Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
ŞAHMARAN BİN MUSA OCAĞI Roman Hüseyin TURHAL
Anadolu'nun kadim topraklarında, Adıyaman'ın kızıl kayalıkları arasında, yedi göbekten gelen bir sır gizlenir: Şahmaran Bin Musa Ocağı. Bu Ocak, sadece bir şifa kapısı değil; Musa'nın asasının yere dü...
33. Bölüm

Bölüm 14: Miras ve Ebediyet: Aşık TURHAL’ın Son Sözü

4 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

I. Huzurlu Bir Veda
Birkaç yıl sonra, Adıyaman’daki Dergâh, hala aynı mütevazı taş evdi; ancak içerideki ilim artık daha da gür bir şekilde yankılanıyordu. Hüseyin Hoca’nın bedeni yorulmuş, ancak ruhu, devrettiği mirasla huzur bulmuştu.
Hoca, bir sabah namazından sonra, Furkan'a son dersini verirken, sessizce ruhunu teslim etti. Arkasında, Şahmaran Bin Musa Ocağı’nın kutsal ilmini ve Aşık TURHAL mahlasıyla yazdığı, Edep felsefesini anlatan şiirini bıraktı. Hüseyin Hoca, bedenen dünyadan ayrılmıştı, ancak onun şifası ve Ledün İlmi, Furkan’ın kalbine mühürlenmişti.
II. Ocağın Yeni Sesi
Furkan, Hüseyin Hoca’nın gösterdiği edep ve teslimiyetle Dergâh’ın başına geçti. Artık o, ocağın yeni sesiydi. Cifir, Hurufi, Ebced ve Havas ilminin sırları, onun kaleminde yeniden hayat buluyordu. Furkan, Hoca’nın çizgisini asla bozmadı: Ne bir maddi çıkar beklentisi ne de kibir... Sadece Edep ile gelenlere Lütufla karşılık verdi.
Dergâhın şifa kaynağı sunmaya devam ediyordu. Furkan, Hoca’nın ilahi reçetelerini, Kur’an’ın Zahiri Tasavvuf Hurufi Batıni sırlarını kullanarak, tıpkı hocası gibi tıbbın çözüm bulamadığı vakalara, büyü, nazar ve cin musallatına karşı mücadele ediyordu. O da, en umutsuz vakaların, en dibe vurmuşların yılanını Asuman etme misyonunu sürdürüyordu.
III. Lütuf Dolu Kapanış
Romanın sayfaları, iyileşip lütufla geri dönenlerin hikayeleriyle bir kez daha canlandı:
Ece, holdingin yönetim kuruluna yükselmiş, üzerindeki negatif enerjilerin kalkmasıyla gelen başarının tadını çıkarıyordu. Hayatındaki huzur, 7 boyutlu Hamail korumasıyla devam ediyordu.
Kerem, mutlu bir evlilik kurmuş, iş kısmeti tamamen açılmıştı. O, artık çevresine Edep ve sabrın gücünü anlatan bir örnekti.
Leyla Hanım, tam şifa bulmuş, ailesiyle huzur içinde yaşıyordu. Onun durumu, psikolojik/ruhsal hastalıkların manevi ilimle nasıl çözüldüğünün en büyük kanıtıydı.
Selin ve diğer sayısız hasta, üzerindeki ağırlık, halsizlik ve yorgunluk hislerinden kurtulmuş, hayata yeniden bağlanmıştı.
Furkan, bir akşam ocağın sedirinde otururken, Hüseyin Hoca’nın çerçeveli şiirine baktı. O, sadece hocasının yerini almamıştı; onun felsefesini ve kalbini de miras almıştı.
Derin bir nefes aldı ve şiirin son mısralarını fısıldadı:
Aşık TURHAL okudu hurifi,
Duaları yazdı ebced hurifi,
Cifir ilmi ledün esrar hurifi,
Edep ile gelen Lütufla Döner.
Roman, Edep kapısından girenlerin sonsuza dek Lütufla ayrılacağını ilan eden bu kadim sözle, Dergâh’ın huzurlu ışığı altında sona erdi.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL