Kalbe Düşen İkindi – Manevî Deneme / Tasavvuf Sohbetleri / Aşk
Dünya, kimi zaman sevdiklerimizle, kimi zaman korktuklarımızla sınandığımız bir imtihan yeridir. Bu eser; kıssalar, menkıbeler ve sohb...
Mehmet odasında sessizce dolaşıyordu. Gece olmasına rağmen kalbi heyecanla çarpıyor, adeta zaman yavaşlamış gibiydi. Çınar Ağacı'nın altında Mehlika'yla buluşacaklarını düşündükçe dudaklarında istemsiz bir tebessüm beliriyordu.
Elini hafifçe sakalına götürdü, ardından odasının köşesinde hazırladığı küçük çantasına göz attı. Yanına, gecenin huzurunda paylaşacakları birkaç küçük hediye ve Mehlika’ya yazdığı bir mektup koydu.
Kıyafetini seçti; hem rahat hem de özenli olmalıydı. Gecenin sessizliğinde koyu renkte bir ceket, altına hafif bir gömlek ve uyumlu pantolonunu giydi. Aynada kendine bakarken derin bir nefes aldı; heyecanını ve hafif telaşını bastırmak için sakince saçlarını düzeltti.
Ayaklarına hafifçe adım atarak yürüdü, sessizliği dinledi. "Her şey hazır… hayalime doğru yürüyorum," dedi kendi kendine. Ellerini cebine soktu, ardından küçük bir tebessümle odanın kapısını sessizce araladı. Rüzgâr hafifçe pencereden içeri süzüldü, tıpkı Mehlika’nın evindeki o hafif esinti gibi kalbine dokundu.
Gece yavaşça yaklaşırken, Mehlika odasında sessizce dolaşıyordu. Kalbi göğsünde kelebek gibi çarpıyor, elleri hafifçe titriyordu. "Bu gece Çınar Ağacı'nın altında…" diye fısıldadı kendi kendine; gözleri parlıyor, yüzünde utangaç bir gülümseme beliyordu.
Özenle dolabını açtı, en rahat ama zarif elbiselerini seçti. Tesettür şalını nazikçe başına sardı, parmaklarını şıklatarak kendini oyalar gibi yaptı; bir yandan heyecanını dizginlemeye çalışıyor, bir yandan da sabırsızlığını saklayamıyordu.
Masasının üzerine küçük bir bohça hazırladı: içinde bir defter ve kalem. "Mektup tamam… şimdi sadece beklemek kaldı," diye fısıldadı. Kağıttaki satırlar, hayallerindeki İmam Efendi'ye uzanan bir köprü gibiydi.
Gece yarısı, Çınar Ağacı'nın altındaki buluşma için her ikisi de hazırdı; bir hayal gerçeğe dönmek üzereydi.
Mehmet heyecanlı ama emin adımlarla yola koyuldu. Bir yandan saçını ve sakalını düzeltirken, bir yandan da iç sesiyle konuşuyordu. Mehlika'nın evinin önüne yaklaşınca etrafı kolaçan etti. Herkes uykudaydı; mahalle sessizliğe bürünmüştü. Gülümsedi. Başını kaldırıp Mehlika'nın camına baktı. Mehmet taşını hafifçe Mehlika'nın penceresine bıraktı.
Mehlika, taşın çıkardığı hafif sesi duyunca kalbi hızlı hızlı çarpmaya başladı. Hemen pencereye doğru eğildi, gözleriyle Mehmet'i gördü. Hızlıca şalını düzeltti, nefesini topladı ve sessiz adımlarla kapıya yöneldi. Evin iç haline kulak verdi; herkes derin uykudaydı. Evin kedisi Mehlika'ya baktı, miyavladı, “Sessiz ol,” der gibi işaret yaptı ve evin dışına sessizce çıktı.
Mehmet’le göz göze geldiler. Konuşmadan sessizce birkaç dakika baktılar. O birkaç dakikaya destan sığdırdılar. Yılların heyecanı, gerginliği ve merakı da…
Ve geriye doğru bir kez daha baktı penceresine. Rüzgâr yüzlerini okşarken, ikisi hızlı adımlarla Çınar Ağacı'na doğru ilerliyordu. Ay ışığı altında, her adım bir melodinin ritmi gibi çınlıyor, kalpleri heyecanla birlikte çarpıyordu.
Koşar adımlarla ilerlerken, "Ah!" diye fısıldadı Mehlika. Ayağı elbisesine takıldı, dengesini kaybetmişti. Düşmemek için ani hareketle çabalasa da elleri sert bir şekilde yere çakıldı. Bedeni düştü; sert zemin avuçlarına değdi ve acı yayıldı parmaklarına. Dizlerinin acısı ayağa kalkmasına izin vermedi.
"Mehlika!" diye fısıldadı Mehmet panikle. Sesi neredeyse duyulmuyordu, ama içindeki korku ve endişeyi taşıyordu. Her şeyin yavaşladığını hissetti; rüzgâr yüzüne çarpıyor, gece sessizliğe gömülmüş, sadece o anın ağırlığı vardı. Mehlika'nın küçük, kırılgan bedeni, sert zeminde. Mehmet’in gözünde bir anlığına dünya durdu, zaman durdu.
Onu kaldırmak için hızla eğildi. Ellerini hafifçe Mehlika'nın omuzlarına ve kollarına uzattı; gözleri bir an bile ondan ayrılmadı. İçinde yoğun bir koruma isteği, aynı zamanda yumuşak bir şefkat vardı. Düşüşün verdiği acıyı, o anın sıcaklığıyla bastırmak istiyordu. Her nefes alışında kalbinin hızlı atışıyla Mehlika'nın güvenini sağlamaya çalışıyordu.
"Mehlika, iyi misin? Ellerimi tut, seni kaldırayım," dedi Mehmet, sesi titreyerek.
Ellerini uzattı Mehlika. Elleri kan içindeydi. Mehmet'in elleri de kan içinde kalmıştı. Böyle hayal etmemişlerdi ama. Morali bozuldu Mehlika'nın. Dün mektubu yazarkenki o bilinmeyen moral bozukluğu birden aklına geldi.
"Acaba Rabbim istemiyor muydu gitmemi Çınar Ağacı'nın oraya…" dedi içinden. "Dün içine doğan sorular geldi… Saçmaladın iyice Mehlika, kuruntu yapıyorsun," dedi kendi kendine. Sonra devam etti iç sesi: "Elimin kanaması geçer de, ya yüreğim kanarsa işte…"
"Mehlika… Hadi, dayan bana. Zaten az kaldı Çınar Ağacı'na. Hadi, Mehlika," dedi Mehmet, üzgün ifadeyle. Kollarıyla iyice Mehlika’yı kavradı; bütün yükünü kendine vermişti. Kollarını kendi omzundan doladı, yürümesine yardımcı oluyordu.
Sonunda Çınar Ağacı'nın altına geldiler. Mehlika kendini yavaşça yere bıraktı. Canı yanıyordu ama içinde Mehmet’in ilk dokunuşunun heyecanı vardı. O dokunuş, acısını bastırmıştı.
Mehmet ellerini tuttu Mehlika’nın, yaralarına baktı… ve sonra gözlerine. İçinden, "Keşke öpebilsem yaralarından, Mehlika," dedi.
Yaralarını temizledi, çantasında her zaman taşıdığı yarabandını çıkardı ve tüm yaralarını kapattı Mehlika’nın. Soluk soluğa kalmıştı Mehmet, Mehlika’nın düşüşü ve yaraları yüzünden.
Eğildi, ellerine sadece eğildi ve yüzüne sürdü. Kaldırıp başını Mehlika'ya baktı ve gülümsedi.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.