Zerha'nın Gölgeleri: Giriş Açıklaması

Lise koridorları, bazıları için sıradan bir geçit yolu, Hasan içinse yasak bir mabettir. Bu mabet, adını sadece fısıldayabildiği tek bir tanrıçanın varlığıyla aydınlanır: Zerha.
Zerha; uzun kahverengi saçları ve ela gözleriyle, adeta gökyüzünden indirilmiş, erişilmez bir güzelliktir. Oysa Hasan, omuzlarında sırt çantasıyla, kendi içine kapanık, utangaç bir gölge gibidir. Aşkını kelimelere dökme cesareti olmayan Hasan, duygularını defterinin titrek sayfalarına, Zerha'nın habersiz "gizli kraliçesine" adamış şiirlere dönüştürür.
Bu platonik aşkın sessizliği, Zerha'nın beklenmedik sorusuyla bozulur: "Hasan, bir saniye bakar mısın?"
O an, Hasan'ın tüm dünyası durur. Ancak ne yazık ki, kalbi coşkun bir fırtınaya dönüşse de, dili düğümlenir. Utangaçlığı, ona konuşma cesareti vermeyerek, basit bir soruyu bile felakete çevirir. Utanç içinde kaçıp gittiğinde, geride sadece kontrol edilmemiş bir sırt çantası ve zihninde defalarca yankılanan o ela gözler kalır.
"Zerha'nın Gölgeleri", utangaçlığın prangasında yaşayan bir gencin, ulaşılmaz aşkına duyduğu sessiz tapınmanın hikayesidir. Bu, sadece bir lise aşkı değil; dile getirilemeyen duyguların, fısıltıya hapsolmuş kelimelerin ve bir gölge gibi yaşama mahkum edilmiş bir kalbin dramıdır. Hasan, aşkının sonsuza dek Zerha'nın gölgelerinde kalmasına izin mi verecek, yoksa o utangaçlık zincirini kırıp, defterindeki dizeleri gerçek hayata mı taşıyacak?