bin keredir tanışıyor, bilişiyoruz da bin birinci kere yine beni gördü mü “kim ki?” diye soruyor! Hafız

NEDİR?

48.175 terim terim kayıtlı.

Fıkra

Fıkra sizce ne anlama geliyor yada size neyi çağrıştırıyor?
Fıkra terimi Edebiyatdefteri.com tarafından 22.12.2007 tarihinde ekledi.
Fıkra şiirleri Fıkra kitabı

Yorumlar
Tsukuyomi
31 Ağustos 2009 Pazartesi 12:26:59
ya bu ne ya doldurmuşlar gene ortalığı
aysegulguncan
31 Ağustos 2009 Pazartesi 12:08:28
Gazete ve dergi gibi süreli yayınlarda, bir yazarın periyodik olarak genel bir başlık altında günün sosyal ve siyasî olaylarını kendi bakış açısına, siyasî, ideolojik eğili-mine ve düşünce yapısına göre değerlendirdiği kısa yorum yazılarına fıkra denir. Yazarın, gündelik olayları, özel bir görüşle, güzel bir üslupla, kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa, günübirlik yazılardır.

* Gazete yazısıdır.

* Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez.

* Dil tabiidir. Günlük deyimlere, yer yer nükteli sözlere yer verilir.

* Okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir hava sezdirilir.

* Türün ünlüleri, Ahmet Rasim, Falih Rıfkı, A. Haşim, H. Cahit Yalçın, Peyami Safa.

http://www.bilgicik.com/yazi/turk-edebiyatinda-fikra-turu-tarihi-gelisimi-ve-onemli-temsilcileri/
aysegulguncan
31 Ağustos 2009 Pazartesi 11:27:35
Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..."
ahder
31 Ağustos 2009 Pazartesi 11:26:18
ilkokulun birini ziyaret eden baskan bush, dorduncu siniflardan birine girer. sinif, kelimeler ve anlamlari uzerine bir tartismanin tam ortasindadir. ogretmen, baskan'dan trajedi kelimesi icin sinifi yonetmesini rica eder.

kucuk bir erkek cocugu ayaga kalkarak "eger yan tarafta oturan en iyi arkadasim sokakta oynarken bir araba onu cigner gecerse bu bir trajedi olurdu" der. "hayir" der bush, "bu bir kaza olurdu".

kucuk bir kiz elini kaldirir: "eger 50 cocugu tasiyan bir okul otobusu ucuruma yuvarlanip herkes olurse bu bir trajedi olurdu."
"uzgunum" diye aciklar baskan, "biz buna buyuk bir kayip derdik."

sinifi bir sessizlik kaplar. baska gonullu cocuk kalmamistir. baskan bush sinifa bakar " bana trajedi icin ornek verecek baskasi yok mu acaba ?"

en sonunda sinifin arkalarinda oturan kucuk bir erkek cocugu elini kaldirir. yavasca "bay ve bayan bush'u tasiyan amerikan havayollarina ait bir ucak, usame bin ladin gibi bir terorist tarafindan fuze ile ucurularak tuz buz edilirse bu bir trajedi olurdu" der.

"harika" der bush "dogru.peki bunun neden bir trajedi olacagini bana aciklayabilir misin?"

"cunku" der cocuk "bu bir kaza olmazdi ve kesinlikle buyuk bir kayip da olmazdi".
aysegulguncan
31 Ağustos 2009 Pazartesi 11:23:04
baskan bush ve colin powell bir barda oturuyorlarmis iceri bir adam girmis; onlari gorunce yanlarina gitmis:
"sizi gormek buyuk bir onur. ne yapiyorsunuz burada?"
"irak operasyonunu planliyoruz" demis bush.
"gercekten mi? peki neler olacak irak'ta?"
bush "bu kez 17 milyon irakli ve buyuk goguslu bir sarisin oldurecegiz" diye cevap vermis.
"bir sarisin mi? oldurmek mi? neden buyuk goguslu bir sarisin oldureceksiniz?" diye bagirmis adam saskinlikla.
bush, powell'a donmus: "gordun mu, ben sana soylemistim. 17 milyon irakli kimsenin umrunda degil."
aysegulguncan
31 Ağustos 2009 Pazartesi 11:22:40
nehrin karşı kıyısından biri bush a bağırır:
- bayım karşıya nasıl geçebilirim?
bush cevap verir:
neden? zaten karşıdasın!
aysegulguncan
31 Ağustos 2009 Pazartesi 11:22:27


bir ingiliz doktor diyor ki: tip bilimi bizde oyle ilerledi ki, biz bir adamin beynini aliriz ve baskasina koyariz ve onu alti haftada is arayacak hale getiririz.

