XİSOR AŞİRETİ
Adıyaman'ın Kızıl Hızırları
(Tarih, İnanç, Kimlik ve Direniş Yolları)
Hüseyin TURHAL
Bir toplumun tarihi, yalnızca resmî belgelerden ve iktidarın kaleminden çıkan satırlardan ibaret değildir. Gerçek tarih; çoğu zaman görmezden gelinen, susturulmaya çalışılan ve hafızanın en derin köşe...
2.1. Etnik Kimlik ve Dil: Kürtçe Kurmancî'nin Önemi Xısor Aşireti'nin kimliğinin temel taşlarından biri, ana dillerinin Kürtçe Kurmancî ağzı olmasıdır. Adıyaman'ın coğrafi konumunda, Zazaca konuşan Alevi toplulukların da bulunduğu bir geçiş bölgesinde yer alan Xısor'un Kurmancî konuşması, onları bölgesel Kürt kültürü ve sözlü geleneğiyle güçlü bir şekilde bağlar.
Dilin Kültürel Rolü: Kurmancî, Xısor'da sadece günlük iletişim aracı değil, aynı zamanda aşiretin sözlü tarihini, destanlarını, ağıtlarını (şîn) ve en önemlisi dinsel deyişlerini taşıyan canlı bir hafızadır. Cemlerde okunan deyişler ve nefesler, Kurmancî'nin dinsel ve kültürel metin dili olarak önemini korumasını sağlamıştır. Kimliksel Kesişim: Xısor kimliği, Alevi inancı ve Kürt dilinin ayrılmaz bir kesişimidir. Tarih boyunca maruz kalınan baskılar karşısında bu iki unsur, aşiret bireylerinin iç dayanışmasını ve dışarıya karşı belirginleşen farklılığını pekiştirmiştir.
2.2. İnançsal Kökenler: Ağuîçen Ocağı'na Mensubiyet Xısor Aşireti'nin inançsal kimliğinin anlaşılması, Anadolu Aleviliğindeki Ocak sisteminin anlaşılmasıyla mümkündür. Xısor, kökleri derinlere uzanan ve Anadolu Aleviliğinin önemli pîr ocaklarından biri olan Ağuîçen Ocağı'na (bazen Ağuiçen, Ağuçan olarak da geçer) mensuptur. Bu mensubiyet, aşiretin sadece inancını değil, aynı zamanda toplumsal hiyerarşisini ve dinsel pratiklerini de şekillendirir. Ocak Kültürü: Ocaklar, Alevilikte dinsel önderliği (Pîrlik/Dedelik) soysal olarak sürdüren kurumlardır. Xısor aşiretinin bu ocağa bağlı olması, onların Alevi inanç sistemindeki yerini (talip rolünü) belirler. Ağuîçen Dedeleri tarihsel olarak Xısor üzerinde dinsel ve manevi otoriteyi temsil etmişlerdir.
Kızılbaşlık: Xısor'un tarihi, aynı zamanda Kızılbaşlık terimiyle anılan, özellikle 16. yüzyılda Safevi hareketine yakın duran Alevi gruplarının tarihidir. İnançlarının bu radikal ve heterodoks kolu, onları Osmanlı merkezi otoritesi nezdinde sürekli hedef haline getirmiştir.
2.3. Sözlü Tarih ve Efsaneler: Kuruluş Rivayetleri Xısor Aşireti'nin kuruluşu ve ilk yerleşimlerine dair kesin bir arşiv belgesi bulunmamakla birlikte, sözlü tarih geleneği bu boşluğu doldurur ve aşiretin kendi varoluş hikayesini yansıtır. İsim Kökeni: Xısor isminin kökenine dair çeşitli rivayetler bulunur. En yaygın olanı, aşiretin zorlu ve dağlık bir coğrafyada ("Xışır/Xesor" kelimeleriyle ilişkilendirilir) yaşaması veya bir kişi adından türemesidir.
Göç Efsaneleri: Aşiret, genellikle büyük bir kitlenin ya Horasan'dan ya da Doğu'dan, baskılardan kaçarak Adıyaman'ın sarp ve korunaklı bölgelerine yerleşmesiyle ilişkilendirilir. Bu efsaneler, onların sürgün edilmiş, mağdur ve direnişçi kimliğini pekiştirir. "Kızıl Hızırlar" İfadesi: Kitabın alt başlığında yer alan bu ifade, aşiretin Hızır inancına verdiği büyük önemi vurgular. Hızır, Alevi inancında darda kalana yetişen, zor zamanlarda yardım eden kutsal bir figürdür. Xısor'un "Kızıl Hızırlar" olarak anılması, onların hem Safevi geleneğine olan tarihsel yakınlıklarını (Kızılbaş) hem de inançlarının yardımsever ve direnişçi ruhunu simgeler.
2.4. Alevi/Kızılbaş Kimliğinin Bölgesel Yayılımı Xısor Aşireti'nin erken tarihi, onların tek başına bir ada olmaktan ziyade, geniş bir Alevi/Kızılbaş coğrafyasının parçası olduğunu gösterir. Komşu Aşiretlerle İlişkiler: Xısor, bölgedeki diğer Alevi Kürt aşiretleri (örneğin Atmi, Kureyşan'a bağlı kollar) ve yerel halklarla sürekli etkileşim içinde olmuştur. Bu ilişkiler, hem dinsel ritüellerin ortaklaşa yapılmasını hem de bölge politikalarında birlikte hareket etmeyi sağlamıştır.
İnançsal Hat: Xısor'un yerleşimi, Dersim, Malatya ve Maraş üçgenindeki Kızılbaş inanç hattının güney ucunda yer alır. Bu konum, onları tarihsel olaylardan (Şah İsmail ayaklanması gibi) hızla etkilenen ve Osmanlı'nın ilk hedeflerinden biri haline gelen gruplar arasına sokmuştur. Bu erken dönem baskılar, aşiretin kimlik duvarlarını daha da kalınlaştırmış, inançlarını ve dillerini içeride, sıkı bir şekilde korumalarına yol açmıştır.
Bu sağlam temeller, sonraki bölümde ele alacağımız Şah İsmail Ayaklanması sırasında Xısor'un neden tarihsel bir tercihte bulunduğunu anlamak için hayati önem taşımaktadır.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.