Hasan Göztepe, yaşamı
şiirlemek istiyor. Şiir yazarak yaşamı daha anlamlı kılma, yarınların daha güzel olması için dizelerle yarınların daha güzel olması için dizelerle yarınlara renk oluşturma çabası onunki... Ne güzel! Günlük yaşamı, ayrıntıları, bütünü, gelecek düşlerini,
şiirle yeniden adlandırmaya çalışıyor. Onun
şiirlerinde başarı, bir yüreği doldurmakla özdeş...
Çok olmanın kazanmayı getirmediğini, örgütsüz olunca yenilginin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.
Zaman zaman, toplumsal eleştirisini de, gülmeceye yaslanarak, yalın ve çarpıcı bir şekilde
şiirleştiriyor. Kısacık "Tuhaflık"
şiirinde olduğu gibi:
"Bu ne biçim iştir / Anlaşılmaz! / Halkın eli- kolu bağlı / Vekiline 'dokunulmaz!'"
İnsanlar ve insanlık için baş tacı ettiği şeyse, sevgi. Ama, "sevgi"nin de, giderek yozlaştığının ayrımında. Eskiden "bir çay", "Bir simit" ederken, şimdi ise "yatlar, katlar" ... Şair soruyor: "Sevgi mi çok ucuzdu o zaman? / Yoksa kat, / Araba / Ve / 'Yat' mı / Ucuzladı bu zaman?"
Bu söylediklerimizi, "Şiir ve Ben"
şiirinde ne güzel anlatıyor gerçekte... "Şiir ve ben, / Oyuncağıyla oynayan / Bir ana;" diye başlayan bu
şiir, bazen engin denizler gibi, bazen de namludan fırlamış hedefe koşan bir fişek gibi olduklarını vurguluyor. Şiirin de, kendinin de...
Ve "Vasiyet"ini de yazıyor
şiirle... Güzel günleri göremeyebilir ama, güzel günlerden umudu kesmiyor hiç. Onun için, mezar taşına. "Ömrü yetmedi" yazılmasını istiyor.
Hasan Göztepe'nin
şiirleri, umuda ve dostluğa bir çağrı olarak okunmalı.
-M. Mahzun Doğan-
(Arka Kapak)