Yaklaşık yirmi tane kadar Kızılderili büyük bir ateşin etrafında savaş çığlıkları atarak dans ediyorlardı. Ellerinde baltalar ve oklar, yüzlerinde savaş boyaları vardı. Başlarındaki tavuk tüylerini bile ihmal etmemişlerdi. Dahası, sarı saçlı mavi gözlü bir genç kız, ateşin hemen yanıbaşındaki bir çam ağacına bağlanmıştı. Başka bir ça..»»
Yaşamak ve yaşatmak...
Bir bebeğin bedenini saran kundakta kokumun olduğunu bilmek, fırının kızgın taşında ağır ağır kabaran ekmeğin hamurunda dolanmak, hamile bir kadının canının çektiği taze nohutla damarında gezinmek ve oradan bedenindeki varlığa nüfuz etmek... Böylece evrende hiç durmadan dönüp duran halkanın ilk ve son durağı olmakla gururlanmak.
Ne güzel ve onur verici olurdu son güne kad..»»
Betül karanlığın ortasında yapayalnız kalmıştı. Ne yapacağını, hangi tarafa gideceğini kestiremiyordu. Biraz bekledi. Ormanın içinde, uzaklarda bir parıltı gördü. Bu bir Işık kümesine benziyordu. Yaklaştıkça büyüyordu. Önce korkar gibi oldu. Bir ağacın arkasına gizlendi. Işık kümesi Yaklaştı... Betül´ün içi rahatladı. Bunlar ateş böcekleriydi.»»
Birbirinden ayırma kısmetle tevekkülü, Ateşi yüreğinde saklar sevdanın külü. Testi midir bu dolan yoksa gönlündeki havuz, Çiçekler ne gün açtı, nasıl geldi bu temmuz' ......»»
O, öylesine ulaşılmazdı ki uzakları, çok uzakları seyrederken, İngiliz kızın hayalleri gözlerinin önünden gitmiyordu. Yüreğindeki çağlayanı biraz olsun sakinleştirmek, başını alıp giden dalgalara engel olmak için ne yapmalıydı'.. Çaresizliğin acımasız kollarına sıkışıp kalmak ve yalnızca beklemek Kötü bir gelişme ve acı bir son Eğer Selvinaz'ı seviyorsa Laura'dan hoşlanması ne ile izah edilebilird..»»
O zamana kadar iki büklüm oturan Haydar, hemen belini doğrultup:
- İsraf Teyze de kim' diye sordu.
- İşte bu kadın, diye gösterdim, sen onu tanımazsın. Çok zengin bir kadındır. Kendisi Bursa´da oturur. Sonra başladım anlatmaya.
İsraf Teyze´nin kurduğu vakıftan; oğullarından, kızlarından, Bursa´daki öğrenci yurtlarından, kocasından kalan meyve bahçelerinden bahsettim.
Haydar´ın gözleri pırıl pırı..»»
Bilal okuduğu yatılı okulun ikinci sınıfındayken, bir ders arasında nöbetçi öğrenci gelip, müdürün kendisini çağırdığını söyleyince çok heyecanlandı. Acaba bir hata mı yapmış, bir suç mu işlemişti'... Korku ve telaşla müdürün odasına indi»»
Atların Korkunç nal seslerini duyduğunda sofraya oturmak üzereydiler. Safiye, elindeki testiyi fırlatmış ve yavrularını iki kolu arasına sıkıştırmıştı. Tıpkı bir anne kuş gibi ve yüreği yerinden kopacakmış gibi çarparak. Gözleri akşamın alaca karanlığında korkuyla böyümüş, yüzü sapsarı kesilmiş. Büyük oğlu Cerrah ve küçük oğlu Cüneyd, hiç beklemedikleri bu telaşın şaşkınlığı içinde, ovayı bir sel ..»»
Edebiyatdefteri.com, 2024. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyat -
Şiirler -
Kitap
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.