Hâlbuki onlara, ancak, sırf Allah’ın öngördüğü dine samimiyetle bağlanıp Hakk’a yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.(Beyyine, 98/5)
Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekât) al...(Tevbe, 9/103)
İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın kulu ve Resûlü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.
İslâm Günde beş vakit namaz kılmaktır, ama nafile kılabilirsin, Bir de Ramazan ayında oruç tutmaktır, ama nafile oruç tutabilirsin,
Eğer sözünde durursa kurtuluşa erer,
Hz. Peygamber , Muâz’ı Yemen’e (vali olarak) gönderirken şöyle buyurdu: Onları Allah’tan başka ilâh olmadığını, benim de Allah’ın Resûlü olduğumu kabul ve itirafa ( şehâdet) davet et.
Allah Teâlâ’nın her gün beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Bunu da kabul ederlerse Allah’ın kendilerine, zenginlerden alınıp fakirlere verilecek olan zekâtı da farz kıldığını onlara bildir.
Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şehâdet edinceye, namazı dosdoğru kılıncaya, zekât verinceye kadar
namazı dosdoğru kıl, zekât ver İnsanlar bunları yaparlarsa hukukun gerektirdiği dışında, canlarını ve mallarını güvence altına almış olurlar. (İç yüzlerinin) hesabı ise Allah’a kalmıştır. **
Resûlullah vefat edip yerine Ebû Bekir (ra) halife olunca, Arapların bir kısmı inkâra kalkışmış, (bir kısmı da, zekât vermeyince Hz. Ebûbekir onlarla savaşma kararı almıştı).
Hz. Ömer: Resûlullah , “Lâ ilâhe illâllah deyinceye kadar insanlar ile mücadele etmekle emrolundum. Bunu söyleyen kimse, hukukun gerektirdiği dışında malını ve canını güvence altına almış olur. (İç yüzünün) hesabı ise Allah’a kalmıştır. dedi
Hz. Ömer:sen insanlarla nasıl savaşırsın, diyerek itiraz etti. Ebû Bekir Allah’a yemin ederim ki namazla zekât (yükümlülüğünü) birbirinden ayıran kimselerle mutlaka savaşırım. Çünkü zekât malın hakkıdır. Yine Allah’a yemin ederim ki Resûlullah’a vermekte oldukları bir deve yularını bile bana vermeseler, bu yüzden onlara harp açarım, dedi.
Ömer (ra) şöyle dedi:Allah’a yemin ederim ki, bu hususta Allah’ın Ebû Bekir’in kalbini aydınlatmış olduğunu gördüm ve bu görüşün doğru olduğunu anladım. **
bir adam Hz. Peygamber’e öyle bir amel söyle ki beni cennete götürsün, dedi. Resûlullah: –Allah’a kulluk eder ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın; namazı kılar, zekâtı verirsin ve akrabanı da görüp gözetirsin, buyurdu.
Yâ Resûlallah, bana öyle bir amel söyle ki onu yaptığımda cennete gireyim, dedi. Resûlullah :Allah’a kulluk eder ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın; namazı kılar, farz olan zekâtı verir ve Ramazan orucunu tutarsın, buyurdu.
Resûlullah :Allah’a kulluk eder ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın; namazı kılar, farz olan zekâtı verir ve Ramazan orucunu tutarsın, buyurdu.O adam: –Beni yaşatan Allah’a yemin ederim ki, bu dediklerinden fazlasını yapmam, dedi. Adam gidince Peygamber Cennet ehlinden birini görmek isteyen, bu adama baksın dedi
Cerîr b. Abdullah’tan (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir: Ben namaz kılmak, zekât vermek ve bütün Müslümanlara samimi davranmak üzere Peygamber’e biat ettim.
Resûlullah şöyle dedi Altın veya gümüş sahibinin, zekâtını vermediği şu malları (var ya bunlar) kıyamet gününde ateşten levhalar olur. O kişi bu levhalarla cehenneme atılır.
Altın veya gümüş sahibinin, zekâtını vermediği şu mallar kıyametde ateşten levhalar olur ateşten levhalar onun yüzünü, böğürlerini ve sırtını dağlar. Bu ateşten levhalar her soğuduğunda tekrar eski hâline (yani ateş hâline) döndürülü
peki devenin durumu nasıl, diye soruldu. Resûlullah şöyle cevap verdi Devenin (ödenmesi gereken) haklarından biri de, su başına geldiklerinde sağılıp sütünden (yolcu ve yoksullara) içirilmesidir.
Develerinin hakkını ödemeyen kimse, kıyamet günü düz bir sahaya yüzükoyun yatırılır. Tek bir yavrusu dahi ayrılmaksızın deve (ve yavruları) gelip ayakları ile o kimseyi çiğner, dişleri ile de ısırır.
Zekâtı verilmemiş sığır veya koyunun sahibi, kıyamet gününde düz bir sahada yüzükoyun yatırılır. İçlerinde eğri boynuzlu, boynuzsuz veya boynuzu kırık bir tane hayvan bulunmaksızın hepsi (bütün azaları tam olarak gelip) o kişiyi boynuzlarıyla süserler, tırnaklarıyla da çiğnerler. Öndeki geçince arkadaki gelir bu hâli elli bin sene devam eder.
–Atlar üç çeşittir. At vardır, sahibi için günah vesilesidir. At vardır, sahibi için perdedir. Yine at vardır ki sahibi için ecir ve sevap vesilesidir.
Günah vesilesi olan at; sahibinin gösteriş yapmak, çalım satmak ve Müslümanlara düşmanlık etmek için beslediği attır. İşte bu at,sahibi için günah vesilesidir.
Sahibi için perde olan atsa; bir adamın Allah rızası için beslediği atı üzerinde Allah’ın kendisi için belirlediği haklara riayet ettiği ve iyice bakıp gözettiği attır. İşte bu at, sahibini başkasına yüzsuyu dökmekten korur.
Sahibi için ecir ve sevap velisesi olan ata gelince; icabında Müslümanlara yardım maksadıyla Allah rızası için çayır veya bahçeye bağlanıp beslenen attır. Çayırdan ve bahçeden yediği ve çıkardığı şeyler karşılığında sahibine sevap yazılır.
Müslümanlara yardım maksadıyla Allah rızası için beslenen atın, bağlandığı ip boyunca, bir iki tepe koştukça izlerinin ve terslerinin sayısınca sahibi için Allah tarafından sevap yazılır.
Allah rızası için beslenen atın,Sahibi atı sulama amacı olmaksızın onunla beraber bir dereden geçer de at su içerse içtiği suyun miktarınca sahibine sevap yazılır.
Yâ Resûlallah, ya merkep hakkındaki durum nedir, diye sordular. Resûlullah da şöyle dedi:“Zerre kadar hayır işleyen onu görür, zerre kadar şer işleyen de onu görür.”
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.