|
Türk-Roman-Öykü
Türk-Roman-Öykü isimli konu başlığında toplam 2949 kitap bulunuyor.
Bülent Akyürek
Saypa Yayın Dağıtım
Adını koymakta çok zorlandığım bir çalışmaydı. Tür olarak da bir çoğunu içerisinde bulunduruyordu.
Ama yazar imdadıma yetişti: Kısa Metrajlı Aperatifler
Gerçekten de dil ile düşüncenin oynaşmasından ortaya çıkan beyin kusmuğu aperatifler.
Eserin derinliklerine girdikçe toplumsal tabuların, düşüncenin, düş ve sayıklamaların eriyip satırlara aktığını görüyoruz.
...Ve Tanrı Ağladı; Yazarın.. »»
Alper Kaya
Postiga Yayınları
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Övgü Ödülü'nü alan en genç gazeteci Alper Kaya, ilk romanı 08.00'de izbe bir barda dört saatlik bir zaman diliminde altı kişinin tanışma hikayesini anlatıyor. Rus ruleti oynayarak birbirlerini tanımaya çalışan bu insanlar aslında kimi tanıyacaklar... Tanımak istedikleri masadaki diğer kişiler mi yoksa kendileri mi?
"Alper Kaya'nın 08.00 adlı romanı birkaç şeki.. »»
Feride Çiçekoğlu
Can Yayınları
"Uçurtmayı Vurmasınlar", "Sizin Hiç Babanız Öldü mü", "Suyun Öte Yanı", adlı kitaplarıyla tanıdığınız Feride Çiçekoğlu'ndan mektup biçiminde yazılmış yeni bir öykü kitabı. "100'lük ÜIke'den Mektuplar", yolculuklar boyunca yazılmış pasaportsuz mektuplar; vapurlarda, dolmuşlarda, uçaklarda ve uzaklarda; geçmişe ve geleceğe... Aidiyetsiz görünen, ama 100 ASA'lık filmin ışığından kaçamayan, çoğu kez.. »»
Yiğit Değer Bengi
Metis Yayınları
Yazı serüvenine doğrudan doğruya "fantastik" yazarak atılan yazarlarla, yıllardır yazdığı öykülerin içine hiç usanmadan fantazi ve bilimkurgu unsurları katan yazarlar yan yana duruyorlar bu seçkide. Bu anlamda Türkçe edebiyatta bir ilk 1002. Gece Masalları; farklı edebi geleneklerden gelen, farklı kuşakların öykülerini ortak bir paydada buluşturuyor.
Ne de olsa her öykü sözün güzelliği için o.. »»
Kenan özden
Sokak Kitapları Yayınları
12 Eylül'de Aşk toplumsal hafızanın acılarını gün yüzüne çıkartıp eleştirel diliyle yaralarımızı iyileştiren, aşkı, umudu ve mücadele ruhunu hatırlatan haliyle tiyatro oyunu olmasının ötesinde hayatın gizli kalmış bir yüzünü oluşturuyor.
Kenan Öz eseriyle tüm baskılara ve antidemokratik uygulamalara karşı nasıl dik durulacağını, atılan tohumların nasıl yeşertileceğini ustalıkla gösteriyor.
.. »»
Nesrin Çaylı
Mola Kitap
Büyük şehrin caddelerinde aşkın izini süren bir genç kız ve kalbi çöl olmuş Reis...
Modern zamanlarda aşkı bulmakla, zannetmek arasında Soluk soluğa bir med cezir...
Aşkın peçesi yağmurlu bir akşam üstü düştü.
Serap, o peçeyi büründü.
Aşkı bildi ve şöyle dedi;
Güle çevrileceğini bilmeden ateşe düşebilmekmiş.
Önce kendini yakabilmekmiş.
Yanmaya ve yakmaya amade bir kıvılcımsan bulurm.. »»
Kemalettin Çalık
Truva Yayınları
Güneş mor gölgeleri ardında bırakarak çoktan savuşup gitmiş, Edirne Sarayı derin bir sessizliğe gömülmüştü. Uykusuz geçirdiği gecelerin birinde Venedik işi ceviz masanın başında beyaz sayfaların üzerinde Avni mahlasıyla karaladığı şiirleri ona umut veriyor, tek sığındığı ve kendi başına kaldığı bu gizli odada sabahlara kadar zihnini meşgul eden Kostantinapolis artık bir an olsun aklından çıkmıyo.. »»
Eda Bildek
Mola Kitap
Fısılda artık Hünkârım! Susarsan yok olacağım. Konuş ki yangınımla var olayım! Dokun sözcüklerime, hayat bulsun romanım. Çünkü sensin eksikliği satırlarımın... Ben seni yazmak için seçilmiş hattat! Parmaklarıma tutuşturulan kalemin mürekkebinin renginde aşkın kanı...
Yazmayı bıraksam kimse adının içimdeki aşkına dokunamayacak... Yine ne garip Hünkârım, seni yazmasam hattatlığım yarım kalacak..... »»
Bedia Ceylan Güzelce
April Yayıncılık
Tanrım, biraz eğilirsen sana sarılabilirim.
İnsanın yarası neredeyse, kalbi de orada atar. Dünyanın kalbi ise savaş meydanlarında... 1473 yılında Otlukbeli sekiz saatliğine dünyanın kalbi oldu. Attı, attı ve durdu.
Artık Türk'ün Türk'le, Müslüman'ın Müslüman'la savaşacağı kesinleşmiş, kimilerine göre bu kıyamet alameti sayılmıştı. Hepsi Türk, hepsi Müslüman olan kahraman askerlerin arası.. »»
Pelin Özer
Alef Yayınları
Hayat, ayrılık, ölüm, diriliş ve doğa yazının merceğinden nasıl görünür?
Zamanda ve mekânda gezinirken gerçeklik duygumuz adeta bir hayal âlemindeymişiz gibi altüst ediliyorsa... Hem de bu yazı marifetiyle oluyorsa...
Yazı dilinin bazen rüyaların diline dönüşmesi ve bu dilde yeniden vücut bulan gerçeklik midir yoksa? Bu mudur bizi en saf halimize yaklaştıran?
''Yazının buyruğundaydım ar.. »»
|