Müslüman Türk, irfan sahibi idi. İrfan da ne ki, dersek, bir milletin, iman ve tarih yayığında asırlar boyu döve işleye meydana getirdiği deruni zarafet, incelik ve medeniyetin parlak terkibidir. İşte bu terkip, insanoğlunun elinden, dilinden, söz ve davranış olarak taşan bir müstesna verim, iç bünyenin sermaye ve zenginliği denebilir. Böylece detoplumun fertleri, sözleri ve hareketleriyle içind..»»
Osmanlı Devleti'nin üçüncü kurucusu sayılan Sultan Murat; gerek mücadele ettiği olaylar ve gerekse içkiye fazla düşkünlüğü, o muhteşem vücudunun erimesi yanında kendisini de çok asabi hale getirmişti.
Bağdat Fatihi, devleti uçurumdan kurtarmak adına haklı-haksız pek çok insanı feda etmekten de çekinmemiştir. Bu yüzden Tarih kendisini kan dökücü hükümdar olarak tanımıştır.
Bütün bunlara r..»»
Bir ordu millet olan Türkler yüzyıllardır askeri dehalarını liderleri olan sultanlarının emri altında gaza meydanlarında gösteriyorlardı. Ne zamanki siyaset ordu içerisine sirayet etti; rütbeler, makamlar liyakate göre değil, siyasete göre dağıtılmaya başlandı, işte o zaman çözülme ve ardından bozulma geldi.
Tarihlerde balkan hecaleti (utancı) olarak geçen Balkan harplerinin acı tecrübesi dah..»»
Barbaros Hayreddin Paşa...
dünyanın en büyük donanmalarından birini oluşturan denizler fatihi...
tarihin en büyük deniz savaşını kazanan komutan...
tarihimizin en önemli amirali...
kazandıklarının tamamını hayır işlerine harcayan bir hayırsever...
beş dil bilen bir entelektüel...
hiç savaş kaybetmeyen bir profesyonel...
düşmanlarına bile hoşgörü gösterip affeden mütevazı bir lider...»»
XI. Asırdan XIV. Asıra kadar Türkistan, Horasan ve Azerbaycan`dan Anadolu`ya gelerek, bu toprakları Müslüman-Türk vatanı haline getiren Oğuz(Türkmen) boyları, Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde birbirinden uzak yerlerde oymaklar, aşiretler ve cemaatler halinde iskân olundular.
Sayıları binlerce olan bu topluklar hakkında en kapsamlı araştırma merhum Cevdet Türkay bey tarafından yapılmış ve 1..»»
"İkinci Meşrutiyet Meb'usan Meclisi ve A'yan Meclisi Reisi Ahmed Rıza Bey bu eserinde, Hristiyan Batı'nın, İslamiyetin çıkışından beri İslamla ve Müslümanlarla ilgili herşeye karşı yürüttüğü korkunç kin ve nefreti, iğrenç entrika ve karalamayı, asılsaz propaganda veyalanı, şeytani tavır ve düşmanlığı, ilahi ilme, halis irfana, dini gerçeklere ve hakiki imana karşı gösterdiği müthiş taassup ve inka..»»
Edebiyatdefteri.com, 2024. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyat -
Şiirler -
Kitap
Edebiyatdefteri.com'u kullanarak Çerez Politikamızı kabul etmiş sayılırsınız.