Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
XİSOR AŞİRETİ Adıyaman'ın Kızıl Hızırları (Tarih, İnanç, Kimlik ve Direniş Yolları) Hüseyin TURHAL
Bir toplumun tarihi, yalnızca resmî belgelerden ve iktidarın kaleminden çıkan satırlardan ibaret değildir. Gerçek tarih; çoğu zaman görmezden gelinen, susturulmaya çalışılan ve hafızanın en derin köşe...
39. Bölüm

Bölüm 4: Ayaklanmanın Sonuçları ve Erken Dönem Yaşam Pratikleri

7 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Xisor Aşireti'nin 1577'deki Düzmece Şah İsmail Ayaklanması'na katılımı, aşiretin tarihsel seyrinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu olaydan sonra aşiret, varlığını sürdürmek ve inançlarını korumak için yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalmıştır.
1. 1577 Ayaklanmasının Aşiret Üzerindeki Etkisi
Osmanlı İmparatorluğu'na karşı girişilen her Alevî (Kızılbaş) isyanı, genellikle sert bir şekilde bastırılmış ve isyana katılan aşiretler için ciddi sonuçlar doğurmuştur. Xisor Aşireti için bu sonuçlar muhtemelen şunları içermiştir:
Zorunlu İskân ve Dağılma: Merkezi otorite, isyanın tekrarlanmasını önlemek amacıyla isyancı aşiretlerin coğrafi dağılımını değiştirmeye çalışmıştır. Bu durum, Xisor ailelerinin bir kısmının Adıyaman ve Elbistan çevresinden farklı bölgelere (göç veya sürgün yoluyla) dağılmasına neden olmuş olabilir.
Vergi ve Ceza Baskısı: Ayaklanmanın ardından aşiret üzerindeki vergi yükü artırılmış ve bu durum ekonomik zorluklara yol açmıştır.
İnançsal Gizlenme (Takiyye): Osmanlı'nın baskıcı politikaları karşısında, Xisor Aşireti'nin tamamen Alevî olması, inançlarını daha kapalı ve gizli bir şekilde yaşama zorunluluğunu (takiyye) artırmış olabilir. Bu, Alevî ocak sistemine olan sıkı bağlılıklarını (Üryan Hızır ve Ağuçan) güçlendirmiş bir etken olabilir.
2. Geleneksel Ekonomik Yaşam: Geçim Kaynakları
Erken dönemde ve 20. yüzyılın başlarına kadar (600 ailelik nüfusun geçimini sağladığı dönem), Xisor Aşireti'nin ekonomik yapısı, içinde bulunduğu coğrafyanın koşullarına sıkı sıkıya bağlıydı.
Tarım: Özellikle Adıyaman ve Çelikhan çevresindeki verimli topraklarda tahıl ve bakliyat üretimi temel geçim kaynağıydı. Düz Yazı, Karaağaç ve diğer köyler, bu tarımsal faaliyetin merkezleridir.
Hayvancılık: Coğrafyanın dağlık ve yaylalık yapısı, hayvancılığı (özellikle küçükbaş) önemli bir geçim kalemi haline getirmiştir. Hayvancılık, aşiretin yarı göçebe veya yaylacı bir yaşam tarzına sahip olmasına katkıda bulunmuş olabilir.
Yaylak ve Kışlak Pratikleri: Aşiretin Bulam ve Balıkburnu gibi farklı rakımlarda yerleşmiş olması, mevsimlere bağlı olarak yaylak ve kışlak arasında hareket etme geleneğine sahip olabileceğini düşündürmektedir. Bu gelenek, hem hayvancılığı desteklemiş hem de aşiretin sosyal bağlarını canlı tutmuştur.
3. Aşiret İçi Sosyal Düzen
Ekonomik ve siyasi baskılar altında bile aşiretin güçlü bir sosyal düzeni sürdürülmüştür.
Ocak Sistemi ve İtaat: İnançsal liderler olan dedeler (Süsen Köyü merkezli) sadece manevi rehberler değil, aynı zamanda aşiret içi anlaşmazlıkların çözümünde etkili olan sosyal otorite kaynaklarıydı. Ocak sistemine olan bağlılık, dış baskılar karşısında birliği korumanın anahtarıydı.
Dayanışma: Alevî inancının ve aşiret yapısının getirdiği güçlü komünal dayanışma, zor zamanlarda aileler arası yardımlaşmayı ve ortak yaşamı güçlendirmiştir.
Bu pratikler, Xisor Aşireti'nin zorlu tarihsel süreçlerden geçerek günümüze kadar varlığını ve kimliğini korumasının temelini oluşturur.
Sonraki bölümde (Bölüm 5), Xisor Aşireti'nin bağlı olduğu Üryan Hızır ve Serçağlan Ağuçan Ocakları'nın Alevî inancı içindeki özel önemine ve bu manevi bağların kültürel hayata yansımalarına daha derinlemesine odaklanabiliriz.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL