Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
54. Bölüm

Evrensel Bir Etik İlke Olarak Rızalık: Dinsizlik ve Seküler Hümanizm Perspektifinden Bir Analiz

21 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğine özgü "rızalık" (karşılıklı razı olma, gönül birliği) kavramını, onu dini ve metafizik temellerinden soyutlayarak seküler bir etik ilke olarak yeniden yorumlamayı amaçlamaktadır. Çalışma, rızalık yolunun üç aşamalı yapısının—1) sorumluluk alma, 2) maddi-manevi tazminat ve 3) uzlaşma—din dışı bir ahlaki çerçevede de geçerli ve gerekli olduğunu savunmaktadır. "Allah'ı insan yarattı bakışı" ifadesi, bu çalışmada, insanın ahlakı ve değerleri kendi toplumsal ilişkileri içinde inşa ettiği seküler bir varsayım olarak ele alınacaktır. Makale, rızalık ilkesinin, organize dine bağlı olmayan bireyler ve toplumlar için nasıl güçlü bir etik rehber, onarıcı adalet modeli ve toplumsal uyum aracı olabileceğini tartışacaktır.


Anahtar Kelimeler: Rızalık, Seküler Etik, Seküler Hümanizm, Onarıcı Adalet, Ahlak Felsefesi, Sorumluluk, Tazminat, Alevi-Bektaşi Felsefesi.

Giriş

Alevi-Bektaşi öğretisi, "rızalık" kavramını "Hak-Muhammed-Ali" üçlemesiyle ilişkilendirerek dini bir çerçeveye oturtur. Ancak bu kavramın özünde yatan etik eylemler—öz-eleştiri, zararı tazmin etme ve ilişkiyi onarma—evrenseldir ve herhangi bir metafizik inanca referans vermeden de temellendirilebilir. Bu makale, rızalığı, dini bir kavram olmaktan çıkarıp, özellikle dinsizlik (ateizm, agnostisizm, non-teizm) ve seküler hümanizm bağlamında yaşayan bireyler için anlamlı bir ahlaki pusula haline getirmeyi hedefler. Temel soru şudur: "Tanrı, ödül veya ceza olmadan, bir insan neden hatasını kabul etmeli, tazminat ödemeli ve rızasını aramalıdır?"

1. Bölüm: Rızalığın Seküler Bir Çerçevede Yeniden İnşası

Dini söylemden arındırıldığında, rızalık üç temel seküler insani değer üzerine inşa edilebilir:

Bireysel Sorumluluk ve Onur: "Ayağına taş dolansa suç taşta mı sende mi?" sorusu, seküler bir bakışla, bireyin özerkliğine ve eylemlerinin sahibi olma onuruna yapılan bir vurgudur. Hatanın kaynağını dışarıda aramak, kişinin kendi özerkliğini ve gücünü inkâr etmesidir. Kendi hatasını kabul etmek ve üstlenmek ise olgun ve onurlu bir birey olmanın gereğidir (Bu fikir, Stoacı felsefe ve Immanuel Kant'ın özerklik etiği ile paralellik gösterir).

Empati ve Toplumsal Bağ: "Ağlattığını güldür" ilkesi, derin bir empati gerektirir. Dini bir motivasyon olmadan, bu empati, insanların birbirine bağlılığından ve karşılıklı refahın (common good) ortak çıkarından kaynaklanır. Bir başkasına verilen zarar, nihayetinde toplumsal dokunun ve dolayısıyla her bir bireyin yaşam kalitesinin zarar görmesi demektir.

Pragmatik ve Psikolojik İyilik Hali: "Döktüğünü doldur, yıktığını yap" eylemi, pragmatik (faydacı) bir zorunluluktur. İlişkilerdeki çatışmalar, stres, öfke ve güvensizlik yaratır. Rızalık arayışı, bu negatif psikolojik yükten kurtulmak ve huzurlu, istikrarlı bir toplumsal ortam yaratmak için en etkili yoldur.

2. Bölüm: Rızalık ve Seküler Adalet Anlayışı: Onarıcı Adalet (Restorative Justice)

Rızalık kavramı, modern hukuk ve adalet sistemlerinde giderek daha fazla kabul gören "onarıcı adalet" modeliyle birebir örtüşmektedir.

Geleneksel Ceza Adaleti vs. Onarıcı Adalet: Geleneksel sistem, "suçu kime karşı işlendi?" (devlete karşı) sorusunu sorar ve cezayı merkeze alır. Onarıcı adalet ise "kime zarar verildi?" sorusunu sorar ve zarar gören mağdur (mazlum) ile topluluk arasındaki bağı onarmayı hedefler.

"Köpek ve Tavuk" Metaforunun Seküler Yorumu: Metafor, onarıcı adaletin üç temel sorusuna cevap verir:

Zarar Nedir? Tavuklar yenmiş, maddi kayıp ve güven hissi sarsılmıştır.

Bu Zarar Nasıl Onarılır? Tavukların parasının ödenmesi (maddi tazminat) ve gönlünün alınması (manevi tazminat).

