Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
HALACI MANSUR Roman Hüseyin TURHAL
Mansur bin Hüseyin, bilinen adıyla Hallac-ı Mansur... O, asırlar boyunca, tasavvuf yolcularının bir ucu keskin kılıç, diğer ucu ise sonsuz bir aşk denizi olan menkıbesi olagelmiştir. O, zühd ve riyaze...
22. Bölüm

Bölüm 9: Aşka Dair Bir Şehadet Taş ve Gül

7 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Mansur’un "Ene'l-Hak!" feryadından sonra, meydan çığlık ve öfke sesleriyle dolmuştu. Kadı'nın emriyle kalabalık, Mansur'u taşlamaya başladı. Taşlar, bir fırtına hızıyla dervişin bedenine çarpıyordu.
Mansur, bu işkenceyi bir ceza olarak değil, Sevgili'ye ulaşmak için atılan adımlar olarak görüyordu. Her taş darbesi, ruhunun bedenden bir kat daha sıyrılmasını sağlıyordu.
Müridi Şiblî, kalabalığın arasından zorlukla Mansur’a yaklaştı. Herkes taş atarken, Şiblî utançla eline bir gül aldı ve fırlattı.
Mansur, bedenine isabet eden hiçbir taşa aldırmazken, Şiblî'nin attığı o tek gülle inledi. Gözlerinden yaş süzüldü.
Mansur: "Taşlar, beni bilmeyenlerin cehaletidir; taşları affettim. Ama sen, ey Şiblî, aşkın sırrını bilen bir dostsun! Attığın bu gül, dost elinden geldiği için ruhumu yaktı. Çünkü sen, bu eylemin bir hata olduğunu bilerek yaptın. Sen, sevmeyi bilerek attın!"
Mansur'un bu sözleri, dostunun bile en zor anda tökezlemesine dair duyduğu derin üzüntüyü gösteren bir kerametti. O, fiziki acıdan değil, manevi kırılmadan etkilenmişti.
Kesik Elin Şahitliği
Taşlama bitince, cellatlar sahneye çıktı. Mansur’un cezası sadece taşlanmak değildi; uzuvlarının kesilmesi emredilmişti.
İlk olarak sağ eli kesildi. Kesilen el, kanlar içinde yere düştü. Ancak kan, bir fıskiye gibi fışkırırken bile, sıradan bir sıvı gibi dağılmadı. Akan kan, yerdeki tozu ve çamuru kullanarak, Arapça hat sanatıyla toprağa iki kelime yazdı: "Allah" ve onun hemen yanına "Ene'l-Hak".
Bu, dehşet verici bir kerametti. Mansur’un bedeni susturulmuştu, ama kanı bile sırrı haykırmaya devam ediyordu.
Cellat, ikinci olarak sol elini kesti. Mansur, kesilen her uzvuna bir çocuk gibi bakıyor, sanki ondan ayrılan her parça, Sevgili'ye doğru bir adım daha atıyordu. Bu sırada, kalabalık arasından yükselen bir ses, Mansur'a hakaret etti: "Bu kadar işkenceye nasıl dayanıyorsun? Bize hangi kerametle böbürleniyorsun?"
Mansur'un yüzünde, son bir tebessüm belirdi.
Mansur: "Bu, bir böbürlenme değil, bir âşığın son makamıdır! Sizin için bu işkence, benim içinse bir sevgiliyle buluşmanın ilk adımıdır. Sizin gözyaşlarınız akıyor, benim kalbimin gözünden ise nur akıyor."
Çarmıh ve Nur
Daha sonra Mansur'un ayakları kesildi. En sonunda, bedeninin kalanı çarmıha gerildi.
Çarmıh, onun son kürsüsü, son seccadesi oldu. Mansur, orada, ruhunun bedenden tamamen ayrılmaya başladığı o kutsal anda, son duasına başladı.
Mansur: "Ya İlahi! Sana olan aşkımın cezasını çekiyorum. Senin yolunda, insanlar beni reddettiler. Ama ben, Senden gelen her şeyi, Senden gelen bir hediye olarak kabul ettim. Benim için, bu çarmıh, senin kucağındır."
Mansur, son nefesini verirken bile yüzünde derin bir huzur vardı. Ruhunu teslim ettiği anda, Bağdat semalarında, çarmıhın etrafında beyaz ve parlak bir nur belirdi. Bu nur, onun bedeninin çektiği acının değil, ruhunun ulaştığı kemalatın şahitliğiydi.
Mansur'un bedeni o gün yok edildi. Ama onun kanıyla toprağa yazılan o iki kelime, Allah ve Ene'l-Hak, Bağdat’ın hafızasına sonsuza dek kazınmıştı.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL