Kısa Öz Açıklama:
Bu eser, genellikle Anadolu'nun zengin sözlü geleneğinden derlenmiş, kaybolmaya yüz tutmuş masalları bir araya getirir. Bu masallar; bilgelik, dürüstlük, iyilik-kötülük mücadelesi g...
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, zenginliği dillerden düşmeyen, dört bir yanı gülistanlarla çevrili bir padişahlık varmış. Bu padişahlığın genç ve yakışıklı şehzadesi, namı diğer Şah Mehmet, adaletiyle gönülleri fethedermiş. Şah Mehmet, yirmi yaşına gelmiş, ama gönlüne henüz hiçbir dünya güzeli taht kuramamış. Bir gece, Şah Mehmet, sarayın gül bahçesinde, ay ışığı altında uyuyakalmış. Uykusunda, yanına, siması ayın on dördü gibi parlayan, saçları ipek gibi dalgalı bir peri kızı gelmiş. Kızın elinde billur bir kadeh varmış. Peri kızı tatlı bir sesle: "Ey Şah Mehmet! Bu kadeh, sana 'Aşk Badesi'dir. Onu içersen, kalbinin yarısını bulacaksın. Lakin yolu çetin, imtihanı zorlu olacaktır." demiş. Şah Mehmet kadehi içince, kız aniden kaybolmuş. Şehzade uyandığında, ne gül bahçesinin kokusu ne de ay ışığı umurundaymış. Dili dönüp dönüp tek bir isim söylüyormuş: "Lara! Lara Sultan!" Gurbete Çıkış Şah Mehmet, bu badeli aşk yüzünden günden güne erimeye başlamış. Babası durumunu görünce çok endişelenmiş. Şah Mehmet, rüyasını ve badeli aşkı Lara'yı bulmak için yollara düşmek istediğini söylemiş. Padişah, oğlunun derdine çare olmayı kabul edip, ona sadık atı Karayel'i vermiş ve yola çıkmasına izin vermiş. Şah Mehmet, elinde sazı, dilinde türküler ile gurbet illerine düşmüş. Gittiği her diyarda sazını çalmış, Lara'nın güzelliğini ve kendi aşk acısını anlatan deyişler söylemiş. Halk arasında ona Âşık Mehmet adını takmışlar. Lara'nın Sırrı Uzun yolculuklardan sonra, Şah Mehmet, adını sıkça duyduğu, Yakut Padişahı'nın tek kızı Lara Sultan'ın sarayına ulaşmış. Lara Sultan, tıpkı rüyasındaki gibi eşsiz bir güzelliğe sahipmiş, ama onun da kalbi badeli aşkla yanıp tutuşuyormuş. Kimseye yüz vermez, sarayının avlusunda, pınarın başında oturup kendi aşk şiirlerini söylermiş. Şah Mehmet, Lara'yı ilk gördüğünde tanımış. Hemen sazını eline almış ve badeli aşkın sırrını anlatan bir türkü söylemiş: Badeler içildi, gönüller bağlandı yâre, Gözümde tütüyor yanağındaki kare. Yedi derya aştım, düştüm diyar diyar, Senden gayrısına bu gönül vermez karar! Lara Sultan, bu türküyü duyar duymaz yerinden fırlamış. O da Şah Mehmet'i rüyasından tanımış ve âşıkların kavuşma anı yaşanmış. Zalim Hükümdarın Engeli Ancak bu büyük aşkın önünde, Lara'nın babası Yakut Padişahı'ndan daha büyük bir engel varmış: Komşu diyarın zalim hükümdarı Devlet Şah. Devlet Şah, Lara Sultan'ı zorla kendine eş yapmak istiyormuş. Yakut Padişahı, kızını korumak için, Devlet Şah'a bir şart koşmuş: "Kim bir hafta içinde, Kaf Dağı'nın tepesinden 'Sonsuzluk Elması'nı getirirse, kızımı ona veririm!" Devlet Şah, gücü ve ordularıyla hemen Kaf Dağı'na gitmiş, ama dağın ejderhalarını ve ifritlerini geçememiş. Yakut Padişahı, umutsuzca beklerken, Şah Mehmet öne çıkmış: "Benim kılıcım da, aşkım da o elmastan daha parlaktır. Bana izin verin, Elmas'ı getireyim!" Kaf Dağı'nda Ceng Şah Mehmet, sadık atı Karayel ile Kaf Dağı'na doğru yola koyulmuş. Yolda, aşkına ve niyetine inanan Hızır yoldaşı olmuş. Şah Mehmet, Kaf Dağı'nın tepesindeki Sonsuzluk Elması'nı koruyan Yedi Başlı Dev'in karşısına çıkmış. Cenk, yedi gün yedi gece sürmüş. Şah Mehmet, her başını kestiğinde, Dev'in iki başı daha çıkıyormuş. Tam yorgunluktan yere yığılacakken, Lara'nın sesi rüzgârla kulağına ulaşmış: "Aşkım sana güç versin!" Şah Mehmet, son bir gayretle kılıcını Dev'in kalbine saplamış. Dev büyük bir gürültüyle yıkılırken, Şah Mehmet Dev'in kalbinin üzerine konmuş olan Sonsuzluk Elması'nı almış. Kavuşma ve Mutluluk Şah Mehmet, elması alıp saraya döndüğünde, Devlet Şah perişan bir halde geri dönüyormuş. Şah Mehmet, Sonsuzluk Elması'nı Yakut Padişahı'na sunmuş. Padişah, Şah Mehmet'in hem aşkının gücüne hem de yiğitliğine hayran kalmış. Lara Sultan, sevdiği adama kavuştuğu için dünyanın en mutlu kızıymış. Şah Mehmet ile Lara Sultan, kırk gün kırk gece süren görkemli bir düğünle evlenmişler. Tahta oturup, aşklarıyla ve adaletleriyle sonsuza dek mutlu yaşamışlar. Onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine. Gökten üç elma düşmüş; biri Şah Mehmet'in yiğitliğine, biri Lara'nın güzelliğine, biri de badeli aşkın sırrına inananlara.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.