Ayşe Elif Fatma bak kuzum Biliyormusun bugün sekiz mart Dünya emekçi kadınlar günü Sözüm ona, sende emekçisin ya Üretensin ama ücretsiz işçisin Bu gün olsun çalışma dinlen Ayağını uzat, çayını demle Yudumla yavaş yavaş Bu gün biraz düşün iyice Sen kimsin? niçin varsın? Kendi insiyatifini kullan Çık gez dolaş ,eğlen biraz Delimisin ne ipler kimin elinde Saçım uzun aklım kısa Kuran da bile şahitliğme inanılmaz Elinin hamuruyla erkek işine karışma Gece dışarı çıkma kadınsın Saldırı veririr aç kurtlar Seçme seçilme hakkını vermiş atam Seçmenimide seçemem herzaman Erim der şuna ver oyunu yine ben ben değilim Ben seçemem seçmenimi yine Erkeğin dediği olur her zaman Vermezsem kızıl kıyamet kopar o zaman Töre bende,berdel, kuma bende Ya dayak yerim ya kapının önüne konurum Karnımdan sıpam sırtımdan dayak eksik olmaz Sabah namazı ile başlar benim işim Tarla yazı yaban beni bekler Şelek odun taşırım sırtımda Pınardan su taşırım bakraç bakraç Ekmek yemek yaparım saçayakta Çamaşır ve bulaşık yıkarım teşt te Şehirli hanımlara benzemem Güzellik salonu, boya cila bilmem Ayağımda naylon papuç yaz kış Hiç naz etmedim kimseye İnsanım diye değer verenim olmadı Yorgunmusun? Açmısın diye sorulmadım Bir gül uzatanım olmadı Dünya kadınlar günü neyime Zengin kadınların günüdür Hem onların her gün günü gündür.
Kutlu olsun günümüz Bu gün şiir günü Hadi şair ve şairelerim Şiirler yazalım şiirler Bu gün şairlerin günü Kutlu olsun günümüz Ne mutlu bize ilham bizde Duygu bizde esin bizde Malzememiz kalem ve kağıt İlham gelirse dökeriz dizeleri Duygu ve düşüncelerimizi İçimizden geldiği gibi yazarız Kimseye yoktur zararımız Yaşadığımızı hayallerimizi Güncel olayları bile şiirleştiririz Ben şairim yüreğimdekini yazarım Şiirler yazar mutlu olurum Anamı babamı şiirde ifade ederim Vatanımı milletimi şiirlerde anlatırım Askı, insanı ,börtü böceği,çiçeği Kuşu,denizi,yıldızları şiirde anlatırım Geceleri yazarım,karanlık geceleri Anlatacaklarım bitmez Bulurum malzeme gelir ilham Anlatacak çok şey var Tülay der anlatmaya ömrüm bile yetmez Şair ve şairelerim değerli arkadaşlarım 21 Mart Dünya şiir gününüz kutlu olsun İlhamınız bol olsun,şiirleriniz kutlu olsun
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde fakat her zaman ilkbaharda kutlanıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de kutlanmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler'in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York'ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır[1].
Türkiye'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya başlandı.
Kadına karşı şiddet ve 2007 itibariyle dünyadan veriler [değiştir] "Kadınlara ve kız çocuklara karşı şiddetin dokunulmazlığına son" BM'nin güne özel logosu.Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur. Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak “kayıp” (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır. Fuhuşa zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır. Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyar dolardır. Küresel olarak, on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar, kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan daha ziyade, erkek şiddetinin sonucu hayatını kaybetmekte veya sakatlanmaktadır. En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir. Dinsel, kültürel vb. nedenlerle yılda iki milyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar verilmektedir (kadın sünneti). Bu oran, 15 saniyede bir kız çocuğudur. Sistematik tecavüz yeryüzündeki birçok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Ruanda soykırımı (1994) esnasında 250.000 ila 500.000 kadının tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir. Araştırmalar, kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı göstermekte ve HIV bulaşmış kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıklarını, şiddet kurbanlarının da HIV bulaşma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
Genel Sekreterlik (BM) kadına karşı şiddetin ayrıntılı araştırması (2006) (A/61/122/Add.1)Vlachova, Marie and Biason, Lea, Eds. (2004) Women in an Insecure World: Violence Against Women – Facts, Figures and Analysis. Geneva Centre for the Democratic Control of Armed Forces {{BM sitesinden tercümedir, kullanım koşulları
bir tek kadınlar günü gerçektir. Uydurma değildir. çünkü bir olay etrafında gerçeklerşir. olaydan sonra bugünün adı kadınlar günü kalır. fransa'da hakkını arayan kadınlar fabrikada yakılmıştır. sonra bugüne kadınlar günü denilmiştir.