alman doktor diyor ki: bu hic birsey diil; biz bir adamin beynini cikaririz ve baskasina koyariz ve onu dort haftada savasa hazir hale getiririz.

amerikali doktor da diyor ki; beyler siz cok geridesiniz. biz teksas'tan bir beyinsizi aldik ve beyazsaraya koyduk. simdi ulkenin yarisi is ariyor, yarisi da savasa hazirlaniyor.
aysegulguncan
31 Ağustos 2009 Pazartesi 11:21:21


bush efendi sabah kosusunda koprunun kenarindan takilip asagidaki dereye dusmus. gizli servis ajanlari kurtarmaya gelene kadar dere kenarinda balik tutan 3 kucuk cocuk bush'u sudan cikarmislar.

bush cocuklara o kadar minnet duymuski ne isterlerse gerceklestirecegini soylemis.

birinci cocuk, "ben disneyland'a gitmek istiyorum" demis ve bush "sorun degil, seni airforce one ile ben goturecegim demis.

ikinci cocuk, "ben yeni cikan nike air jordanlardan bir cift istiyorum" demis ve bush "michael'in senin icin ozel imzaladigi bir cifti sana ben getirecegim" demis.

ucuncu cocuk ise "ben televizyon ve teyp entegre edilmis motorlu bir tekerlekli sandalye istiyorum" demis. bush buna biraz sasirmis ve "sen fiziksel ozurluye benzemiyorsun" demis.

cocuk bush'a bakmis, "senin kicini bogulmaktan kurtardigimi ailem ogrenince olacagim" demis.

ii bakalım
bushtan devam edelim:)
ahder
31 Ağustos 2009 Pazartesi 11:17:15
Bu da süpermiş Ayşegül:)) Sabah sabah iş yerimde yüzümü güldürdü:))Bush'dan bi fıkra daha anlatalım o zaman:))

Amerika'da adamın biri işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milimetre bile ilerlememektedir. Bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıklattığını görür ve camını açar.
"Ne var, ne olmuş acaba?"
"Teröristler Bush'u yakaladılar... Eğer 1 milyar dolar verilmezse, üstüne benzin döküp yakacaklarmış. Biz de bunun için herkesten yardım istiyoruz."
"Peki insanlar ne veriyorlar ortalama olarak?"
"Valla yaklaşık olarak beşer litre..."
aysegulguncan
31 Ağustos 2009 Pazartesi 11:15:17
bi din kültürü öğretmeni yeni eğitim-öğretim yılı başında sınıfa girer
öncelikle tanışalım çocuklar der ve öndeki çocuğa sorar

-oğlum adın ne senin bakim?
- fatih öğretmenim
-ooo fatih sen bize bi fatiha oku bakim ( çocuk okur)

yanındaki kıza gelir sıra

- kızım senin adın ne
- kevser öğretmenim
- ooo kevser sen de bize kevser suresini oku bakim ( kız okur)

arkadaki çocuğun beti benzi atmış, ve sıraya iyice gömülmüştür

- oğlum senin adın ne bakim?
- şeyyyyy, kem küm, öğretmenimmmm, benim adım yasin ama arkadaşlarım bana hep süphaneke der
aysegulguncan
31 Ağustos 2009 Pazartesi 11:12:18
çocuk: babaaaaaaaaa, pamukkaleyi bulamıyorum, nerede

baba: annene sor çocuğum, herşeyi oraya buraya atıyor zaten
ahder
31 Ağustos 2009 Pazartesi 11:09:13
aysegulguncan
31 Ağustos 2009 Pazartesi 11:06:35
adamın birinin karısı ölmüş, adam çok üzülmüş tabi neyse hatunun cenazesini yapmışlar falan kilisede, mezara götürmek için tabutu omuzda taşırlarken , yanlışlıkla tabutu kilisenin kolonuna çarptırmışlar ve tabut şiddetli bi şekilde düşmüş

fıkra ya
meğer kadının genzine bişeyler kaçmış, ve sarsıntının etkisiyle o nesne geri çıkmış, kadın tekrar hayata dönmüş ve 10 yıl daha yaşamış

sonra yine ölmüş:(

terardan aynı kilisede cenazesi yapılıyor
mezara götürmek için kalabalık tabutu omuzda merdivenlerden indirmeye çalışırken kocasının sesi duyulur:

-- kolonlara dikkat edelim lütfen:)
aysegulguncan
31 Ağustos 2009 Pazartesi 10:56:51
bi uçakta madonna, bush, brad bit, angelina jolie,ufak bir çocuk ve papa varmış yani toplam 6 kişiler ama 5 paraşüt varmış:(
uçak arıza yapmış düşmeye başlamış
madonna demiş ki

- ben dünyanın süper straıyım, herkesin bana ihtiyacı var ve almış paraşütün birini atlamış

angelina zıplamış ordan

- ben dünyanın en güzel kadınıyım.S dünyanın bana ihtiyacı var ve o da almış bi paraşüt

bradd demiş o sırada

- ben dünyanın en yakışıklı adamıyım, yaşamam laızm almış bi paraşüt daha atlamış

kalmış 3 kişi 2 paraşüt:(

bush demiş

ben dünyanın en zeki adamıyım, dünyanın bana ihtiyacı var ve atlamış

kalmış papa ve çocuk:(

papa demiş

-yavrucum dünyanın baa ihtiyacı yok, yeterince yaşadım, ama sne yaşamalısın, al bu paraşütü atla:(

çocuk demiş

- hayır efendim ikimiz de yaşayacağız

papa: aa nasıl olur

çocuk: kendini dünyanın o en zekisi sanan salak, paraşüt yerine benim sırt çantamla atladı:)


bush deyince aklıma geldi sevgili gülşah:)
ahder
31 Ağustos 2009 Pazartesi 10:49:52
Başkan Bush'un yeni talimatı:
-Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başkan Bush küplere binmiş ve yetkiliyi çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun ön yüzüne tükürmesi.
aysegulguncan
30 Ağustos 2009 Pazar 21:04:54
bi uçakta alman, ingiliz ve fransız varmış

temel de binmiş sonra

onları görünce demiş...

uyyyy gene mi siz:S
sevgi (:edbk:)
29 Ağustos 2009 Cumartesi 13:48:46
Ramazan gelmiş. Temel arkadaşı Cemalle konuşuyormuş. Cemal:
-Temel, de bakayum oruçli oruçli kaç hamsi yiyebilursun? Temel hava atacak ya:
-100 tane yerum! Cemal gülmüş:
-olirmu da! Birinci hamsiyi oruçli iken yersun orucin bozilur, kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersun...
Temel bu espriyi çok beğenmiş.dursun'a yapmaya karar vermiş. keyifle sormuş:
-Ula dursun, oriçlu oriçlu kaç hamsi yiyebilursun? Dursu şaşkın şaşkın cevaplamış:
-50 tane yerum. Ne oldu ki? Bu cevap karşısında Temel'in bütün hevesi kırılmış:
-Heç! demiş, 100 deseydun sağa çok cüzel bi espri yapacağudim!
:) :)
kutlugil
29 Ağustos 2009 Cumartesi 12:49:49
teşekkürler
binyıl
9 Ocak 2009 Cuma 19:42:40
Bizim Temel’le Dursun Almanya’da bir gün arabayla gezmeye çıkarlar...
Tabii otobandan giderken alışmışlar burda suratli gitmeye. Dursun tahrik eder: Ula bas kaza nerdeyse at arabasi bize yetişecek.
Temel, durur mu. Hız sınırını çoktan aşmıştır. Birden yoldan çıkıp yokuştan aşağı ağaçların arasına paldur küldür giderken Dursun atılır:
Ula ne oldi eyi giderken birden sallanmaya başladuk.
Temel heyecanla:
Ula Dursun, sorma önüme bi köpek çikti...
Dursun:
Ula uşağum ezseydun oni da geçseydun...
Temel:
Ula ben neye uğraşıyorum zannedeysun..

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