Söz Uçar, Yazı Kalır
Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır.
Kitap, tek bir konuya de...
Depremzedelerin Sessiz Çığlığı: “Emanet Tapu” Mağdurları ve Konut Hakkı
Yayınlama: 12.11.2025 22
Adıyaman’ın Deprem Sonrası Çetin Sınavı
6 Şubat depremleri, Adıyaman’da binlerce konutu yıkarak ardında yalnızca fiziksel bir enkaz değil, aynı zamanda karmaşık hukuki ve sosyal sorunlar yığını bıraktı. Bu sorunların başında, evi yıkılmış olmasına rağmen tapu kaydı “emaneten” bir kardeş, akraba veya başka bir kişi üzerinde görünen, bu nedenle de yasal olarak deprem konutu hak sahipliği kapsamına giremeyen vatandaşların durumu gelmektedir. Adıyaman’da bu tür “emanet tapu” mağdurlarının sayısının yüksek olduğu belirtilmektedir. Bu mağduriyetin çözümü, afet sonrası adalet ve yeniden inşa sürecinin kritik bir parçasıdır.
Sorunun Kaynağı: Tapu ve Fiili Malik Ayrımı
Deprem konutu hak sahipliği, Afetler Kanunu ve ilgili yönetmelikler uyarınca, hasar gören konutun tapu kaydında malik olarak görünen kişiye tanınır. Ancak, Türkiye’deki sosyal ve ekonomik koşullar, tapu kaydının gerçek (fiili) maliki yansıtmadığı durumlar ortaya çıkarabilmektedir:
Vergi ve Harçtan Kaçınma: Geçmişte yüksek vergi veya harç ödememek için evi düşük göstererek veya bir yakını üzerine kaydederek işlem yapılması.
Sosyal Güven ve Güven İlişkisi: Aile içinde veya çok güvendiği bir kişi adına evin kaydedilmesi (“emanet” tapu).
Miras ve Prosedür Eksikliği: Miras işlemlerinin henüz tamamlanmamış olması ve evin tapuda vefat eden kişiye ait görünmesi (bu durumda mirasçılar toplu hak sahibi olabilir, ancak fiili kullanımda olan tek bir mağdur varsa sorun derinleşir).
Bu durumdaki mağdur vatandaş, hayatını geçirdiği, tüm bakımını ve masrafını üstlendiği evin yasal kaydına sahip olmadığı için, devletin sunduğu yeni konut hakkından yararlanamamakta ve büyük bir barınma sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır.
Hukuki Çözüm Yolları: Tapu İptali ve Tescil Davası
Bu mağduriyetin çözümü, mevcut yasal çerçevede genellikle “muvazaa” ya da “hukuki işlemin gerçek iradeyi yansıtmaması” iddiasına dayanır. Vatandaşın, konutun gerçek sahibi olduğunu ispatlamak için Tapu İptali ve Tescil Davası açması gerekmektedir. Bu dava sürecinde:
Fiili Kullanım İspatı: Elektrik, su, doğal gaz faturaları, emlak vergisi ödeme makbuzları, konutta yapılan tadilat/masraf belgeleri gibi delillerle evin uzun yıllardır kendisi tarafından kullanıldığı ve masraflarının karşılandığı kanıtlanmalıdır.
Tanık Beyanları: Mahalle muhtarı, komşular ve akrabaların, konutun tapu sahibi görünen kişi yerine mağdur tarafından fiilen kullanıldığına dair beyanları büyük önem taşır.
Muvazaa İspatı: Tapunun görünüşte başkası üzerinde olmasının, bir anlaşmaya (muvazaa) dayandığı ispatlanmaya çalışılır.
Ancak bu hukuki süreç:
Zaman Alıcıdır: Afet sonrasının acil konut ihtiyacına karşılık, bu tür davalar yıllarca sürebilir.
Maliyetlidir: Avukatlık, bilirkişi ve mahkeme masrafları, zaten zor durumda olan depremzede için ek bir yüktür.
Sonuç Garantisi Yoktur: Mahkeme, delillerin yeterliliğine göre karar vereceğinden, davanın mağdur lehine sonuçlanmama ihtimali de mevcuttur.
Önerilen Kalıcı ve Acil Çözümler
Afet sonrası dönemde, hakkaniyeti sağlamak ve mağduriyetleri hızla gidermek için idari ve yasal düzenlemeler elzemdir.
İdari İnceleme Komisyonu: Valilik veya AFAD bünyesinde, sırf bu tür “emanet tapu” iddialarını yerinde ve hızlıca incelemek üzere özel bir komisyon kurulmalıdır. Bu komisyon, mahkeme kararı beklenmeksizin, fiili kullanım ve yerel tanıklıklarla gerçek hak sahipliğini hızlıca tespit edebilmelidir.
İstisnai Hak Sahipliği Düzenlemesi: Afet Yönetimi Kanunu’na veya ilgili yönetmeliğe, büyük afetlerde “tapu kaydı olmamakla birlikte, yıkılan konutta fiili malik olduğu fatura, tanık ve yerel yönetim (muhtarlık) kayıtlarıyla ispatlanan kişilere” istisnai olarak hak sahipliği tanınmasını sağlayan geçici bir madde eklenmelidir.
Hukuki Yardım: Bu durumdaki depremzedeler için Barolar Birliği ve Adıyaman Barosu iş birliğiyle ücretsiz hukuki danışmanlık ve dava desteği sağlanmalıdır.
Sonuç
Adıyaman’da tapu kaydının başkası üzerinde olması nedeniyle konut hakkı alamayan depremzedelerin yaşadığı mağduriyet, yalnızca bir tapu meselesi değil, aynı zamanda devletin vatandaşın en temel ihtiyacı olan barınmayı güvence altına alma sorumluluğunun bir sınavıdır. Hukuki adaletin tecellisi zaman alırken, insaniyetin gereği olan acil çözüm için idari mekanizmaların hızla harekete geçirilmesi, depremin yarattığı yaraları sarmada atılacak en önemli adımlardan biri olacaktır.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.