Bir kadın, ne kadar güzel, kültürlü, zarif, dürüst ve hoş olursa olsun,hırçın, huzursuz, ve asabiyse, son derece iticidir.
Hangi erkek, böyle bir kadınla birlikte olmak ister? Yanınızda, lüzumsuz el kol hareketleriyle, asabi mimiklerle, dişlerini sıkarak konuşan, her an patlamaya hazır bir bomba ile ne kadar huzurlu ve mutlu olabilirsiniz?
Şık giyinmek de önemlidir ama, zerafet, daha önemlidir. İnsan yaratılış itibarıyla hantal olabilir. Öyle ölçülü, öyle güzel yürüyen toplu hanımlar vardır ki; onların yürüyüşlerini bile seyretmek, ruha huzur verir. Hele onlarla yürüyüşe çıkmak, ne kadar mutlu eder insanı! Yere basışlarındaki yumuşaklık, adımlarındaki acelesiz huzurlu tempo ruhu rahatlatır. Zerafet, kadını şiirleştirir. Öne yıkılacakmış gibi, asker gibi, omuzları düşük, kambur, boynu, başını taşıyamıyormuşcasına bükülmüş, sallanarak veya sürüklenerek, ya da paldır küldür yürüyen bir kadın düşünün! ..
Ne kadınlar vardır; tesettürlü de olsalar, süzülür gibi, danseder gibi yürürler. Bir bardak su verirken, bardağı değil, dünyaları uzatırlar, insana! ‘Hizmet’ önemli değildir. ‘Sunuş’ önemlidir. Yumuşak, hoş bir hareketle, gözlerinin içi gülerek, saygı ve sevgi dolu bir bakışla uzatılan bardağın içindeki, her ne ise, mutluluğa dönüşür. Daha içmeden huzur, mutluluk ve yaşama sevinci yayılır ruha. Sunulan suysa; su da hayatsa; bu su ab-ı hayattır! ..
“Günaydın! Aşkım! Canım! ” demeseler bile, öyle bir tebessümle gelirler ki yanınıza; hangi kötü ruh halinde olursanız olun, o anda gülümser, huzur duyar, onunla bütünleşiverirsiniz. Bir demet çiçek gibidirler. Cıvıl cıvıl bir kuş, berrak akan bir su, gün ışığı gibidirler. Uzaktan duyarsınız, sıcaklığını. Ona doğru yaklaştığınızın farkına bile varmazsınız. Mıknatıs gibi kendilerine çekmişlerdir sizi. Demir tozları gibi yapışır kalırsınız. Zaman durmuştur. Mekan orasıdır. Dünya o kadarcıktır. Kalabalığın sayısal değeri bire inmiştir. İkiye çıkmasına da lüzum yoktur.
Şiir gibi yürürler. Şiir gibi dolanırlar, etrafınızda. Şiir gibi konuşur, en güzel melodiler gibi gülerler. Ağlayışları da hiçbir kadının ağlayamayacağı kadar güzeldir. “Hiçbir kadın senin kadar güzel ağlayamaz. Bir yıldız yağmurudur, senin gözyaşların! ” der, Ümit Yaşar Oğuzcan. Film de onlardır, şarkı da, hayat da! Etiyle kemiğiyle gerçektirler; yaşattıklarıyla, hayal aleminin bireyleri… Dokunmaya kıyamazsınız. Bakmaya doyamazsınız. Okşasanız, saatlere düşman olursunuz! Birkaç ömür daha istersiniz, Yaratan’dan. Dünyanızı, cennete değişmezsiniz.
Dans edercesine yaşamaktır, onunla günlük hayatı yaşamak. Gülümseyerek uyanırlar. Müzikle, oynarcasına çay yapmaya giderler. Telaşsız, cıvıl cıvıl güne başlayan sevimli kuşlar gibidirler. Geyşalar gibi… Onların tüm amaçları, erkeklerini mutlu etmektir. Onları mutlu ederek mutlu olurlar.
Bir de hizmetçi ruhlu kadınlar vardır. Sabah sabah, oflaya puflaya yataktan kalkarlar. Söylene söylene, takur tukur temizliğe başlarlar. Kafanıza çarpar gibi kurarlar sofrayı. Mükellef bir kahvaltı sofrasında bile çekilmezler.
