1892 yazı boyunca, festival nedeniyle Reno'daydım. Kent, kendisini konukseverlikten caydıracak kadar aç ve serserilerle doluydu. Bunlar bir yana, bir de eşkiya ve talancı takımı tarafından yağmalanıp, altı üstüne getiriliyordu. Çoğu kez evlerin kapılarını çaldıklarından, ev sahipleri çareyi onlara yanıt vermemekte bulmuşlardı.
(Kitabın İçinden)
»»
Don Kişot, Cervantes'in şövalyeliği alaya aldığı, komik maceralarla dolu olan kitabıdır. Aynı zamanda kitabın da kahramanı olan Don Kişot, yıllarca okuduğu şövalyelik romanlarından etkilenerek, kendisini şövalye zannedecek kadar aklını yitirir. Ve başıboş şövalyeliği canlandırmak için at uşağı ile birlikte macera peşine atılır.
Karşılaştığı maceralarla insanı hayretten hayrete düşü..»»
Don Kişot, Cervantes'in şövalyeliği alaya aldığı, komik maceralarla dolu olan kitabıdır. Aynı zamanda kitabın da kahramanı olan Don Kişot, yıllarca okuduğu şövalyelik romanlarından etkilenerek, kendisini şövalye zannedecek kadar aklını yitirir. Ve başıboş şövalyeliği canlandırmak için at uşağı ile birlikte macera peşine atılır.
Karşılaştığı maceralarla insanı hayretten hayrete düşü..»»
Heidi'nin dedesine bırakıldıktan sonra Alp dağlarındaki hayatı ve şehirdeki Clara ile olan arkadaşlığı insanlara verdiği sevgi ve bunun sonucunda meydana gelen olaylar Heidi'nin şehir yaşamındaki çektiği zorluklar ve ailesine duyduğu özlem neticesinde geçen olaylar konu edilmiştir.
(Tanıtım Bülteninden)
»»
Evin yakınına geldiğim zaman, iyice akşam olmuştu. Evin alt katı çok iyi kapanmıştı. Alt kattaki üç pencereden ateşin yanıp sönen ışıkları vuruyordu. Etrafı dinleyerek eve doğru yaklaştım. İçeride birinin tabakları temizlediğini duydum. Buna küçük kuru bir öksürük katıldı. En ufak bir konuşma yoktu. Köpek de havlamadı. Kapı, sönük ışıkta gördüğüme göre, üstü demir kakmalarla sağlamlaş..»»
Guamini Nehri'ne ulaşmakla yolculuğun üçre ikisini tamamlamış oluyorlardı. Kısa bir dinlenmeden sonra, saat onda hareket ettiler. Deri tulumları ağzına kadar suyla doldurmuşlardı. Guamini'den itibaren yolculuk daha rahat şartlarda devam etmeye başladı. Saat dörde doğru Tapalkuem Dağı'nın eteklerine ulaştılar ve uygun bir yerde kamp kurdular. Ertesi gün dağı aşmak çok kolay oldu. Yol, ..»»
Havuzun etrafında gözlerini gezdirmeye başladı. Kimseyi göremeyince soyunma odalarının olduğu tarafa doğru yürüdü. Sonra aniden bağırdı:
-Gördüm! İşte orda! Ruth, çık ortaya! Nereye saklandığını biliyorum. Hadi söyle ne oldu sana? Bayan Freysing, bunları söylerken, Ruth'un saklandığı yeri parmağıyla işaret ediyordu. Ruth saklandığı yerden yavaşça ortaya çıkmaya başladı. İlk önce d..»»
Kapıyı açan adam otobüsten inen üstü başı yırtık çocuğa onu kimin gönderdiğini sorar. Çocuk kendisiyle gönderilen mektubu adama uzatırken 'Bay Laurence, hanımefendiye de bir mektup getirdim' der. Adam 'gir içeri, mektubu da ona ver. O da zaten seni bekliyordu' diyerek onu içeri alır. Adamın konuşması çocuğun hoşuna gitmiştir.
Bahçe kapısından içeri girdiğinde çocuğun karşısına çıka..»»
Dışarıdan bakıldığında, evi beş güçlü, kuvetli kadın çekip çeviriyor sanılırdı. Ne var ki ailenin gerçek başkanı, kitaplarının içine gömülü bir vaziyette yaşayan,o sessiz sedasız bilge kişiydi. Ev halkının beyni, en büyük avuntusu, ailenin temel direği oydu. İşte bu nedenle de, bu arı gibi çalışkan, bu işgüzar kadınlar sıkıntılı zamanlarında hep ona koşarlardı.
Kızlar kalplerini a..»»
Eve gelince Cedric kapının önünde bir kupa arabasının olduğunu gördü. Annesi, misafir odasında yabancı birisiyle konuşuyordu. Mary, Cedric'i odasına götürdü. Elbisesini giydirdi. Boynuna kırmızı eşarbını bağladı sonra saçlarını taradı. Kaptan Errol'un ölümünden sonra üç yıl geçtiği için matem kıyafeti terk edilmişti. Mary çocuğu giydirirken ***Tanrım! İşte gerçek bir asilzade! Cedric'..»»
Bir haziran sabahı, Bayan Polly Harrigton telaşla mutfağa girdi. Bayan Polly, genellikle telaşlı davranmaz, sakin olmaktan özel bir gurur duyardı. Fakat o gün gerçekten çok acelesi vardı. Bulaşıkları yıkayan Nancy, hayretle başını kaldırdı. Bayan Polly´nin yanında sadece iki aydan beri çalışıyordu Nancy. Hanımının telaşlı bir insan olmadığını da biliyordu.
(Tanıtım Bülteninden)
..»»
Ertesi sabah uyandığımda vakit epeyce ilerlemişti. Hava güzel, fırtına kesilmişti. Deniz de önceki gibi dalgalı ve kudurmuş değildi. Suların gece, gemiyi oturduğu kumdan sürüyerek yukarıda bahsettiğim kayanın yanına kadar sürüklemiş olması beni büyük bir hayrete düşürdü. Gemi, bulunduğum sahilden ancak bir mil açıkta ve henüz sağlam bir halde görünüyordu. Hiç olmazsa kendime yarıyacak..»»
Edebiyatdefteri.com, 2024. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyat -
Şiirler -
Kitap
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.