Kim Sorumludur? Zarar veren birey. Cezalandırılması değil, sorumluluğu alması ve onarım sürecine aktif katılması esastır.
Bu süreç, "suçlu"yu toplumdan dışlamak yerine, onu sorumluluk alarak topluma yeniden kazandırır. Bu, seküler bir toplum için daha sağlıklı ve işlevsel bir modeldir.

3. Bölüm: "Allah'ı İnsan Yarattı Bakışı"nın Seküler ve Antropolojik Okuması

Metindeki bu ifade, seküler bakış için bir çıkış noktasıdır.

Dinlerin İnsani Kökeni: Bu ifade, Ludwig Feuerbach'ın (Hıristiyanlığın Özü) ve daha sonra Karl Marx'ın ve Emile Durkheim'ın da savunduğu gibi, dinin insan toplumunun ve zihninin bir ürünü (projeksiyonu) olduğu fikriyle uyumludur. İnsanlar, doğaüstü güçleri, kendi değerlerini, korkularını ve arzularını yansıtarak kavramsallaştırır.

Ahlakın Kaynağı: Eğer tanrı ideası insan yapımıysa, o zaman ahlakın nihai kaynağı da tanrı değil, insanın ta kendisidir. Ahlak, insanların bir arada, refah içinde ve adil bir şekilde yaşayabilmek için kolektif olarak geliştirdiği bir sosyal sözleşmedir. "Eline, beline, diline sahip ol" gibi kurallar, toplumsal yaşamı mümkün kılan evrensel ilkelerdir. "Rızalık" ise, bu sözleşmenin ihlal edilmesi durumunda devreye giren onarım mekanizmasıdır.

4. Bölüm: Seküler Hümanizmde "Kâmil İnsan"ın Karşılığı

Alevi öğretisindeki "insan-ı kâmil" (olgunlaşmış insan) ideali, seküler hümanizmde "erdemli yurttaş" veya "etik olarak olgunlaşmış birey" kavramına karşılık gelir. Bu idealin dört seküler şartı:

Rasyonel Sorgulama ("Akla, mantığa, bilime yakın olan"): Dogmalara değil, eleştirel akla ve bilimsel kanıta değer verir.

Etik Duyarlılık ("Sevgi, merhamet, vicdan sahibi olan"): Evrensel insani değerleri benimser. Bu, dini olmayan bir etiğin temelidir.

Adalet Arayışı ("Hak, hukuk, adalet yolunda olan"): Yasaların ve toplumsal kuralların ardındaki adalet idealini savunur.

Üretkenlik ve Dürüstlük ("Alın teri ile helal kazanç elde eden"): Topluma değer katarak, dürüstçe yaşamanın erdemine inanır.

Bu dört ilke, bir insanı "kâmil" yapan, onun inancı değil, eylemleri, karakteri ve toplumsal katkısıdır.

Sonuç

Alevi-Bektaşi geleneğinin "rızalık" kavramı, dini kisvesi çıkarıldığında, modern seküler ve çoğulcu toplumlar için son derece değerli bir etik model sunar. Bu model, bireysel sorumluluğu, empatiyi, onarıcı adaleti ve toplumsal uyumu merkeze alır. "Allah'ı insan yarattı" bakışı, bu çalışmada, ahlakın insani ve toplumsal kökenlerine işaret eden seküler bir çerçeve olarak yorumlanmıştır. Sonuç olarak, rızalık yolu, inançtan bağımsız olarak, herhangi bir bireyin veya topluluğun, daha adil, daha huzurlu ve daha onurlu bir şekilde bir arada yaşamasını sağlayacak evrensel bir ahlaki rehberdir. Bu yol, cezalandırmadan değil, onarmaktan; ötekileştirmeden değil, kucaklamaktan; suçu saklamaktan değil, sorumluluğu üstlenmekten geçer.

Kaynakça

Ahlak Felsefesi:

Kant, Immanuel. Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi. (Özerklik ve ödev etiği için).

Aristotle. Nicomachean Ethics. (Erdem etiği ve pratik bilgelik için).

Onarıcı Adalet:

Zehr, Howard. Little Book of Restorative Justice. (Onarıcı adalet konusunda temel bir giriş kitabı).

Braithwaite, John. Crime, Shame and Reintegration. (Suç ve topluma yeniden kazandırma üzerine).

Seküler Hümanizm ve Dinin Eleştirisi:

Feuerbach, Ludwig. The Essence of Christianity. (Dinlerin antropolojik kökeni için).

Durkheim, Emile. The Elementary Forms of Religious Life. (Dinin toplumsal işlevi için).

Harris, Sam. The Moral Landscape: How Science Can Determine Human Values. (Bilim ve seküler ahlak için).

Alevi-Bektaşi Çalışmaları (Bağlam için):

Ocak, Ahmet Yaşar. Alevi ve Bektaşi İnançlarının İslam Öncesi Temelleri.

Melikoff, Irene. Uyur İdik Uyardılar.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL