Resullulah Sav in iki müezzini vardı birisi Hz Bilal diğeri ise Ümmü Mektumdu Hz Muhammed Bilal ezanı gece sahurdan evvel okur siz Ümmü mektup ezan okuyana kadar yiyip içebilirsiniz







Râvi İbn Ömer diyor ki:
–Bu ikisinin arasındaki vakit, biri inip (dua etmesi, diğerinin kaldırılıp gelmesi ve ezan okunan yere) çıkması arasında geçen vakitten ibarettir.

Bizim orucumuz ile Ehl-i Kitab’ın orucu arasındaki fark, sahur yemeğidir, demiştir.

İnsanlar, iftar için acele ettikleri sürece hayırdadır,

Muhammed’in ashâbından iki kişi var ki ikisi de iyilik yapmaktan geri kalmıyor. Fakat bunlardan biri akşam namazını kılıp iftar etmekte acele ediyor, diğeri ise bunları geciktiriyor. Âişe (ra):–Akşam namazını kılmada ve iftar etmede acele eden kimdir, diye sordu. Mesrûk:
–Abdullah (b. Mes’ûd), cevabını verdi. Âişe (ra) Resûlullah da böyle yapardı dedi


Allah Teâlâ buyurdu ki: “Kullarımdan bana en sevgili olanı, orucunu açmakta acele edendir.”

Şu taraftan (doğudan) akşam yaklaşınca ve şu taraftan (batıdan) gün kaybolup güneş batınca oruçlu kimse iftar edebilir.

Peygamber ile birlikte yolculuk ediyorduk.
O oruçluydu. Güneş batınca birine:
–Yâ fülan, in de bize kavud [kavrulmuş unun su veya sütle karışımından oluşan çorba] karıştırarak yiyecek hazırla, dedi.


Sizden biri hurma ile, onu bulamazsa su ile iftar etsin.Çünkü su temiz ve temizleyicidir.

Resûlullah akşam namazından evvel birkaç taze hurma ile iftar ederdi. Eğer taze hurma bulamazsa, birkaç kuru hurmayla iftar eder, onu da bulamazsa, birkaç yudum su içerdi.

Sizden biri, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Şayet biri kendisine söver veya sataşırsa “Ben oruçluyum.” desin.

Allah’ın, yalanı ve yalancılıkla iş yapmayı terk etmeyen kişinin oruç tutarak yemeyi içmeyi bırakmasına ihtiyacı yoktur.

Sizden biri, oruçlu iken unutur da bir şey yer veya içerse, (yine de) orucuna devam etsin. Zira onu Allah yedirmiş veya içirmiştir.

–Yâ Resûlallah, bana abdesti tarif eder misiniz, dedim. –Abdest azasını güzelce yıka, parmak aralarını ovuştur, oruçlu değilsen burnuna suyu fazlaca çek, buyurdu.

Resûlullah (eşiyle ilişkiden dolayı) cünüp iken sabah olursa yıkanır ve orucuna devam ederdi.

Resûlullah ihtilâm sebebiyle değil (eşiyle ilişkiden dolayı) cünüp olur ve bu hâlde sabahlarsa ( yıkanır ve) orucuna devam ederdi.

Ramazandan sonra oruçların en faziletlisi, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz da gece kılınan namazdır.

Peygamber , hiçbir ayda Şa’ban’da tuttuğu oruçtan fazla oruç tutmazdı. Şa’ban ayının (neredeyse) tamamını oruçlu geçirirdi.

Peygamber :Neden bu kadar değiştin, hâlbuki kılık kıyafetin düzgündü, dedi.
Yâ Resûlallah, senden ayrıldığım günden beri yalnız gece yemek yedim (gündüzleri hep oruç tuttum), cevabını verdi.


Hiçbir salih amel, Allah nezdinde, Zilhiccenin ilk on gününde yapılandan daha sevimli değildir, Yalnız canıyla ve malıyla cihada çıkıp da dönmeyen (şehit olan) kimsenin cihadı bundan daha sevimlidir,

Resûlullah’a Arefe gününde tutulan orucun faziletinden soruldu. O da “Geçen sene ile gelecek senenin günahlarına kefâret olur.’” buyurdu.

Resûlullah , Âşûrâ gününde oruç tutar ve o günlerde oruç tutmayı emrederdi.

Resûlullah’a , Âşûrâ gününde tutulan orucun fazileti soruldu. O da: “Âşûrâ orucu, geçen senenin günahına kefâret olur.” buyurdu.

Resûlullah : “Gelecek seneye kadar yaşarsam Muharrem’in dokuzuncu günü mutlaka oruç tutacağım.” dedi.

Ramazan orucunu tutup ardından şevvalden altı gün daha oruç tutan kimse, bütün sene oruç tutmuş gibidir, buyurdu.

Resûlullah’a , pazartesi günü tutulan orucun fazileti soruldu. Resûlullah: “Ben pazartesi günü doğdum, o gün peygamber oldum yahut bana ilk defa o gün vahiy indirildi.” dedi.

Pazartesi ve perşembe günü, amellerin (Allah’a) arz olunduğu günlerdir. Ben de amellerimin oruçlu bulunduğum sırada arz olunmasını isterim.

Resûlullah , pazartesi ve perşembe günlerinde oruçlu olmaya çalışırdı.

Dostum bana üç şeyi tavsiye etti: Her ay üç gün oruç tutmamı, kuşluk vakti iki rekât namaz kılmamı ve uyumadan önce vitir namazını kılmamı.

Habibim (dostum) bana üç şeyi tavsiye etti ki yaşadığım müddetçe bunları bırakmayacağım: Her ay üç gün oruç tutmamı, kuşluk vaktinde iki rekât namaz kılmamı ve vitir namazını kılmadan uyumamamı tavsiye etti.

Her ay üç gün oruç tutmak, bütün ömrü oruçla geçirmek gibidir.

Resûlullah her ay üç gün oruç tutardı, Ayın hangi günleri olduğuna bakmaksızın oruç tutardı, dedi.

Resûlullah , dolunaylı günlerde yani her ayın on üç, on dört, on beşinci günlerinde oruç tutmamızı isterdi.

Resûlullah evinde de olsa yolculukta da olsa, dolunaylı günleri oruçsuz geçirmezdi.

Oruçluya iftar veren kimse, oruçlunun sevabı gibi sevap kazanır; oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.

Oruçlu kimsenin yanında yemek yenildiğinde onlar yemekten kalkıncaya veya karınlarını doyuruncaya kadar melekler o oruçluya dua ederler.

Resûlullah “Sofranızda oruçlular iftar etsin, yemeklerinizi iyi kimseler yesin, melekler de size dua etsin.” diye dua etti.

Resûlullah Ramazanın son on gününde itikaf eder (ibadet için mescide çekilir)di.

Hz. Peygamber , vefatına kadar, ramazanın son on gününde itikaf ederdi. Vefatından sonra da eşleri itikafa devam etti.

Peygamber , her ramazan on gün itikaf ederdi. Vefat ettiği sene ise yirmi gün itikaf etti.