Tanıtım Yazısı
"Hızır, ertesi sabahın ilk ışıklarında kendini Girit'e doğru bakarken buldu. Oruç ağası gözünde Tesos idi artık ve Akdeniz'in doğu kıyılarına uzanan dalgaları arasında sanki hızla akıp gidecek yıllarını görüyordu. Bir gün onun gemisinde bir reis olup bahçeliklerde, güvertelerde kendini puntellere dokunur, zincir bosalar, barbarişka düğümler atarken hayal etti. Efsaneler yaşatan Akdeniz'de kendi hikâyelerinin de anlatılacağı zamanları düşlemeye ilk o sabah başladı. O, Yenicevardarlı sipahi Yakup Ağa'nın Midilli'de doğan oğlu Hızır idi ve Akdeniz'de efsaneler alıp satmaya başlayınca rüzgâr ekenlere kadırgalarından fırtınalar gönderecek, zulümlere kılıcıyla son verecek ve bütün dünyada adını Reis diye andıracaktı, Barba Rossa Hızır Hayreddin Reis. " (Sayfa, 5)
Tanıtım Bülteni:
Efsaneler bazen denizden,
Bazen aşktan ve ateşten gelirler.
Aşktan ve ateşten ve denizden gelenler,
Bazen ışık olurlar ve bütün zamanı aydınlatırlar…
Efsane kurmak kadar, efsaneyi yazmak da efsaneye dâhildir.
Bir çağı haritalarda bulamazsınız.
Derine, insana ve tarihin denizlerine açılmak gerekir.
Girdaplarda yüksek idealler saklanabilir.
Bu kitapta
İstanbul, Gırnata, Madrid, Roma ve Akdeniz; aşk diliyle kuşatıldı.
Akdeniz, aşk kaleminin haritasıyla yeniden çizildi.
Kılıç kılıca, cevher çeliğe çarptı, varlık da yokluğa.
Ve hep bir yol vardı kalplerden denizlere.
Derin denizler, büyük aşklar için atlas olup dokundu.
İskender Pala, bir çağı ve o çağın efsanelerini dile döktü.
Barbaros Hayreddin Paşa’yı...
Sonra, bir gül sepeti getirdi.
Isırılmış üç elmayı anlattı.
daha fazla
Yazar: İskender Pala
Yayınevi: Kapı Yayınları
ISBN: 9786054683772
Sayfa: 392s.
Boyut: 19,5 X 13,5
Kapak:
Tarih: 2014
Kağıt Tipi: