Tanıtım Yazısı
5901 sayılı ve 29.05.2009 tarihli Türk Vatandaşlığı Kanunu, 12.06.2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmakla yürürlüğe girerek, 45 yıldan fazla Türk vatandaşlarına uygulanan 11.02.1964 tarihli ve 403 sayılı Vatandaşlık Kanunu'nu yürürlükten kaldırmıştır. Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun gerekçesinde de belirtildiği üzere 403 sayılı Kanun, kabul edildiği 1964 tarihinden beri ortaya çıkan güncel ihtiyaçlar nedeni ile önemli değişikliklere uğramıştır. Bir anlamda aradan geçen 45 yıl sonunda 21. yüzyılın başındaki Türkiye Cumhuriyetine ve Türk halkına 403 sayılı Vatandaşlık Kanunu artık dar gelmiştir. Kanun'un genel gerekçesinde de belirtildiği üzere, Avrupa Birliği'ne üyelik süreci içinde bulunan Türkiye Cumhuriyetinin yeni vatandaşlık kanunu tasarısı hazırlaırken, Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi'nin hükümleri de göz önüne alınmıştır. Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki "vatandaşlık bir kişi ile bir devlet arasındaki hukuksal bağ anlamına gelir, kişinin etnik kökenini göstermez" hükmü,
5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu'nun genel gerekçesinde özellikle vurgulanan ilk ve en önemli temel ilkedir.
Uluslararası Özel Hukuk Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak, verdiğim derslerin içinde belki de öğrencilere anlatmayı en fazla sevdiğim ders, Türk Vatandaşlık Hukukudur. Çünkü vatandaşlık hukuku hayatın içinden gelen ve sadece Hukuk Fakültesi'ndeki ya da diğer Fakültelerdeki öğrencilerin değil bütün Türk vatandaşlarının bilmesi gereken bir hukuk dalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 66. maddesi hükmü ve "Türk
Milleti" kavramı kitapta üzerinde özellikle durduğumuz konuların başında gelmektedir. Türk toplumunun özellikle son yıllarda içine düştüğü ve adeta bir kör kuyuya düşmüşçesine bir türlü kurtulmayı beceremediği, kendi düşüncesinde olmayanı, kendi gibi görünmeyeni, kendi gibi giyinmeyeni, kendi toprağından, kendi çevresinden yetişmeyeni dışlama, anlamama, yadırgama, iteleme ve adeta yok sayma hastalığı, Türk Vatandaşlık Hukuku kitabını yazarken üzerinde en fazla durmak ve dikkat çekmek istediğim hususların başında gelmektedir. Türk toplumunda son yıllarda gittikçe artan bir şekilde oluşan birbirinden farklı her kesim arasındaki bu ayrışmadan, kendinden saymadığını dışlamadan, kendini yalnız ve tehlikede hissetme duygusundan yani toplumun içine düştüğü bu kör kuyudan, Türk milletini oluşturan her kesim, elini taşın altına sokarak akılcı bir yaklaşım ve samimi duygularla birbirini anlamaya çalışmadığı müddetçe kurtulmak mümkün görünmemektedir. Bu kitabın yazarının amacı ise toplumda yapay olarak yaratılan bütün bu korkuların ve toplumda gün
geçtikçe yerleşen ayrışmanın, Türk milletinin sahip olduğu değerlerin ve zenginliklerin birlikteliği ile çözümlenmesinin mümkün olduğunu hatırlatmaktır.
-B. Bahadır Erdem-
(Önsöz'den)
5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu'nun genel gerekçesinde özellikle vurgulanan ilk ve en önemli temel ilkedir.
Uluslararası Özel Hukuk Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak, verdiğim derslerin içinde belki de öğrencilere anlatmayı en fazla sevdiğim ders, Türk Vatandaşlık Hukukudur. Çünkü vatandaşlık hukuku hayatın içinden gelen ve sadece Hukuk Fakültesi'ndeki ya da diğer Fakültelerdeki öğrencilerin değil bütün Türk vatandaşlarının bilmesi gereken bir hukuk dalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 66. maddesi hükmü ve "Türk
Milleti" kavramı kitapta üzerinde özellikle durduğumuz konuların başında gelmektedir. Türk toplumunun özellikle son yıllarda içine düştüğü ve adeta bir kör kuyuya düşmüşçesine bir türlü kurtulmayı beceremediği, kendi düşüncesinde olmayanı, kendi gibi görünmeyeni, kendi gibi giyinmeyeni, kendi toprağından, kendi çevresinden yetişmeyeni dışlama, anlamama, yadırgama, iteleme ve adeta yok sayma hastalığı, Türk Vatandaşlık Hukuku kitabını yazarken üzerinde en fazla durmak ve dikkat çekmek istediğim hususların başında gelmektedir. Türk toplumunda son yıllarda gittikçe artan bir şekilde oluşan birbirinden farklı her kesim arasındaki bu ayrışmadan, kendinden saymadığını dışlamadan, kendini yalnız ve tehlikede hissetme duygusundan yani toplumun içine düştüğü bu kör kuyudan, Türk milletini oluşturan her kesim, elini taşın altına sokarak akılcı bir yaklaşım ve samimi duygularla birbirini anlamaya çalışmadığı müddetçe kurtulmak mümkün görünmemektedir. Bu kitabın yazarının amacı ise toplumda yapay olarak yaratılan bütün bu korkuların ve toplumda gün
geçtikçe yerleşen ayrışmanın, Türk milletinin sahip olduğu değerlerin ve zenginliklerin birlikteliği ile çözümlenmesinin mümkün olduğunu hatırlatmaktır.
-B. Bahadır Erdem-
(Önsöz'den)
daha fazla
Yazar: B. Bahadır Erdem
Yayınevi: Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş.
ISBN: 786053771845
Sayfa: 376s.
Boyut:
Kapak:
Tarih: 1905
Kağıt Tipi:
Raf İstatistikleri
Okuyacağım: 1 kişi
Okudum: 1 kişi