"Artistler Kahvehânesi", bir zamanlar Türk sinemasının omurgasını oluşturmuş Yeşilçam'ın içine giren ve bu hülyâlı dünyaya, figüranların gözünden bakan bir uzun hikâye. Şimdiye kadar bu gözle bakılmayan Yeşilçam'ın hikayesini, set hayatının verdiği tecrübe ve halk bilgeliğini harmanlayan yazar aracılığıyla, içeriden bakan bir göz edasıyla okuyacaksınız.
Kitap, binbir beklentiyle evini barkım bı..»»
Uzaklarda geceler çok uzunÜrkütüyor sessizlik daha derinSen aklıma gelince vakit geçmiyor anneGök kubbe sanki daha yükseklerdeAma yıldızlar yakın geliyor bizeElimi uzatsam tutacakmışım gibi"yıldız" deyince aklıma çocukluğum geldiBir taşın üzerinde oturup hayal kurmak varGeceler ne kadar güzelmiş ay ışığı sağanakDağlar direk olup uzanmış bulutlaraHaykırıyorum sesim sana yetmiyor anneMehtap sarıyor ..»»
Dişi kuş, “Bu mevsimde geceler bir başka güzel, gündüzler de bir başka,” dedi, eşinin gözlerinin içine bakarak. Tüylerini gagasıyla okşadı. Erkek kuş eşinin gözlerinin içine her bakışında gülümsedi...
Bu Hikâye kitabı “İki Kuş” ile başlayıp “Kediler” başlıklı hikâyeyle bitmektedir. Kitapta on dört hikâyeye yer verilmiştir.
Elbette anlatılan yalnız insan değil; çevre, hayvanlar, iklim, davran..»»
Yılan Deresi’nin üzerine karanlık inmiş; karamı kara, zift gibi. Korku akıyordu taşların arasından, ihanet kadar sessiz ihanetçi kadar küstah. Yalnız gökyüzünde birkaç yıldız parlak,onlar da çok uzaklarda. Sinsi bir gece sarıyor karanlığı. Sessizlik ürkütüyor; çıt yok, korkudan kulak çınlaması başlıyor... Yalnızlık, gecenin en sadık dostu; kara gözlü bir sırtlan gibi süzüldü çatlaklardan içeri. En..»»
Bir gün yolunuz düşer de bir dere kenarına giderseniz, siz siz olun bir fidan dikin. Yıllar sonra aynı yere yolunuz düştüğünde fidan büyüyüp kocaman ağaç olmuşsa ilk gelişinizi hatırlayıp mutlu olursunuz. Fidan kurumuş ise hiçbir şey hatırlamazsınız. Geçmişte kalan izler de böyle bir şey olsa gerek; hatıraların büyüyüp ağaç olması demek. Koruduğunuz çevre, el uzattığınız çocuklar, büyüttüğünüz evl..»»
Veliaht, dört bin yıllık bir dostluğun hikâyesi!.. O dost ki bir at. Türkler için atlar çok büyük değer ifade eder. Kaşgarlı Mahmud, “At Türk’ün Kanadıdır” diye bahsetmiştir.
Atı; hep dağ başlarında yelelerinden rüzgârlar süzülürken düşünürüm, gemsiz ve de eyersiz. Yaylalarda şaha kalkıp, ayaklarından şimşekler çakarken, gamsız ve kedersiz. Kızıl ufuklara doğru uçar gibi dörtnala giderken, kork..»»
"... Bireysel bağlamda, benim burnumun başladığı yerde senin el sallama özgürlüğün son bulmalı, senin burnunun başladığı yerde de, başkasının el saldığı yerde de, başkasının el sallama özgürlüğü olmamalıdır.Devlet bağlamında ise, devlet burun kıran değil, kırılmış olan burunlara pansuman yapan bir yapıda olmalıdır. Devlet, burun kırmayı sürekli uygulama haline getirmiş olan 'çeteler' varsa, yıldır..»»
Türküler, bazen bir gönül sesi bazen gözde yaş olur. Bir çobanın kavalında dalga dalga akıp giden yoldur. Genç bir yiğidin arkasından ağıt da olur, beşikteki bebeğe ninni de...
Sevdanın dilidir türküler...
Turnalarla sevgiliye gönderilen mektup...
Toprağın kokusu, gökyüzünün rengi, milletin ortak duygu ve düşüncüleridir. Yüz yıllar ötesinden haber getirir türküler.
Bir annenin dilinde ..»»
Bir söz, bir güzel bakış, bir dua... İnsanı bazen alemlerden alemlere götürür, tefekkür dünyasının renkli kapılarından birisini açıverir. O andan itibaren hayat artık bambaşkadır. Renkler değişir. çirkinlikler güzel, güzellikler ise daha cazip bir hale gelir. Katıksız dupduru sevgileri yaşarsınız.
Bu bir inancın, teslimiyetin, huzura ermenin, hayatı yeniden keşfetmenin ..»»
1997 yılı Ömer Seyfettin Hikâye Yarışmasında üçüncülük, Almanya’da, Deutsche Welle Uluslararası Hikâye Yarışmasında Mansiyon kazanmıştır.
Anadolu’nun insanı çok cefakâr çok da vefalıdır. Onun sevdası bir göze başı, bir ağaç gölgesi, serin bir yayla belki. Gönlünde, doğduğu yerin özlemi hiç eksilmez. Ola ki oralardan ayrılacak olsa kendini gurbette sayar. Hep burnunda tü..»»
İnsan bazen kaderinden kaçıp kurtulmak ister, amma velakin asıl o zaman koşmaya başlar kaderinin peşinden.
Meseleler içinden çıkılmaz hale gelindiğinde beyinde başlar çınlamalar. Her şey bitti sanıldığı anda yeni bir kapı açılır. Bir bakarsın tutunu verir duvarın çatlağından sızan ışığa, musluktan damlayan su sesine, köpek havlamasına, rüzgâr vınlamasına… Belkide en yak..»»
Edebiyatdefteri.com, 2024. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyat -
Şiirler -
Kitap
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.