Roman Başlangıcı
I. Bölüm: Kızıl Kumların Çağrısı
Yıl 2085. Dünya, artık sadece kasvetli, tükenmiş bir mirastan ibaretti. İnsanlığın umudu ise, Kızıl Mars'a kurulan Nova Kolonisi'ne bağlanmıştı.
Abdi (30), Nova'nın Baş Yerbilimci'siydi. Güneş yanığına benzeyen, Mars’ın kızıl tozuna bulanmış yüzü ve keskin, mavi gözleriyle, gezegenin en deneyimli kaşiflerinden biriydi. Onun için Mars, sadece bir yaşam alanı değil, çözülmesi gereken büyük bir bilmeceydi. O gün de, sismik tarayıcıların günler önce kaydettiği tuhaf bir sinyalin peşindeydi. Sinyal, koloninin 300 kilometre kuzeyindeki, efsanevi "Valles Marineris" kanyonunun derinliklerinden geliyordu.
Yanında, genç ve parlak bir pilot olan Taner (25) vardı. Taner, Dünya'nın griliğinden kaçıp Kızıl Gezegen'in hür gökyüzünde nefes almak isteyenlerdendi. Omuzlarında taşıdığı, koloninin en hızlı keşif aracı olan Ares-IV’ün sorumluluğu, onun için bir gurur vesilesiydi. "Abdi," dedi, sesi uzay giysisinin hoparlöründe hafifçe çatlayarak, "Bu sinyal, rutin bir manyetik anomaliden çok farklı. Sanki... bir ritim tutuyor."
Abdi, kaskının içindeki ekranda titreşen grafiğe baktı. "Haklısın, Taner. Doğal değil. Ve sanırım bu ritmi dinleyen tek kişiler biz değiliz."
O sırada, görevin iletişim ve yapay zeka uzmanı olan Dila (28), Nova Kolonisi'ndeki kontrol merkezinden onlara seslendi. Dila, zarif zekası ve soğukkanlı analitik yeteneğiyle, ekibin beyniydi. "Ekip, size kötü bir haberim var. Yörünge istasyonundan gelen son uydu görüntüleri, tarayıcılarınızın kaydettiği sinyal bölgesinin tam üzerinde tanımlanamayan bir nesne tespit etti."
Taner aniden Ares-IV’ün motor gücünü azalttı. "Tanımlanamayan mı? Ne yani, bir UFO mu demek istiyorsun, Dila?"
Sessizlik, Mars'ın ince atmosferinde yankılandı.
"Onu nasıl tanımlayacağınız size kalmış, Taner," diye cevapladı Dila, sesinde gergin bir ciddiyet vardı. "Ama şekli, bilinen hiçbir insan yapımı hava aracıyla eşleşmiyor. Ve... Ares-IV'ün sensörleri, bölgeye yaklaştıkça artan, daha önce karşılaşmadığımız bir enerji imzası tespit ediyor. Çok yüksek, çok eski ve kesinlikle uzaylı kökenli."
Abdi, kanyonun kenarında durdu ve aşağıdaki karanlığa baktı. Kızıl gezegenin kum fırtınaları, binlerce yıldır sakladığı sırları fısıldıyordu. Gözlerinde, bilim insanının merakı ile bir kaşifin tehlikeli heyecanı harmanlanmıştı.
"Enerji imzasına doğru ilerliyoruz," dedi kararlı bir sesle. "Bu, insanlığın Mars'a neden geldiğini anlamak için son şansımız olabilir. Taner, iniş pozisyonu. Dila, gözün bizde olsun."
Abdi, Valles Marineris'in dipsiz karanlığına doğru ilk adımını attığında, üç kahraman, Kızıl Gezegen'in yüzeyinde yüzyıllardır uyuyan kadim bir sırrı uyandırdıklarını henüz bilmiyorlardı. Sır, sadece bir keşif değil, tüm gezegenin kaderini değiştirecek bir karşılaşmaydı.
Bu başlangıç, romanın temel taşlarını (Mars, UFO/Uzaylı, Üç Ana Karakter) belirlemekte.