Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
ŞAH MEHMET ( Masalları) Hüseyin TURHAL
Kısa Öz Açıklama: Bu eser, genellikle Anadolu'nun zengin sözlü geleneğinden derlenmiş, kaybolmaya yüz tutmuş masalları bir araya getirir. Bu masallar; bilgelik, dürüstlük, iyilik-kötülük mücadelesi g...
3. Bölüm

Şah Mehmet ve Horhor Kalesi Cengi: Suların Sırrı

9 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Şah Mehmet Masalları
Masal: 3

Şah Mehmet ve Horhor Kalesi Cengi: Suların Sırrı


Vaktiyle, yeryüzünün sarsılmaz, heybetli bir dağına yaslanmış, etrafı derin uçurumlarla çevrili bir kale varmış. Adı Horhor Kalesi imiş. Kale, adını hemen dibindeki gürül gürül, adeta "horhor" diye bağıran, coşkun bir su kaynağı ve çeşmeden alırmış. Bu kale, sadece fiziki gücüyle değil, aynı zamanda içindeki Büyücü Şah’ın sihirli korumasıyla da ünlüymüş.
Bu kalenin tam karşısında, bereketli topraklarda ise adil ve cesur padişah Şah Mehmet hüküm sürermiş. Büyücü Şah, Horhor Kalesi'nden gönderdiği büyülü sularla Şah Mehmet’in topraklarının bereketini çalıyor, halkına zulmediyormuş.
Sefer Hazırlığı ve Atın Uyarısı
Şah Mehmet, halkının çektiği eziyete dayanamayıp, en sadık veziri ve yiğit askerleriyle Horhor Kalesi’ne doğru cenge çıkmış. Yola çıkmadan önce, kırk gün kırk gece beslediği, yedi dağın rüzgârını sırtında taşıyan atı Tufan diz çökmüş ve dile gelmiş:
"Ey Şahım! Bu kale kılıçla değil, kalbin gücüyle düşer. Horhor'un suyu hem can verir hem can alır. Surları yıkamazsın, zira onların temeli nefretten, harcı büyüden yapılmıştır."
Şah Mehmet, atının uyarısını dinlemiş ve sadece kılıcının keskinliğine değil, kalbinin saflığına güvenerek yoluna devam etmiş.
Kale Önünde Ceng
Şah Mehmet'in ordusu, Horhor Kalesi'nin önündeki çetin kayalıklara ulaştığında, Büyücü Şah, surların üstünden alaycı bir sesle bağırmış:
"Gel ey Şah Mehmet! Göreyim kılıcının gücünü! Benim kalem, senin ordunun hırsından daha sağlamdır. Horhor'un suyu senin askerlerini boğacak!"
Gerçekten de, Büyücü Şah, sihirli değneğini Horhor Çeşmesi'ne sallamış. Sular bir anda coşmuş, çamur ve zehir karışarak Şah Mehmet’in ordusuna doğru akmaya başlamış. Askerler dehşet içinde geri çekilmişler.
Hızır'dan Gelen Sır
Şah Mehmet, tek başına bir kayanın üstüne çıkmış, yedi gün yedi gece düşünmüş. Tam umutsuzluğa kapıldığı anda, bir ak sakallı, nur yüzlü Hızır Ata belirmiş.
"Şahım! Gönül gözün açık, niyetin temizdir. Horhor Kalesi'nin sırrı, suyun sesinde gizlidir. O çeşmenin horultusu, bin yıllık bir lanetin feryadıdır. Çeşmenin yanındaki Yıldız Taşı'nı bul ve onu temizle!"
Hızır Ata kaybolmuş, Şah Mehmet hemen atına atlayıp, hayatını tehlikeye atarak Horhor Çeşmesi'nin yanına varmış. Suyun sesi kulakları sağır ediyormuş.
Yıldız Taşı'nın Temizlenmesi
Şah Mehmet, çeşmenin tam kenarında, çamur ve yosunla kaplanmış, garip bir taşa dokunmuş. Bu, Yıldız Taşı imiş. Taşın üzeri, Büyücü Şah'ın nefret sözleriyle kazınmış, büyülerle mühürlenmiş.
Şah Mehmet, kılıcını bırakmış, eline aldığı bir avuç temiz toprakla taşı silmeye başlamış. Taşın üstündeki her bir büyülü söz silindikçe, Horhor Çeşmesi'nin horultusu yavaşlamış, suyun rengi berraklaşmış. Şah Mehmet, yorulmadan, elleri kan içinde kalana kadar taşı temizlemeye devam etmiş.
Taş tamamen temizlendiğinde, bir yıldız gibi parlamış ve Horhor Çeşmesi'nin suyu, en saf, en tatlı haline dönmüş. Büyücü Şah'ın tüm sihirli gücü bu suyla besleniyormuş, su temizlenince Büyücü Şah’ın da gücü tükenmiş.
Gönül Fethedilir
Kalenin surları, eski bir bez parçası gibi yırtılarak yere çökmüş. Büyücü Şah, güçsüz ve çıplak kalmış. Şah Mehmet, kılıcını çekmeden, tek başına kaleye girmiş.
Büyücü Şah, çaresizce boyun eğmiş.
"Ey Şah Mehmet! Kılıcınla gelseydin seni yenerdim. Ama sen suyun temizliği, kalbin sabrı ve merhametin gücüyle geldin. Sen bu kalenin gönlünü fethettin," demiş.
Şah Mehmet, kale halkına zulmetmek yerine, onlara adalet ve merhametle yaklaşmış. Horhor Çeşmesi'nin temiz suyu, tüm diyarı sulamış ve bereket getirmiş. Şah Mehmet, kaba kuvvetin değil, hak ve niyetin en büyük güç olduğunu bir kez daha göstermiş.
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.
Gökten üç elma düşmüş; biri cenge, biri merhamete, biri de Şah Mehmet'in temiz niyetine.

Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL