Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
XİSOR AŞİRETİ Adıyaman'ın Kızıl Hızırları (Tarih, İnanç, Kimlik ve Direniş Yolları) Hüseyin TURHAL
Bir toplumun tarihi, yalnızca resmî belgelerden ve iktidarın kaleminden çıkan satırlardan ibaret değildir. Gerçek tarih; çoğu zaman görmezden gelinen, susturulmaya çalışılan ve hafızanın en derin köşe...
18. Bölüm

Bölüm 14: Sonuç ve Değerlendirme

8 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

14.1. Xısor'un Tarihsel Sürekliliği: Safevi'den Cumhuriyete Kimliğin Dönüşümü
Bu kitap, Adıyaman’ın dağlık coğrafyasından Türkiye ve Avrupa’nın metropollerine uzanan, Kürtçe Kurmancî konuşan ve Ağuîçen Ocağı’na mensup Xısor Aşireti’nin varoluş mücadelesini ve kimlik dönüşümünü ele almıştır. Xısor’un tarihi, baskı, direniş, göç ve yeniden yapılanma döngülerinden ibarettir.
Direnç Ekseni: Aşiretin tarihi, 16. yüzyılda Şah İsmail ayaklanmasına verilen destekle (Bölüm 3) başlayan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun (Bölüm 4) Sünnileştirme politikalarına karşı inancın gizlenmesiyle (takiye) süren bir direnç ekseni üzerine kurulmuştur. Bu direnç, onların ne dilinden ne de inancından vazgeçmeyerek varlıklarını sürdürmelerini sağlamıştır.

Dönüşüm Ekseni: Cumhuriyet dönemi (Bölüm 8) ve özellikle büyük göç dalgası (Bölüm 9), Xısor’un sosyolojik yapısını değiştirmiştir. Aşiret üyeleri, köydeki kapalı ve hiyerarşik yapıdan, şehirdeki bireyselleşmiş ve kurumsallaşmış (Cemevleri) bir kimliğe geçiş yapmıştır (Bölüm 11). Bu dönüşüm, geleneksel bağları zayıflatsa da, inançsal kimliği kamusal alanda ifade etme gücünü artırmıştır.

Siyasal Kimliğin Evrimi: Siyasi olarak Xısor, Safevi dönemindeki dinsel liderlikten, Cumhuriyet döneminde Sol/Sosyalist hareketlere ve Kürt siyasetine (Bölüm 10) yönelerek, her zaman merkezi otoriteye ve statükoya muhalif bir pozisyonu korumuştur.
14.2. "Kızıl Hızırlar" İfadesinin Anlamı: İnançsal ve Direnişçi Kimliğin Sentezi
Kitabın alt başlığında yer alan ve aşiretin kendi kendini tanımlama biçimini yansıtan "Kızıl Hızırlar" ifadesi, Xısor kimliğinin bir sentezidir. Bu ifade, sadece şiirsel bir tanımlama değil, aynı zamanda aşiretin tarihsel ve inançsal duruşunun özetidir.

Kızılbaşlık Mirası: "Kızıl" kelimesi, 16. yüzyıldaki Kızılbaş kimliğine, yani Şah İsmail’e bağlılığa ve Osmanlı’nın karşısında duran radikal Aleviliğe gönderme yapar. Bu, onların direnççi ve baş eğmeyen tarihini simgeler.
Hızır İnancı: "Hızır" kelimesi, Alevi inancındaki darda kalana yetişen, kurtarıcı ve bereket getiren kutsal figüre olan bağlılığı ifade eder. Xısor, tarih boyunca kendini ezilen, zor zamanlarda manevi kurtuluş bekleyen bir topluluk olarak görmüş ve bu inancı kültürel yaşamının merkezine yerleştirmiştir (Bölüm 6).
Dolayısıyla "Kızıl Hızırlar", zulme karşı direnen (Kızıl) ve manevi kurtuluşu bekleyen (Hızır) bir topluluğun sentezlenmiş kimlik beyanıdır.
14.3. Öngörüler: Xısor Aşireti'nin Gelecekteki Sosyolojik ve İnançsal Konumu
Xısor Aşireti, 21. yüzyıla girerken önemli bir yol ayrımındadır. Gelecekteki konumu, temelde üç kritik dinamiğe bağlı olacaktır:
Kültürel Erime ve Dilin Geleceği: En büyük zorluk, Kürtçe Kurmancî dilinin (Bölüm 12) genç kuşaklar arasında yok olma tehlikesidir. Eğer dil, kültürel hafızayı (sözlü tarih, deyişler) aktarma işlevini yitirirse, Xısor kimliği büyük ölçüde Alevi (Türkçe konuşan) kimliği içinde eriyecektir. Xısor’un kimliğini koruması, dil, kültür ve inanç üçgenindeki hassas dengeyi sürdürmesine bağlıdır.
Kurumsallaşmanın Gücü: Kentlerde kurulan Cemevleri ve dernekler (Bölüm 11), aşiretin inançsal ve sosyolojik bağlarını sürdürmesi için hayati öneme sahiptir. Geleneksel Dede otoritesi ile modern yönetim anlayışının uyumu sağlanabilirse, Xısor, örgütlü ve siyaseten güçlü bir topluluk olarak varlığını sürdürecektir.
Siyasal Kimliklerin Birlikteliği: Xısor’un siyasi eğilimi, muhtemelen Kürt siyasetinin talepkâr kimliği ile Alevi hareketinin eşitlikçi ve sol kimliği arasında gidip gelmeye devam edecektir. Bu iki kimliğin başarılı bir şekilde sentezlenmesi, onların Türkiye siyasetindeki etkilerini artıracaktır.

Sonuç olarak, Xısor Aşireti'nin hikâyesi, Anadolu'daki ezilen bir inancın, dilini ve kültürünü korumak için gösterdiği asırlık direncin canlı bir örneğidir. Köylerinden kopmuş olsalar da, "Kızıl Hızırlar" mirası, şehirlerin kalabalığında ve dijital çağın getirdiği zorluklar karşısında dayanışma ve kimlik arayışı ruhuyla yaşamaya devam etmektedir.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL