Dünya
edebiyatının en büyük eserlerinden olan Aeneis işte bu ünlü cümleyle başlıyor: “Savaşların ve bir yiğidin şarkısını söylüyorum.”
Roma bir yandan silahlarla, savaşlarla büyüyüp genişlerken diğer yandan ruhsal temellerini ve ufkunu oluşturan büyük bir
şaire de sahipti. Ve bu
şair, Aeneis ile Roma’ya bir kök, Latinceye bir dil panteonu, gelecek kuşaklara ölümsüz bir öykü bıraktı.
Aeneis, ondan etkilenen büyük ustalar ve onun kaynaklık ettiği hikayeler sayesinde zaman geçtikçe Batı
edebiyatının temel metinleri arasındaki yerini sağlamlaştırdı ve T. S. Eliot’ın deyimiyle “tüm Avrupa’nın klasiği” oldu.
Bu büyük eseri Türkan Uzel’in Latince aslından çevirisi ile sunuyoruz.
“Yoksa Vergilius musun sen, konuşunca ağzından ırmaklar çağlayan?
Ey beni yazdıklarının peşinde koşturan emeğimi, sevgimi coşturan, bütün ozanların onuru, önderi.”
- Dante
“Vergilius. Yeryüzünün tüm
şairleri arasında onunki kadar sevgiyle kulak verilen başka bir
şair yoktur.”
- Borges
Horatius da, Roma'nın yeniden kurulmasında geçen bu koşulları kendi eserlerinde de dile getirmiştir.