Sabahtan beri yürüyorduk. Düşe kalka geçtiğimiz sarp keçi yolları, bazen sel yarıntıları içinde kayboluyor, bazen sık kovanlıklardan ayrılarak, dibinde sivri çam tepeleri görünen karanlık çukurlara sapıyorduk. Ayı avına gidiyordum. Kılavuzum "kumdere" köyünün en namlı nişancılarındandı. Beraber tırmanacağımız yüksek ormanlı dağların daha çok uzağındaydık. Vakit vakit ince bir yağmur serpeliyordu.
...
(Kitabın İçinden)