seni rüyalarımda buldum ve çok beğendigim için oradan çıkmak istemedim simdi derinlikte ve genişlikteyiz ve bizzat rüya ben'im
kendi kendimi görüyorum ve kendi içimde seyretmekteyim bir cebim var ki karanlıktır oradan oyuncak güneşler bahçeler ve denizler çıkar ve bıkınca onları başka bir cebime atarım
en güzel oyuncağım sen bahçelerimin beni eglendirmediği zaman gel ve beni avut
tavan arasına kaçan çocuk erik ağacından görünen göğü düşünür akşamın acısı içine çökünce uyur
benim küçük bir kedim vardı ahmak bir ayak ezdi benim en güzel çocuklulğumu ahmak bir ayak ezdi
ağaçların arasında unutulan çocuk yapraklarda güneşi görür ve hareli denizlerde gezdiği günü düşünür
küçük kedim bana sürün kediler ağlamaz çöp tenekelerinde ölür sıska kediler damlardan çok mezbelelerde görünür
küçük kedim molozlu sokakların ağır uykusunda gerin bilirim ki sen bu çöplükten değilsin benim gibi garipsin ikimizin de unuttuğumuz kuşları bol ağaçları bol bahçelerdensin koca duvarlı sokaklarda sıkılmışsın ve canından bıkmışsın.
bilmemek bilmekten iyidir düşünmeden yaşayalım mâra günü ve saatleri ne yapacaksın senelerin bile ehemmiyeti yoktur seni ne tanıdığım günleri hatırlarım ne seneleri yalnız seni hatırlarım ki benim gibi bir insansin
tanımamak tanımaktan iyidir seni bir kere tanıdıktan sonra yaşamak acısını da tanıdım bu acıyı beraber tadalım mâra
başım omzunda iken sayıkladığıma bakma beni istediğin yere götür ikimiz de ne uykudayız ne uyanık
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
ve çok beğendigim için
oradan çıkmak istemedim
simdi derinlikte
ve genişlikteyiz
ve bizzat
rüya
ben'im
kendi kendimi görüyorum
ve kendi içimde seyretmekteyim
bir cebim var ki
karanlıktır
oradan oyuncak güneşler
bahçeler
ve denizler çıkar
ve bıkınca onları başka bir cebime atarım
en güzel oyuncağım sen
bahçelerimin beni eglendirmediği zaman
gel
ve beni avut