Muzaffer komiser bugün çok keyifli başlamıştı güne. Züleyha ve ben bu duruma bir anlam veremedik çünkü, her sabah polis olduğu güne lanet eden Muzaffer komiserim, bugün mesleğini mutlu mesut eda ediyordu. Zeliha ile birlikte komiserimin odasına gittik. Kapıyı çaldık ve içeri girdik. Sorgu tarzında bir sohbet başlattım. "Bugün yüzünüzde çiçekler açıyor komiserim, özel bir sebebi var mı?" Zeliha da katıldı konuşmaya: "Bende merak ettim doğrusu komiserim.İyi bir haber falan mı aldınız?" "Yavaş olun çocuklar, yüzündeki gülümseme kaybolmuştu, utanmıyor musunuz komiserinizi sorguya çekmeye! Bu günlerde gençler çok arssız." Utanmadım diyemezdim. "Biz öyle demek istemedik kom-" "Öyle yada böyle Ali yaptığınız arssızlık." Uzun bir sessizlik oldu. Hevesim kursağımda çıkmaya hazırlanıyordum ki sessizliği bozan Zeliha oldu. "Komiserim hala cevap bekliyoruz." "Cevaplamak zorunda mıyım?" Zorunda olduğunu biliyordu. Zeliha'yı merakta bırakmak bile isteye cehenneme gitmek gibi birşeydi. "Sizce?" dedim usulca. "Anlaşıldı.Bugün Mahmut liseye başladı, ondan bu sevincim. Hayırlısı ile askeri liseye yazıldı ya daha ölsem de gam yemem diyecektim ki ayarlarımla oynadınız." Haklıydı, tam oyun bozanlık yapmıştık bizde. Komiserim istese anlatırdı sonuçta. "Sevindim komiserim. Selam söyleyin Mahmut'a. Başarılar diliyorum kendisine." Zeliha ortamı yumuşatmaya çalışıyordu. Ben sessiz kalmayı tercih ettim. Huzurlu sabahımız telefonun çalması ile delindi. Ayağa kalktım, telefonun yanına gittim. "Alo?" dedim ama çıt yoktu. Şu sıralar şaka aramaları o kadar çoğalmıştı ki bunun da bir benzeri olabileceğini düşündüm. Tam yerime geçerken telefon tekrar çaldı. Açtım: "Alo?" diye yineledim. Bu sefer cevap geldi. Karşıdaki kadının sesi oldukça telaşlı idi."Hey duyuyor musunuz?" " Evet duyuyorum. Burası İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, sorun nedir?" "Galata Kulesi'nin önünde bir adam var, ölmüş. Yüzü tanınmaz hale gelmiş." "Olay yerinde misiniz hanımefendi?" "Evet." Sesi telaşlı ama diksiyonu bir o kadar düzgündü. "Anladım, olay mahaline intikal ediyoruz, lütfen orada bekleyin." "Tamam." Cevap vermeye fırsat bulamadan telefonu kapattı. "Komiserim bir cinayet vakası var." "Nerede?" "Galata Kulesi'nin hemen önünde." "Yola çıkıyoruz." ----------- Olay yerine vardığımızda maktül yerde yatıyordu ancak ortada ne bizi arayan kadın ne de bir başkası vardı. Cesedin üstünü aradım. Bir cüzdan ve bir cep telefonu çıktı. Cep telefonu olduğuna göre maktülün geliri hatrı sayılır miktardaydı. Cep telefonu almak her yiğidin harcı değildi sonuçta. "Maktulün adı Nusret Beyazıt komiserim. Üstündeki cüzdandan çıktı kimliği. Bir de cep telefonu var. Buna bakarak geliri hatrı sayılır miktarda diyebiliriz. Belkide parası için öldürülmüştür?" "Sanmıyorum Ali, parası için öldürseler cüzdanını ve telefonunu da alırlardı ayrıca yüzünü neden bu hale getirsinler ki?" "Ben komiserim ile aynı görüşteyim Ali, ortada başka birşey var. Belki bir husumet?" "Şu Nusret Beyazıt'ı bir araştır bakalım Zeliha; kimmiş, neciymiş, kirli bir adam mıymış, husumeti var mıymış? Ali, sende adresine git, komşularına bir sor bakalım onlar ne diyecek, aman ha korkutma insanları yavaş konuş tamam mı?" "Aşk olsun komiserim, ben korkunç muyum o kadar?" " İşine bak Ali." Yüzümde büyük bir sırıtışla olay yerini incelemeye koyuldum tekrardan. ---------------- Karakola geri döndüğümüzde canımız çıkmıştı üstelik yeni yıl yaklaşıyordu. 2000 yılına girip 1 asrı geride bırakacağımız şu zamanlarda yine bir olay olmuştu. Belayı çekiyorduk sanırım. Ben yorgundum dinlenmeye gittim, Zeliha ile komiserim de olay üzerine düşünmeye başladılar. "Bu arkadaşın dosyası var mı elimizde Zeliha?" "Yok komiserim, adamın sicili tertemiz. Park cezası bile yok." "Anladım. Evli miymiş peki? Sevgilisi falan var mıymış yada?" "Hayır komiserim, evli değil. Ali'de komşulara sormuş, görüştüğü kimse de yokmuş. 60 yaşında bekar, annesi ile babası vefat etmiş. Kardeşi yok." O zaman elimiz boş demek sanırım." " Aslında dikkatimi çeken birşey var komiserim, adamın mesleği. Adam emekli polis." " Bunda dikkatini çeken nedir Zeliha?" Öğrencisini sözlüye çeken bir öğretmen gibiydi adeta. "Komiserim, Ali maktulün evini ziyaret etmiş. Evinde ayrı bir oda da silahlar, mermiler, biber gazları falan bulmuş." "İşte bu dikkat çekici. Emekli bir polis neden elinde bu kadar çok mühimmat bulundursun ki? Belkide el altından satıyordur?" "Bende aynı şeyi düşündüm komiserim ama onu eledim." "Neden?" " Çünkü adam dışarı nadiren çıkıyor ve evine de nadiren misafir geliyormuş komiserim, kamera kayıtlarını inceledik Ali'yle. O da bunu elemenin mantıklı olacağını düşünüyor." " Peki senin bir fikrin var mı?" "Adamın evindeki cephaneliğe bir anlam veremedim ama adamın polislik günlerinden bir kaç husumeti olabileceğini düşünüyorum." " Ali komşularından bir şey öğrenebilmiş mi?" "Tehditler aldığını öğrendik komiserim. Haftada en az 1 kere birisi kapıyı çalıp kapı deliğinden bir bıçak gösteriyormuş, komşularına anlatmış. "Peki devam ediyor muymuş bu durum hala?" " Evet komiserim, devam ediyormuş kamera kayıtlarında gözüküyor." "Peki ne kadar zaman önce başlamış bunlar?" "3 aydır falan devam ediyormuş komiserim." "Anladım. Sen ne düşünüyorsun? Bu adam kim olabilir?" " Ben bu tür tahminleri pek yapamam komiserim, Ali ile konuşsanız daha iyi olur bence." "Ali'yle ne ara bu kadar kaynaştınız?" Gülmesini tutamadı. Zeliha utandı sıkıldı ve "Görüşürüz" diyerek çıktı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.