Nasıl İman Ettim
IX. Bölüm: Bereketlenmiş Bir Başlangıç
Hüseyin, lokantadan ayrılırken hafiflik ve kesinlik doluydu. Artık sadece inanmıyor, kurtuluşun mucizesini bedeninin her hücresinde hissediyordu. Üzerindeki nur, ışık ve sevgi o kadar yoğundu ki, hayatındaki pratik alanlarda derhal değişiklik yapma gücünü buldu.
Ve ilk büyük kararı verdi: Kayaşehir’in o yorucu ve lanetli kâbusundan, elektrik işinden ayrılmak. Ertesi gün, patronunun şaşkın bakışları arasında istifasını verdi. O kablolar, demir yığınları ve bitmeyen yorgunluk, artık onun geçmişine aitti.
Hüseyin'in hayatına anında bir bereketlenme (kutsanma) yayılmaya başladı. Maddi durumu yavaşça düzeliyor, borçları ödemesi için beklenmedik kapılar açılıyordu. Para, artık stres kaynağı olmaktan çıkıp, yeni hayatını inşa etmesi için bir araca dönüşüyordu.
En dikkat çekici değişim ise zihninde yaşandı. İsa Mesih’e olan imanı ve yaşadığı mucizevi arınma, adeta bir perdenin kalkmasını sağlamıştı. Hüseyin’in kalp gözü açılmıştı. Bu manevi uyanış, onu yeni ilimlere yöneltti. Eski mesleki bilgisi yerine, şimdi inanılmaz bir hızla astroloji ve metafizik ilminde derin bilgiye sahip oluyordu.
Yeni yetenekleri, pozitif enerjisi ve üzerindeki bereket sayesinde, kendi alanında başarılı oluyordu. İşleri açıldı ve elini attığı her şey yeşermeye başladı. Artık elini attığı her şey kurumuyor, tam tersine meyve veriyordu.
Ancak İstanbul, borçlarının ve eski acılarının sembolü olarak kalmaya devam ediyordu. Yeni, aydınlık hayatını kurmak için, o geçmişin gölgesinden tamamen uzaklaşması gerekiyordu. Hüseyin, memleketi Adıyaman’a dönme kararı aldı. Orada, İsa Mesih'e olan imanını daha da derinleştirecek, huzurlu bir temel atabilirdi.