Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
KÖŞE YAZILARIM ve MAKALELER Hüseyin TURHAL
Söz Uçar, Yazı Kalır Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır. Kitap, tek bir konuya de...
32. Bölüm

TAZİYE YEMEKLERİ KALDIRILSIN MI?

30 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Adıyaman Doğan Haber Sitesi

Adıyaman Doğan Haber Sitesi

Anasayfa
TAZİYE YEMEKLERİ KALDIRILSIN MI?
184 OKUNMA
09-11-2025 11:37
Güncelleme : 09-11-2025 11:45
Hüseyin TURHAL
Hüseyin TURHAL
2000 YILLIK KÜLTÜR TARTIŞILIYOR: TAZİYE YEMEKLERİ YASAKLANMALI MI, BELEDİYE KARŞILAMALI MI?
Türkiye'nin çeşitli il ve ilçelerinde son dönemde artan taziye yemeği yasaklama kararları, kökleri derin bir inanç kültürü olan bu geleneği yeniden tartışmaya açtı. Kimi otoriteler "israf ve külfet" gerekçesiyle yasağı desteklerken, uzmanlar ve vatandaşlar, çözümün "yasak" değil, sosyal belediyecilik ve belediye desteği olması gerektiğini savunuyor.
YASAK DALGASI VE TEMEL GEREKÇE: KÜLFET VE İSRAF
Son günlerde Muhtar kararlarından, Valilik ve Belediye Meclisi onaylarına kadar birçok yerel yönetim, taziye evlerinde yemek ikramının kaldırılması yönünde adımlar attı. Bu kararların ardındaki ana motivasyon, vefat eden ailenin acısı varken bir de "yemek yapma ve misafir ağırlama" gibi büyük bir maddi ve manevi külfetin altına girmesinin önüne geçmek.
Mardin, Aksaray ve Kahta gibi yerlerde alınan yasaklama kararlarını destekleyen yetkililer, taziye yemeklerinin zamanla israfa dönüştüğünü ve özellikle dar gelirli aileler üzerinde borçlanma baskısı yarattığını belirtiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın (DİB) görüşleri de bu durumu destekler nitelikte: DİB, cenaze sahiplerinin yemek hazırlayıp sunmasının ek bir telaş ve sıkıntıya yol açtığı için mekruh (hoş görülmeyen) olduğunu, asıl sünnetin ise komşuların cenaze sahiplerine yemek ikram etmesi olduğunu vurguluyor.
Diyanet Görüşü: "Cenaze sahiplerinin, merasime katılanlara yemek hazırlayıp sunması ilave bir telaş ve sıkıntıya sebep olacağından mekruh görülmüştür. Bunun yerine komşular veya yakınlarının, cenaze sahiplerine ve uzaktan gelenlere ikramda bulunmaları sünnettir."
UZMANLARDAN VE VATANDAŞLARDAN KARŞI ÇIKIŞ: 2000 YILLIK KÜLTÜR KALDIRILAMAZ!
Tüm bu yasaklama ve kısıtlama kararlarına rağmen, vatandaşlar ve sosyal hizmet uzmanları, taziye yemeğinin basit bir "yemek" olmaktan öte, 2000 yıllık bir inanç ve dayanışma kültürünün yansıması olduğu noktasında birleşiyor.
Temel itiraz, çözümün "yasak" değil, "destek" olması gerektiği yönünde toplanıyor:
Acılı Aileye Hizmet İhtiyacı: Taziye sürecinde yemekle uğraşmak, yaslı aile için zaten zorlu olan dönemi daha da ağırlaştırmaktadır. Gelenek, bir "hayır lokması" vermek amacını taşısa da, bu yükün aileden alınması en doğru çözümdür.
Sosyal Belediyecilik Çağrısı: En güçlü çözüm önerisi ise belediyelerin devreye girmesi. Sosyal belediyecilik ilkesi gereği, cenaze ve taziye hizmetlerinin; çadır, masa-sandalye, ısıtma/soğutma ve özellikle yemek hizmetlerini kapsayacak şekilde belediyeler tarafından ücretsiz olarak karşılanması talep ediliyor.
Eşitlik ve Onur: Bu hizmetin belediye eliyle karşılanması, maddi durumu iyi olmayan ailelerin de taziyelerini onurlu bir şekilde yapmasını ve toplumsal baskı altında borçlanmasının önüne geçilmesini sağlayacaktır.
Trabzon'un Ortahisar Belediyesi gibi bazı yerel yönetimlerin "taziye yemeği uygulamamız hemşerilerimizin hizmetindedir" diyerek cenaze evlerine destek vermesi, bu yöndeki çözümlerin mümkün olduğunu gösteriyor.
ÇÖZÜM VİZYONU: BELEDİYE AŞ EVİ VE KURUMSAL DAYANIŞMA
Gündemdeki tartışma, taziye yemeği geleneğinin özünü koruyarak, uygulama şeklini modern sosyal devlet anlayışına adapte etme ihtiyacını ortaya koyuyor. Yasaklayıcı bir anlayış, toplumsal bir ihtiyaca ve köklü bir kültüre katkı sağlamayacaktır.
Çözüm, merkezi ve yerel yönetimlerin iş birliğiyle kurulacak bir sistemde gizlidir:
Belediye Aş Evleri: Her belediyenin, cenaze evlerine talepleri doğrultusunda, ilk 1 ila 3 gün boyunca yemek hizmeti sağlayacak merkezi aş evleri kurması.
Külfetin Paylaşımı: "Hayır lokması" geleneğinin, cenaze sahibi tarafından değil, komşular, akrabalar veya bu hizmeti üstlenen belediye aracılığıyla yerine getirilmesi.
Sonuç olarak; taziye yemekleri, 2000 yıllık bir inanç kültürünün ve toplumsal hayırseverliğin somutlaşmış halidir. Bu geleneği, bir "külfet" olmaktan çıkarıp, sosyal belediyecilik vizyonuyla kurumsal bir "dayanışma hizmeti" haline getirmek, hem acılı aileye destek olmak hem de toplumsal huzur ve barışı sağlamak adına en doğru adım olacaktır. Türkiye'nin, yasağın kolaycılığına kaçmak yerine, bu köklü kültürü hizmetle yüceltmesi bekleniyor.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL