Evimizde her türlü müsibete ve hastalığa karşı bir tek doktor ve ilaç vardı; dua ve aspirin. Daima şifa bulduk.

Öyleya her gözün başka bir bakışı var

Sana ansızın alınyazımı ve kendimi ekliyorum

Gökyüzüne bakmayanların kalbi daha çabuk kirlenir."

OKU" emri, anlamını bilmeden okumak olmamalıydı

Hazreti peygamber namazda iken bir çocuğun ağladığını duysa onun ıstırabını dindirmek için namazı hafif tutardı.
İslam'da sevgi ve merhamet hissi aile içi duygu  alışverişi olmaktan başlayarak dünyaya,insanlara,hayvanlara ve bütün yaratılanlara bakışın temeli çıkış noktası oldu...

Ben seni kötüleyemem hiç.
Çiçekli bir yol vardı, yürüdüm derim.
Ayaklarıma dikenler battı ama her
ormanda olur böyle şeyler derim...

Bu dünya soğuk…
Rüzgâr genelde ters yöne eser.
Limon ağaçları kurur.
Bahaneler hep hazır.
Güzel günler çabuk geçer.
İçimiz hep bir hoşça kal ülkesi.

"Müslümanlar neden bu kadar cömert ve misafirperver ?Çünkü Müslümanların iman ettikleri Allah çok cömert ve misafirperver.

Büyüdükçe yoruluyordum.

Bir gün ister istemez karşısında olacaksın kaçtıklarının..Dua et, o gün mahşer olmasın.'

'İçim yoruluyor, ruh yoruluyor.

Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak
yanayım Kolaysa esirgeme

Hayat bir boş rüyaymış
Geçen İbadetler Özürlü
Eski Günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
Kolaya affı esirgeme
Sana zorsa yanmaya razıyım

Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum

Yolu rastgele yürürsen ömür olur, denginle yürürsen şiir olur.''

Bitti o şiir, başka mısra gerekmez..

Kork ama umut et, zor değil.

Yazmak, kendini iyileştirmek gibi..”

Bir duruşu olmalı insanın,
bir bakışı,
bir anlayışı,
bir davası olmalı

Ben de dirilir miyim öldükten sonra
Ruhum da dirilir mi öldükten sonra
Ben de hesap verebilir miyim öldükten sonra
Derslerime çalışır büyüklerimi dinlersem"

Artık aşk insan kalbine sığmıyor…

Dünya ne uzun Ne kısa.

Burası benim için bir gün, içimdeki bütün ölüleri gömüp gideceğim bir mezarlık.

Bizim gençliğimizde,
"Seni seviyorum" denmezdi.
Kitap hediye edilirdi.

İnsan ara sıra içinin Hira’sına çekilmeli

Zirvesine göz koyduğum dağlara bak, Koşup takıldığım çitlere bak.”

Hüzün ağır gelir yüreğe
ama en güzel duayı ettirir.“

Uçmayı öğrenmeden göçmeye mecbur kalmış bir kuş gibi kalbimiz..."

Allah’ım!
Yol boyunca bırakma ellerimi
düşerim yoksa

Senin için yazdığımı bil bilme ne olur
Bir gün nasıl olsa
Aynı çeliklerden ölürüz
Kabirlerimiz yan yana kazılır

Nasıl olmuşsa bilmiyorum, vurmuşlar bize, biz vurmamışız.Kaçabilir miydik bilmiyorum, kaçmamışız

Bir yerden bir yere uçuyorsa kuşlar..
Mevsimler değişmiştir.. İnsanlar da...

Kurşunlar bugün "Niyesiz" öldürüyor insanları

Bütün olanların zalimi insandır yalnız

Biz bir şey yapmalıyız galiba -ama neyi?

Bir tefekkür koruna düşsen Ödün kopmaz zalimden, dersin Allah daim

Toprak yer seni, etini kemiğini
İman ancak, sığmaz ağzına çevirmez dili
Sözde şehvet dilde şehvet
Hani sükut tevazu uzlet
Sen konuş şeytan mütebessim
Nerde korku karar basiret
Her sözün zarara
Emri maruf nehyi münker bir de
Allah ı anmak müstesna
İster misin makam rütbe ölümden sonra
Allahı hakim bil diğerleri mahkumun-aleyh

Ben bu çağdan nefret ederim. Etimle kemiğimle,hücrelerimle nefret ederim.

Karanlığı itiyorum yine gelir

Allah'a hamdolsun epeyce ağır haller geçirdik

Bense anahtarı yalnız bende bulunan bir odaya girer gibi okurum şiirimi. Onun hatıraları bendedir.

Üstadım" dedim;
"Bayrama ne alayım?"
Dedi; "Birkaç piri fâniden gönül,
birkaç çocuktan gülücük,
alabilirsen birkaç fakirden de dua al."

Biz, sakalları şiirle karışık Kalpleri Allah ile barışık adamları çok sevdik.