Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
XİSOR AŞİRETİ Adıyaman'ın Kızıl Hızırları (Tarih, İnanç, Kimlik ve Direniş Yolları) Hüseyin TURHAL
Bir toplumun tarihi, yalnızca resmî belgelerden ve iktidarın kaleminden çıkan satırlardan ibaret değildir. Gerçek tarih; çoğu zaman görmezden gelinen, susturulmaya çalışılan ve hafızanın en derin köşe...
15. Bölüm

Bölüm 11: İnançsal Kimlik ve Güncel Sorunlar

13 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Göç ve kentleşme, Xısor Aşireti’nin inançsal kimliğini tarih boyunca karşılaştığı baskılardan farklı, içsel ve kurumsal meydan okumalarla yüzleştirdi. 20. yüzyılın sonu ve 21. yüzyılın başı, aşiretin kendi inancını açıkça yaşama ve kurumsallaştırma mücadelesine sahne oldu.

11.1. Zorunlu Din Dersi ve Kimlik İkilemi
Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim sistemi, Sünni Hanefi mezhebine dayalı din eğitimi vermektedir. Xısor Aşireti’nin çocukları ve gençleri için bu durum, inançsal kimliklerinin tanınmaması ve zorla asimilasyon anlamına gelmektedir.
Psikolojik Baskı: Alevi/Kızılbaş evlerde yetişen bir Xısor çocuğu, okulda kendi inancının "sapık" ya da "eksik" gösterildiği bir ders materyaliyle karşılaşmaktadır. Bu durum, çocukların kimliklerini gizleme (takiye) eğilimini yeniden canlandırmakta ve onlarda derin bir kimlik ikilemi yaratmaktadır. Aileden öğrenilen Alevilik ile okulda öğretilen resmî din arasındaki çelişki, bireyde içsel bir yabancılaşmaya yol açmaktadır.
Cemevlerinin Statü Talebi: Bu kimlik krizine karşı Xısor toplumu, şehirlerdeki diğer Alevi gruplarla birlikte ortak bir mücadele başlatmıştır: Cemevlerinin yasal olarak ibadethane statüsünde tanınması. Bu talep, sadece bir ibadet hakkı değil, aynı zamanda Alevi inancının Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan bağımsız, özerk bir yapıya kavuşması ve kendi din eğitimi müfredatını oluşturabilmesi için de hayati önem taşımaktadır. Xısor’un Adıyaman’daki izole köylerinde gizlice yürütülen inanç, kentte kamusal alanda tanınma talebiyle siyasallaşmıştır.

11.2. İnancın Kurumsallaşması: Dede ve Cemevi Yönetimi Arasındaki Denge
Göçle birlikte Xısor’un geleneksel inanç otoritesi yapısı ciddi bir dönüşüm yaşadı. Köyde Ağuîçen Ocağı’na mensup Dedelerin tek ve sorgulanmaz otoritesi, şehirde yeni bir örgütlenme biçimiyle karşılaştı.
Geleneksel Otorite (Dede): Xısor için Dede, atadan miras kalan şecere ile gelen kutsal ve manevi yoldaki tek yetkilidir. Dede, Cem’i yönetir, görgü yapar ve rızalık verir. Bu otorite, kan bağı ve manevi gelenekten beslenir.
Modern Otorite (Cemevi Yönetimi): Şehirlerde kurulan Cemevleri ise, aşiret üyeleri tarafından demokratik yöntemlerle seçilen dernek veya vakıf yönetim kurulları tarafından idare edilir. Bu yönetimler, Cemevinin ekonomik ihtiyaçlarını karşılar, siyasi ilişkilerini yürütür ve sosyal etkinlikleri organize eder.

Gerilim Noktası: Xısor, bu iki otorite arasında bir denge kurmak zorundadır. Modern Cemevi yönetimlerinin bazen geleneksel erkanı göz ardı etmesi veya maddi kaygıları öne çıkarması, Dede’lerin soy yoluyla gelen manevi otoritesini zedeleyebilmektedir. Aşiretin hedefi, Dede’nin manevi gücünü koruyarak, Cemevi yönetiminin kurumsal gücünü birleştirmek ve inancın sürekliliğini sağlamaktır.

11.3. Kızılbaşlık/Alevilik Tartışmaları ve Xısor’un Duruşu
Son yıllarda Alevi camiası içinde "Alevi" ve "Kızılbaş" terminolojileri üzerine derin bir kimlik tartışması yaşanmaktadır. Xısor Aşireti’nin bu tartışmadaki konumu, onların tarihsel kökenleri ile güncel siyasi ihtiyaçları arasındaki ilişkiyi gözler önüne serer.
Kızılbaş Kimliği: Tarihsel olarak Xısor, Safevi hareketine olan yakınlığı nedeniyle Osmanlı tarafından "Kızılbaş" olarak damgalanmıştır (Bkz. Bölüm 3). "Kızılbaş", tarihsel direnişi, heterodoks inancı ve resmî Sünni otoriteye karşı radikal duruşu temsil eder. Aşiretin "Kızıl Hızırlar" ifadesi bu kökene güçlü bir referanstır.
Alevi Kimliği: "Alevi" terimi ise, daha geniş bir kapsama sahip olup, Türkiye'de yasal ve sosyal olarak daha az damgalanmış bir kimlik sunar. Kentleşme süreciyle birlikte Xısor topluluğu, ayrımcılığı azaltmak ve kamusal alanda kabul görmek için genellikle bu daha kapsayıcı kimliği kullanmayı tercih etmiştir.

Xısor’un Denge Çabası: Aşiret üyeleri arasında hem "Biz Kızılbaşız" diyerek tarihsel direnişe vurgu yapanlar, hem de "Biz Aleviyiz" diyerek toplumsal bütünleşmeyi ve hukuki tanınmayı önceleyenler bulunmaktadır. Xısor’un duruşu, çoğunlukla bu iki kimliği birbirini dışlamayan, aksine birbirini tamamlayan miraslar olarak görme çabasına dayanır. Onlar için Kızılbaşlık, tarihin ruhu; Alevilik ise günümüzdeki toplumsal kimlik mücadelesinin adıdır.

Bu güncel sorunlar, Xısor Aşireti'nin modern Türkiye'de hem inançlarını kurumsallaştırma hem de tarihsel kimliklerini koruma zorunluluğunu gözler önüne sermektedir. Aşiretin geleceği, bu hassas dengeleri ne kadar başarılı bir şekilde yönetebileceğine bağlıdır.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL