Zenginliğin Sırrı: Giriş Yazısı
Fakir Şakir. Otuz iki yıllık hayatının, borç ve hayal kırıklığı sarmalının kısa özetiydi bu isim. İstanbul’un acımasız metropolünde, asgari ücretle çalışan Şakir için ...
"Zenginliğin Sırrı" adlı romanınızın ilk bölümü: BÖLÜM 1: Fakir Şakir'in Uyanışı Fakir Şakir. Bu isim, otuz iki yıllık hayatının, daha doğrusu otuz iki yıllık borç ve hayal kırıklığı sarmalının kısa özetiydi. İstanbul’un karmaşık, kalabalık ve acımasız sokaklarında, bir tekstil atölyesinde asgari ücretle çalışan Şakir, her ayın sonunda eline geçen paranın, borçlarını ve zaruri ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra avuçlarından kayıp gidişini izliyordu. Şakir’in evi, metropolün arka sokaklarından birinde, rutubetli ve küçük bir kiralık daireydi. Duvarları sürekli “daha iyi bir hayat” hayaliyle sıvanmış olsa da, o duvarlar her sabah gerçeğin soğuk yüzüyle çatlıyordu. Bir akşam, yine ay sonu gelmişti. Buzdolabındaki son yumurtayı haşlayıp, çayını yudumlarken elindeki ekonomi dergisine takıldı gözü. Dergi, lüks bir yatın güvertesinde, gülen yüzüyle poz veren, "Milyarder Girişimci" lakaplı bir iş insanının başarısını anlatıyordu. "Hah," diye mırıldandı Şakir, "Sizin sırrınız belli: Zengin doğmak." Ama bu sefer bir şeyler farklıydı. Genellikle bu tür haberleri kıskançlık ve öfkeyle bir kenara atardı. Bu defa, içindeki o bitmek bilmeyen merak canlandı: Acaba gerçekten bir sırrı var mıydı? Ertesi gün, her zamanki gibi işe gitmek yerine, omuzlarında eski bir sırt çantası ve cebinde ayırdığı son birkaç kuruşla Sirkeci'deki eski kitapçıları gezmeye karar verdi. Zihninde tek bir soru yankılanıyordu: "Zenginliğin Sırrı neydi?" Kitapçının loş ve tozlu rafları arasında saatlerce gezdi. Aradığı şey, bir piyango bileti değildi; aradığı şey, bilgi idi. Finansal okuryazarlık, yatırım, risk alma, sabır, borsa, kripto, gayrimenkul... Bu terimler, sanki başka bir dildenmiş gibi geliyordu kulağa. O, parayı kazanır kazanmaz harcamayı bilenlerdendi. Çünkü yarını düşünmek, dünün borcunu ödemekten daha yorucuydu. Derken, eline yıpranmış kapaklı, sararmış sayfaları olan bir kitap geçti: “Babil’in En Zengin Adamı.” Hemen yanındaki rafta ise, kalın ve ciddi bir başka eser duruyordu: "Akıllı Yatırımcı." Şakir, iki kitabı da aldı. Cebindeki paranın büyük çoğunluğu gitmişti. Kitapçı, Şakir’in kararsız ama azimli yüzüne bakıp gülümsedi: "Genç adam, doğru yerdesin. Zenginliğin ilk adımı, kendine yatırım yapmaktır." O gece, rutubetli dairesine döndüğünde, Fakir Şakir değil, "Sırrı Arayan Şakir" vardı. Lambanın cılız ışığında ilk sayfayı açtı: “Para kazanmanın kuralları, yerçekimi kanunu gibi evrensel ve değişmezdir.” Şakir, tüm hayatının yanlış bir denklem üzerine kurulu olduğunu anlamıştı. O, sadece maaşını bekleyen bir alıcıydı; oysa zenginler parayı çalıştıran birer girişimci ve yatırımcıydı. Kararını verdi. Artık sadece çalışmayacaktı. Öğrenecekti. Hemen bir ajanda çıkardı ve ilk hedefini yazdı: Finansal Okuryazarlık. Altına bir not düştü: “Bundan sonra, kazandığım her paranın en az yüzde onu, geleceğe yatırılacak. Risk almaktan, hata yapmaktan ve 'aptal' görünmekten korkmayacağım.” Bu yeni hayatında, önünde bir dağ gibi duran kirası, banka kredisi ve atölyedeki monoton mesaisi vardı. Ama artık bir pusulası vardı: Bilgi. Ertesi gün, atölyeye giderken ilk işi, bir cep telefonu uygulaması indirmek oldu: Borsa Takip Uygulaması. Hisse, borsa, kripto, altın, gümüş... Tüm bu karmaşık terimler, Şakir için artık birer düşman değil, çözülmesi gereken şifrelerdi. Şakir, zenginliğin sırrının sadece para kazanmakta değil, o parayı anlamakta ve yönetmekte yattığını yeni yeni idrak ediyordu. Yolculuk başlamıştı ve Fakir Şakir'in ilk yatırımı, bir kitap ve değişmeye kararlı bir zihniyet olmuştu. (Şakir, bundan sonraki süreçte, bir yandan atölyede çalışmaya devam ederken, bir yandan da kitaplardan öğrendiklerini hayata geçirmeye çalışacak. İlk küçük birikimiyle nasıl bir risk alacak? Borsa mı, arsa mı, yoksa yeni bir ticaret girişimi mi? Bu yeni yolculukta karşılaştığı fırsatlar ve engeller, hikayemizin akışını belirleyecektir.)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.