Önsöz

İnsan, sadece aklıyla değil; vicdanı, merhameti ve sorumluluğuyla da insandır. Bu kitap, “insan olmanın” bu çok katmanlı anlamını, bir köpek metaforu üzerinden çözümlemeye çalışan bir içsel yolculuğun ürünüdür. Çünkü bazen bir köpek kadar masum, bazen bir insan kadar karmaşık, bazen de her ikisinden öte bir bilinçle sınanırız.

“Rızalık Yolu” adını verdiğim bu düşünce evreni, bir ahlak öğretisi olmanın ötesinde, bir varlık muhasebesidir. Her insanın önce kendisiyle, sonra da hayatla, diğer insanlarla ve nihayet Tanrı’yla kurduğu ilişkiyi yeniden sorgulamasıdır. Kişi, yaptığı eylemin sorumluluğunu aldığında; zarar verdiğini telafi ettiğinde; kendini aklamak yerine özünü yokladığında, işte o zaman insan olma yoluna girmiş demektir.

Bu kitabın satırlarında hem tasavvufî bir tefekkür, hem de çağdaş bir vicdan anlayışı yan yana durur. Çünkü insanlık dediğimiz büyük ideal, ancak bireysel rızanın toplumsal adalete dönüşmesiyle mümkündür.

Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, bu bilincin kurumsallaşmış halidir: kula kul olmayan, hür, akıllı ve sorumlu bireylerin toplumu. Atatürk’ün hedeflediği “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” insan tipi, aslında Rızalık Yolu’nun devlet düzeyinde vücut bulmuş hâlidir.

Bu kitabı, önce kendini sonra toplumu dönüştürme cesareti gösteren her yürek için yazdım. Çünkü biliyorum ki, dünyanın yükü, ancak rızalıkla taşınabilir.

Dünya Yükünün Hamalı