Kalbe Düşen İkindi – Manevî Deneme / Tasavvuf Sohbetleri / Aşk
Dünya, kimi zaman sevdiklerimizle, kimi zaman korktuklarımızla sınandığımız bir imtihan yeridir. Bu eser; kıssalar, menkıbeler ve sohb...
İmam Efendi, defteri geri vermeye niyetlenmedi. Her akşam kitaplığından alıp, satır satır okumaya devam etti. Okudukça, Mehlika’nın aşkının masumiyetini, duasının derinliğini, kelimelerinin inceliğini daha çok hissediyordu.
Bazen gözleri buğulanıyor, elini göz kapaklarına götürüp yaşlarını siliyor; bazen defteri bağrına basıp sandalyesine yaslanıyor, dudaklarından titrek bir mırıltı dökülüyordu: “Ahh Mehlikamm… Ne güzel sevmişsin sen…”
Satırların arasında öyle anlar geliyordu ki, kalbi hem yanıyor hem de gülümsemekten kendini alamıyordu. Bir gece, Mehlika’nın günlüğünde şunları okudu: "Sevgili Günlük.. Dün akşam düğüne gitmiştik. Cemaatin arasında İmam Efendi de vardı. Rabbim şahittir, gözlerimi ondan alamadım. Uzun boyu, kahveye çalan gözleri, hafif geriye taranmış gür saçlarıyla heybetli bir edâ… Gülünce gözleri biraz kısılıyor ya, işte o an içimde çiçekler açıyor. Oofff! Bir de şu Gülistan var. Her bakışında içim içimi yedi. Gözlerini imamdan ayıramadı.. Ne vakit İmam Efendi tebessüm etse, Gülistan’ın gözleri parladı. Ya Rabbi, kıskançlık kalbe ne ağır imtihanmış.
"Bak hele ya… Ne çok bakıyor!Her bakışında içim içimi yedi. Kız Gülistan, ne bakıp durursun öyle? O tebessüm sana değil, cemaate!Hele bak hele!Gönül diyor ki, Git sen Gülistan’ın yanına, bana bak bana, al şu gözlerini, yoksa ben alırım! Haaaahhh, Mehlika resmen mahalle kadınları gibi oldun." diye içimden söylendim.Haksız mıyım sevgili günlük , de hele bana bi..
Geçen de yolda karşıma çıkıp da ‘Akşama İmam Efendi bize yemeğe geliyor’ dedi ya Gülistan’ın annesi… ayyyy içim bir tuhaf oldu. Gönül diyor ki; git kapıya dayan, ‘Ben de geliyorum o yemeğe’ de. Hele şu halime bak… İmam Efendi, neyledin sen beni? Senin bir lokmalık tebessümün için ben, sofralara göz diker hâle geldim.”
İmam Efendi, bu satırları okurken önce sustu, sonra birden kahkaha attı. Odaya yayılan gülüşünde hem mahcubiyet, hem de Mehlika’nın saf sevgisine duyduğu hayranlık vardı.
Defteri göğsüne bastırıp içinden geçirdi: “Meğer kıskançlığın bile ne kadar zarifmiş, Mehlika…
Ve o gece, defteri kapatıp başını göğe kaldırdı. Sessizce, yalnız kalbinin bildiği bir dua mırıldandı: “Allah’ım… Mehlika’nın sevdasını bana sabırla, edeble öğret. Onun sevgisinde saklı olan masumiyetle beni de imtihan et…”
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.