Sıcak Nal

“Midye dışarıyı kolaçan etmek için kabuklarını hafif arala­yınca içerisi aydınlandı. Kısa süreli de olsa bir yengecin saldı­rısına uğradılar ama yengecin gücü kabukları aşmaya yetme­di. Midye, kum tanesini bırakmak için sahile ilerlerken kum tanesinden çok zamandır merak ettiği suyun ötesini, ötedeki dünyayı anlatmayı sürdürmesini istedi. Zamanın durduğu bir yolculuğa ko..»»

“Güzel özlemeyi sevdim galiba. Özlemek bittiğinde bu geçen uzun sürenin bende bıraktığı kekre tadı hep anımsamak istiyorum. İçimden böyle geçerek kal!” Güven Pamukçu, 1956 yılında Söke’de doğdum. Üniversite okumadım. 1999 yılında oğlum Olay Toprakcan Pamukçu 11 yaşındayken Akköy Kütüphanesi’ni kurduk. 2001’de Kapıkırı Köyü (Heraklia-Muğla); Muzaffer İzgü, aynı yıl Söke..»»

“Yolda giderken, belirli bir yolda değil, öylesine bir yolda, adamın birine çarptım. Daha önce başka adamın birine çarpmış biriydi bu. Özür dilerim, dedim. Dileme, dedi. Arkasını dönüp giderken daha önce çarptığı adamdan özür dilemem gerektiğini söyledi. Hak verdim.”  »»

“Hayatın bilgisini veren öğretmenin kitabında, kış geceleri annemiz yemek yapar, babamız televizyon karşısında, elinde gazete keyif çatar. Sobanın yanı başında kedimiz uyur değil mi? Değil. O da değil!” »»

“Zili çaldığı âna kadar fark ediyor değildim oysa. Fakat çaldığı anda irkiliyor ve yaptıklarıma yine şaşırmakla birlikte geri adım atamıyordum. Gişeden aceleyle jeton alırken, turnikeden bacaklarımı çarparak geçerken ve kapının kapanmasına ramak kala aradan sıyrılırken yüzümde büyükçe bir şaşkınlık ifadesi olmalıydı.”»»

“Zili çaldığı âna kadar fark ediyor değildim oysa. Fakat çaldığı anda irkiliyor ve yaptıklarıma yine şaşırmakla birlikte geri adım atamıyordum. Gişeden aceleyle jeton alırken, turnikeden bacaklarımı çarparak geçerken ve kapının kapanmasına ramak kala aradan sıyrılırken yüzümde büyükçe bir şaşkınlık ifadesi olmalıydı.”»»

Bu kitap acaba ne? Monolog tarzı tuhaf bir oyunsal uzun hikaye mi? İronik bir postmodern kısa roman mı? Mükemmel imgelerin billurlaştığı bir şiir dosyası mı? Manifestovari bir poetik metin çalışması mı? Dramatik bir intihar mektubu mu? Spesifik bir novella denemesi mi? Ben, bunların hepsi de doğru, demeyi tercih ederim. Ama son kararı her zaman olduğu gibi yine siz vereceksiniz. Evet siz.»»

“Önce tek bir ses duydum. Belli belirsiz. Hemen yinelendi aynı incecik ses. Baktım ki gölgedeki su kabının bir ucundaydı. Öbürü de tüy gibi indi. Hanımelinin ardında daha da bir büzüldüm ve neredeyse soluk bile almadan seyre koyuldum: İkisi de sadece yedi yudum… Sonra aynı sessizlikte gittiler.”  »»

Birisi de hikâyesi olmayanları anlatmalı. Onlar her yerde.”Anlatsam roman olur” diyebilecekleri hiçbir şeyleri yok. İster inanın, ister inanmayın…  »»

Yönünü umursamayan rüzgâra benzerdi, hayata dudak büken. Ya da öyle görünmek isteyen, hayatlardan geçerken. İçinde buruk gülümsemelerle mi bakardı, bir hayırsızı mı saklardı, işitilmeyen çığlıklar mı biriktirdi, kimse bilmezdi. »»

Kitaptaki metinler bir imgenin, örneğin kertenkele gibi bir hayvanın, çöplük gibi bir kavramın ya da umutsuzluk gibi bir duygu durumunun edebiyat eserlerindeki izlerini sürerken kendi varoluşlarını da sorunsallaştırıyor. Bu iz sürüş, metinlerarası geçişler için açılmış tüneller gibi uzak metinleri birbirine bağlıyor. Bu bir kar..»»

Doğa aklını ona hibe eden doğallardan sıkıldığında iki uyumsuz rastlaşıverir. Dişe dokunur bir isyan muhtemel değilse de, baldırıçıplak iki us kafa kafaya verdiğinde az eğlence çıkmayacaktır.  »»