Sadece bayanların mı romantizmden hoşlandıklarını sanıyorsunuz? Ya da sevilmekten? Erkeklerin de romantizme, sevgiye, ilgiye ihtiyaçları olduğunu düşünmüyor musunuz? Onlar, sevildiklerine inandıkları, doya doya sevgi aldıkları zaman, kahvaltılarını yapmış olurlar. O konuda akşama kadar acıkacaklarını, başkalarına ihtiyaç duyarak, avuç açacaklarını, sevgi dileneceklerini sanmıyorum.
Akşam da aynı sıcaklıkla karşılanıp, aynı huzur ortamına çekildiklerinde, onlardan mutlu kimse olmaz. Kovsanız da yanınızdan ayrılmaz, ne kadın, ne erkek, kimseye ihtiyaç duymazlar. O sizindir. İmzayla, kanunen değil, bir köle gibi, seve seve! ..Artık herkes onu, sizden kıskansın!
Sahabeden birisinin hanımı ekmeğini, suyunu güneşe koyar, sıcak su, kuru ekmek yermiş; kocası işinde öyle yiyor diye. Eşini, erkeğini kendisinden önce düşünür, İslam kadını! Onu ana gibi şefkatle sarar. Abla gibi kanat gerer üstüne. Kardeş gibi yanında, canında taşır. Arkadaş gibi omuz verir, paylaşır. Eşi olarak da tüm yüreğiyle, her şeyden çok sever, herkesten üstün tutar, sahip çıkar kardeşim! SAHİP ÇIKAR!
Evde ne huzur veriyorsunuz da, dışarıdakilerden kıskanıyorsunuz? Her şey iyi gidiyorsa; onlar neden kendilerini dışarıya atıyorlar? Arılar, bal dolu kovanlarını neden terk ediyor? Acı yok, tatlı yok; evde duranın aklı yok!
Kalıp gibi, KOLALI KADIN olmayın! Sinirden tir tir titreyen, söylenen, bağırıp çağıran, kavgazan, fettan, fetfaz bir kadın olmayın! Önce sakin olun! Huzur bulun; huzur verin! Sonra zarif olun! Daha sonra da duygusal olun. Akıllı olun, AKILLI!
Unutmayın ki; onların herkesten önce, SİZE İHTİYAÇLARI VAR!
Türkiye gibi pek çok ülkede hala; "kadınlar günün mübarek olsun" demek kadar sakillikten öteye gidemeyen anlamı hala anlaşılamamış ve anlaşılamayacak olan bir gün...
Ayşe Elif Fatma bak kuzum
Biliyormusun bugün sekiz mart
Dünya emekçi kadınlar günü
Sözüm ona, sende emekçisin ya
Üretensin ama ücretsiz işçisin
Bu gün olsun çalışma dinlen
Ayağını uzat, çayını demle
Yudumla yavaş yavaş
Bu gün biraz düşün iyice
Sen kimsin? niçin varsın?
Kendi insiyatifini kullan
Çık gez dolaş ,eğlen biraz
Delimisin ne ipler kimin elinde
Saçım uzun aklım kısa
Kuran da bile şahitliğme inanılmaz
Elinin hamuruyla erkek işine karışma
Gece dışarı çıkma kadınsın
Saldırı veririr aç kurtlar
Seçme seçilme hakkını vermiş atam
Seçmenimide seçemem herzaman
Erim der şuna ver oyunu yine ben ben değilim
Ben seçemem seçmenimi yine
Erkeğin dediği olur her zaman
Vermezsem kızıl kıyamet kopar o zaman
Töre bende,berdel, kuma bende
Ya dayak yerim ya kapının önüne konurum
Karnımdan sıpam sırtımdan dayak eksik olmaz
Sabah namazı ile başlar benim işim
Tarla yazı yaban beni bekler
Şelek odun taşırım sırtımda
Pınardan su taşırım bakraç bakraç
Ekmek yemek yaparım saçayakta
Çamaşır ve bulaşık yıkarım teşt te
Şehirli hanımlara benzemem
Güzellik salonu, boya cila bilmem
Ayağımda naylon papuç yaz kış
Hiç naz etmedim kimseye
İnsanım diye değer verenim olmadı
Yorgunmusun? Açmısın diye sorulmadım
Bir gül uzatanım olmadı
Dünya kadınlar günü neyime
Zengin kadınların günüdür
Hem onların her gün günü gündür.
Teşt=bakır leğen