XİSOR AŞİRETİ
Adıyaman'ın Kızıl Hızırları
(Tarih, İnanç, Kimlik ve Direniş Yolları)
Hüseyin TURHAL
Bir toplumun tarihi, yalnızca resmî belgelerden ve iktidarın kaleminden çıkan satırlardan ibaret değildir. Gerçek tarih; çoğu zaman görmezden gelinen, susturulmaya çalışılan ve hafızanın en derin köşe...
Bu bölüm, Xîsor Aşireti'nin Alevi-Kızılbaş ve Kürt/Zaza kimliklerinin kesişim noktasında olmasından kaynaklanan tarihsel baskı ve zulüm deneyimlerini incelemektedir. Bu baskılar, aşiretin içe dönük yapısını ve direniş kültürünü şekillendiren en güçlü faktörler olmuştur. 1. Dışlama ve Ötekileştirme Kaynakları Xîsorların maruz kaldığı baskı, genellikle iki ana kimlik bileşeninden beslenmiştir: İnançsal ve Etnik Kimlik. A. İnançsal (Kızılbaş) Baskı: Tekfir ve Tahkir Tekfir (Küfürle Suçlama): Osmanlı İmparatorluğu döneminden başlayarak, Sünni İslami otorite tarafından Xîsorlar da dahil olmak üzere tüm Alevi-Kızılbaş topluluklar, bid'at (dinde sapkınlık) veya doğrudan kâfirlikle suçlanmıştır. Bu hukuki ve teolojik dışlama, onların can ve mal güvenliklerinin yasal zeminini ortadan kaldırmıştır. Gizlilik Kültürü (Takiyye): Baskı dönemlerinde, inançlarını ve ritüellerini gizlemek (takiyye) Xîsorların en önemli hayatta kalma mekanizması olmuştur. Cemlerin gizli yapılması, inanç bilgilerinin şifreli dil (Deyişler) aracılığıyla aktarılması ve dışarıya karşı Sünni gibi görünme zorunluluğu, kolektif travma yaratmıştır.
B. Etnik (Kürt/Zaza) Baskı: Asimilasyon ve Güvenlik Sorunları Cumhuriyet döneminde ise inançsal baskıya ek olarak etnik asimilasyon politikaları devreye girmiştir. Dilsel Yasaklar: Kürtçe/Zazaca dillerinin kamusal alanda kullanımı kısıtlanmış, bu durum sözlü geleneğin ve kültürel belleğin sağlıklı aktarımını zorlaştırmıştır. İskân Politikaları: Merkeziyetçi devlet, yarı göçebe Xîsorları kontrol altına almak için zorla iskân etme (yerleştirme) çabalarına girişmiştir (bkz. Bölüm 4). Bu, aşiretin geleneksel ekonomik ve sosyal yapısını bozma amacı taşımıştır.
2. Tarihsel Olayların Kolektif Bellek Üzerindeki Travmatik Etkileri Xîsor Aşireti, Adıyaman'ın dağlık yapısı sayesinde büyük katliamlardan coğrafi olarak korunsa da, çevre bölgelerde Alevilere yapılan zulümlerin travmasını derinlemesine hissetmiştir. A. Yakın Çevredeki Travma İzleri Malatya ve Sivas Olayları: Xîsorların yakın ilişkide olduğu Malatya ve çevre illerde Alevilere yönelik gerçekleştirilen toplumsal şiddet ve katliamlar, aşiretin kolektif hafızasında büyük bir korku ve güvensizlik yaratmıştır. Bu olaylar, devletin kendilerini koruyamayacağına veya korumayacağına dair olan kadim şüpheyi pekiştirmiştir.
Dersim Harekâtının Yankıları: 1937-1938 yıllarında Dersim (Tunceli) bölgesinde Alevilere yönelik yürütülen askeri harekâtın yarattığı büyük travma, Xîsorlar tarafından da yakından takip edilmiş ve devlet korkusunu doruk noktasına çıkarmıştır. Bu dönem, sır saklama ve devletten uzak durma davranışlarını güçlendirmiştir. Kolektif Travma: Bu sürekli tehdit ve şiddet atmosferi, Xîsorlarda kolektif travmatik hafıza (Topluluk Travması) oluşturmuştur. Bu hafıza, güvenilmezlik, gizlenme ve aşırı dayanışma gibi davranış kalıplarını nesiller boyu devam ettirmiştir.
3. Direnişte Israr ve Kültürel Savunma Mekanizmaları Baskı, Xîsor Aşireti'ni ortadan kaldıramamış, aksine inanç ve kimlikte ısrarı bir onur meselesi haline getirmiştir. A. İnançsal Direniş Bâtıni Bilgiye Sığınma: Dış baskının artmasıyla, Cemler ve Musahiplik kurumları daha da kutsanmış ve katılaşmıştır. İnancın bâtıni (içsel, gizli) bilgisine sığınma, dışarıdan gelen saldırılara karşı manevi bir kale inşa etmiştir.
Pîr Otoritesine Bağlılık: Baskı dönemlerinde, devletin adaletine güvenmeyen aşiret, tüm ihtilaflarını Dede'nin Rızalık Meclisine (Görgü Cemi) taşımış ve özerk hukukunu korumuştur. B. Coğrafi ve Sosyal İzolasyon Aşiretin dağlık yerleşim alanlarını tercih etmesi, tarihi boyunca bir direniş coğrafyası yaratmıştır. Fiziksel Direniş: Merkezi otoriteye ve dış saldırılara karşı coğrafi avantaj kullanılarak fiziksel direniş gösterilmiştir. Sosyal İzolasyon: Endogamik evlilikler (aşiret içi evlilik) ve Musahiplik (yol kardeşliği), aşiret dışından gelen kültürel ve inançsal etkileri en aza indirerek kimliğin saflığını koruma stratejisi olarak işlev görmüştür (bkz. Bölüm 9).
Sonuç: Xîsor Aşireti'nin tarihi, iki kimlikli (Alevi ve Kürt/Zaza) olmanın getirdiği baskıya karşı izolasyon, gizlenme ve iç dayanışma yoluyla verilen kesintisiz bir direniş tarihidir. Bu travmatik deneyimler, aşiretin muhalif ve politik kimliğinin de zeminini hazırlamıştır.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.