünce pak…. dert yüzü görme…. yüzün hep gülsün e-mi.. salak oğlu salak
kapılıp gitmişsin bahtının rüzgarına yüzünü gören cennetlik gel bir-yol göster zül-cemalini yaşamak denem nimetin yüzü suyu hürmetine göster zül-cemalini korkma dedeler öldü babalar evinsiz savaşımda birileri hala bebeler erken tadacak ölümün soğuk yüzünü bebeler baba..bebeler dede..bebeler ata olamayacak.
korkma yüzünü kara çıkartan olmaz yüzünü kızartmazlar. babalar sohbet masasında babalar rakı masasında yüzlerinden kan damlıyor bebeler savaşıyor ülke yüzüstü bırakılmıyor.
yüzünden okunan suçluluk azap acı yüzünden düşen bin parça inanç değil bu insanlık günah değil bu pişmanlık.
ekşitirsin yüzünü gizlermiş gibi gözyaşlarını timsah gözyaşlarını. yazık bebelerin yüzünü ağartamadı atalar bebeler erken tadacak ölümün soğuk yüzünü bebeler baba..bebeler dede..bebeler ata olamayacak.
haykırır bir gurup densiz cüret gösterir yüzsüzlükleri yüze vurmaya niyetlenir bir dönem yüz akı olmaya bir neslin yüzünü ağartmaya dünle-bugünle yüzgöz olmaya hesaplaşmaya
yüzüne çarparsın ayıbını yüzü yere gelecek sanırsın düşmeyecektir maske yanılırsın beceremezsin yüzüne gözüne bulaştırırsın haklısın- alacaklı değil-
düze çıkar yüze çıkar yüzünün akıyla çıkar yüze gülücü ezilirsin tersyüzdür gökyüzün-yeryüzün yüzüne hasret kaldığın yüzünü gördüğünde cennetlik olacağını sandığın hak verdiğin şimdi hak yemekten yorgun düşmüş, salyaları diz boyu hak yolunda
yanlış yapılıyor yüz yüzden utanmıyor kara yüreklerin melanetleştirdiği yüzlere bakılacak gibi değilken yıkıldı duvarlar koptu yularlar yüzler gözler açıldı –açıldı da yüzlerin kiri kirletti her yeri
tersyüzdür yeryüzü gökyüzü
sürülerce denli yüzünü buruşturur sürülercesinden yüz bulur dünya küçülür yüzölçümü az gelir birileri hep kazanıyor sanılır birileri yüzüstü birileri toprağa yüzükoyun atılır kıçları açıkta kalır.
yüzün yok demeye
istemeye
aklından geçenler
kim bilir neler neler…
yüzsüzlüğe vurup yüzleşsen yanlışlarınla
senden kaynaklanan ne var ki
yüzde yüz esarettir yaşam
yüzde yüz
yüzbeyüz
doksan dokuz-yüz
karada yüz-havada yüz-suda yüz
sadece yüz
astarsız yüz…meşinleşmiş yüz...
kasap süngeriyle silinmiş yüz…..
yüz çevir yakınlarına
yüz verme ondan başkasına
yüz görümlüğü ver
ulan dangalak
şimdiye kadar görmedin mi
yüzünü…..onun.
kimi kandırıyorsun
gördün…kim bilir daha nerelerini… ikiyüzlü-ahmak…
yüz- canına oku
derisini yüz
yüze yüze kuyruğa gel de gör burnunun direği
düşermiymiş…düşmezmiymiş
yani kokulu işler peşindesin.. osuruktan işler…..
yüz elli kuruş.. yüznumara…koca kentin ortasında
çömeliş..iki zırt-bir zart…arıtma da yok ya..yüzeyde mahlükat.
yüzleşilmez…tarihle…kültürle…töreyle…
yalanla-yanlışla…sapkınlıklarla yüzleşememe…yüzsüzleşme….
yüze vurulsa para etmez
yüzün derisi kalın
alınmayacak-anlaşılmayacak
yüze tükürülse yağmur yağıyor sanılacak
çevirme yüzünü doğuya-batıya…
öne-arkaya
kuş beyinli… sen… sen olsana sen
dökersin…. önünden yemezsen
ananın adını soracak.. kime yüz versen…
yumuşak yüz göstersen.
.
bugün tersimden kalktım…afyonum patlamadı….
bir de sol şakağımda koca düğme izi…kaputumun düğmesi.
yüspara gibi kalıbı çıkmış suratıma… iki-bucuk kuruş.. sarı..ortası delik..yani yüz para… cep harçlığı kadar bişey….yüz kızartıp istesen adamın kesesi delik. cep boş-cepken boş…
adamın yüzü yok-yüz yüze gelmeye…dolma irisi parmakları katmerli
elde yok-avuçta yok
korkar yüz vermeye.... elli de veremez mi acaba…
veremez….yüksek kaldırımda beşlik simitler olsa
ne yapar yapar
bulur buluşturur
verirdi garibim…ne yapsın paslanmış
yüz sürer türbenin duvarına
yüzüne kan gelir
yüz karası derler ama safsatadır
tornaçark aslında
su yüzüne çıkarır ezilmişliğini,
ne cevher olduğunun ispatını
yüzünden okursun
salaklık yüzünden, yüze gülene yüz verir..
tutmaz yüzü
açılır yüzü- gözü..oynar yüzü-gözü
düğümler gevşek…yüz yumuşak
düşünce pak….
dert yüzü görme…. yüzün hep gülsün e-mi..
salak oğlu salak
kapılıp gitmişsin bahtının rüzgarına
yüzünü gören cennetlik
gel bir-yol göster zül-cemalini
yaşamak denem nimetin yüzü suyu hürmetine
göster zül-cemalini
korkma
dedeler öldü babalar evinsiz
savaşımda birileri hala
bebeler erken tadacak ölümün soğuk yüzünü
bebeler baba..bebeler dede..bebeler ata olamayacak.
korkma
yüzünü kara çıkartan olmaz
yüzünü kızartmazlar.
babalar sohbet masasında
babalar rakı masasında
yüzlerinden kan damlıyor
bebeler savaşıyor
ülke yüzüstü bırakılmıyor.
yüzünden okunan
suçluluk
azap
acı
yüzünden düşen bin parça
inanç değil bu insanlık
günah değil bu
pişmanlık.
ekşitirsin yüzünü
gizlermiş gibi gözyaşlarını
timsah gözyaşlarını.
yazık
bebelerin yüzünü ağartamadı atalar
bebeler erken tadacak ölümün soğuk yüzünü
bebeler baba..bebeler dede..bebeler ata olamayacak.
haykırır bir gurup densiz
cüret gösterir yüzsüzlükleri yüze vurmaya
niyetlenir bir dönem yüz akı olmaya
bir neslin yüzünü ağartmaya
dünle-bugünle yüzgöz olmaya
hesaplaşmaya
yüzüne çarparsın ayıbını
yüzü yere gelecek sanırsın
düşmeyecektir maske
yanılırsın
beceremezsin
yüzüne gözüne bulaştırırsın
haklısın- alacaklı değil-
düze çıkar
yüze çıkar
yüzünün akıyla çıkar yüze gülücü
ezilirsin
tersyüzdür gökyüzün-yeryüzün
yüzüne hasret kaldığın
yüzünü gördüğünde cennetlik olacağını sandığın
hak verdiğin
şimdi hak yemekten yorgun düşmüş, salyaları diz boyu
hak yolunda
yanlış yapılıyor
yüz yüzden utanmıyor
kara yüreklerin melanetleştirdiği
yüzlere bakılacak gibi değilken
yıkıldı duvarlar
koptu yularlar
yüzler gözler açıldı –açıldı da
yüzlerin kiri
kirletti her yeri
tersyüzdür yeryüzü gökyüzü
sürülerce denli yüzünü buruşturur
sürülercesinden yüz bulur
dünya küçülür
yüzölçümü az gelir
birileri hep kazanıyor sanılır
birileri yüzüstü
birileri toprağa yüzükoyun atılır
kıçları açıkta kalır.